Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün ruh sağlığı...

Hastalar ve yakınları, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi'nin, 'ARA' adlı projesi sayesinde artık bir telefonla doğru tedaviye ulaşabilecek. Yaklaşık 2, 5 milyon ruhsal ve zihinsel engellinin bulunduğu ülkemizde hastaların yüzde 70'i toplumsal destek alamadığı için hastanelere dönüyor... (ntvmsnbc)

Merhaba e-günlüğüm; Çaktırmayanlarla birlikte (benim gibi) bu rakam her halde on milyonlara varıyordur. Kriz dönemlerinde işinden olanların, geçinmek, geçindirmek zorunda olanların, kredi kart borçlularının, sigorta ve banka mağdurlarının, aile sorunları olanların da bu ruhsal engellilere geçici olarak katıldığını da varsayarsak neredeyse ülkemizin yarısı ruhsal ve zihinsel engelli. Bu durumda işler iyice zorlaşıyor. Bunların çoğu ehliyetli ve trafikte araba kullanıyor, çoğu evli ve çocukları var, çoğu bekar ve eş arıyor... Korkunç! düşünmek bile istemem. Amaçlanan buydu zaten. İnsanları ruhsal yönden sakatlayıp, işe yaramaz hale getirmek. Ruhsal yönden engelli olanları bir yana koyarsak geri kalanlar emekli, yaşlı, kilolu, sağlığı bozuk kişiler. Maden işçileri ve banka çalışanlarının akıl sağlığı zaten tescilli... (çoğunun şahitliği bile kabul edilmiyor.) Otomotiv sektörü geliştikçe insanların kanında "kurşun, aliminyum, nikel" gibi ağır metaller çoğaldığından yakında kan verip, kan alacak kişi sayısı da azalacak. (daha şimdiden bir çok insan bu yüzden kan veremiyor) Böylece "ruh"sal ve "kan"sal engelli insanlar topluluğu olup çıkacağız...

Bütün bunların yanında bir de hiç bir şeyi olmayan ama, günün birinde aniden "cinnet" geçirdiği söylenen, sülalesini veya bir topluluğu doğrayan tipler, "töre" adı altında katliam yapanlar çıkıyor ortaya.

Şimdi; kim ruhsal ve zihinsel engelli, kim değil doğru tespit yapmak, doğru teşhis koymak gerek... Yoksa hastalık bulaştıkça bulaşır, çoğaldıkça çoğalır. Hastalarla, hastalığı yayanlar arasında bir denklem bu. Yani, hasta mı suçlu, hastalığı yayan mı? Daha açık deyişle, domuz mu suçlu, domuz'a virüsü bulaştıran veya bulaşması için zemin hazırlayanlar mı? (bu işlere domuzlar bile şaşırıyor) Bu denklemi çözme görevini Domuzlara bırakıyorum...

Değerli e-günlüğüm; bu olaya, çemberi daraltıp 1/500 bin ölçekle, bizim bahçede baktığımızda ortada ruhsal veya zihinsel engelli görünmüyor. Çünkü, kimse kimsenin hayatına müdahale etmiyor, saygısızlık yapmıyor, yaşam hakkını elinden almaya kalkmıyor. Tam tersine kıskanılacak bir yardımlaşma ve dayanışma içinde yaşam devam ediyor. Hem de herkesin sağlıklı olduğu bir ortamda...

Dün akşam eve gidince, yine "yalnızım ruhuma hicranımı sardım da yine" ("dertliyim" olmasın?) adlı tek perdelik komedi'yi oynadım. Oğlum annesine gitti, o gidince Joker'de gitti ve büyük bir boşluk oldu. Boss bile şaşırdı. Tropikal meyvelerden oluşan meyve suyu ile bir votka hazırladım kendime. (ne bu ya, bir gece rakı, bir gece votka?) Güzel oluyor muş. Boss'da istedi ama vermedim. Çabuk kafayı buluyor sonra da, ortalığı dağıtıyor. Canı sıkılmasın diye biraz oyun oynadık ve ikimiz de yorulunca oturduk.

Hava bulutlu ve rüzgarlı. Ortalık sakin ve hüsranlı, işler durgun ve kaşarlı... (güzeeel kafiyeli oldu) Bu tespiti sabah Linda ile işe geldikten sonra birlikte yaptık... Ben iyiyim. Sağlığım yerinde, annem de iyi, ablam, oğlum, arkadaşım, kız arkadaşım, metresim, sevgilim, köpeklerim, kediler, kargalar, herkes iyi. Doktor'a, bankacıya, avukat'a ihtiyacımız yok. Böyle olduğu sürece iyi ve sağlıklı sayılırız.

Sabah servislerinin ardından, yemeğimi yedim ve oturup çayımı içtim. Piyasanın durgunluğu firmaları harekete geçir miş. Her gün rakip firmalardan biri geliyor ve sohbet adı altında iş değişimi teklif ediyorlar. Bu gün de biri geldi. İlk bakışta kulağa hoş geliyor. (ilk bakışta kulağa hoş gelmez, göze hoş gelir) Ancak sözleşmeleri okuduğum zaman, 17 yy. kölelik ve esir ticareti yapılan döneminin bir yansıması ile karşı karşıya bırakıldığımı anlıyorum. Bu yüzden sadece sohbet çerçevesinde kalıyor ve onlara hayırlı işler diliyorum.

Bulutlu ve rüzgarlı olarak devam eden günümüz, her halde kapanışıda bulutlu ve rüzgarlı olarak yapacak. Linda ile akşam yemeğimizi yedik ama hava açmamakta ısrarlı. Ha! unutmadan; dün sabah kırılan yan aynamı kestirip silikonlamıştım. Bu gün bantları çıkardım ve eski sağlığına kavuştu. Artık yol da eskisi gibi bana yardımcı oluyor. Sevenlerine duyururum...

Evet e-günlüğüm. Ben de seni bulutlu ve rüzgara kapılmış biri olarak yolluyor sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Yarın hava nasıl olursa olsun, keyfimiz, sağlığımız, huzurumuz yerinde olsun... (ne kalıcı laf etmiş eski ve seksi bir "hava durumu" sunucumuz.) Yazışmak üzere. Hoşçakal

Biliyor musun: Her 25 kişiden bir astım hastası imiş... (buyur!)
Çirkin söz: "Acele et. Sen etrafta ahmakça dolaşırken ben, bir düzine adamı asardım..." Carl Panzram (Celladına son sözleri)
Güzel söz: "Eğer bir örs isen kendini sabit tut. Eğer bir çekiç isen zamanında vur..." G. Herbert

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..