Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük, günlük yazıyor...

Şu anda Ortadoğu ve Balkanların tek gerçek günlükçüsünün sayfasındasınız...
Çok kolaydır günlük yazmak ama kimse yazmaz. Hele bir işte çalışıyorsanız, yazdığınız bir günlük değişiklik olmaksızın size bir hafta yeter. Her gün kopyala, yapıştır yapsanız yalan yazmış olmazsınız. Sabah, öğle, akşam her şey aynıdır. Ev, yol, işyeri, tekrar ev. Ev aynı, yolu zaten ezbere bilirsiniz, iş ve işyeri aynı, arkadaşlar aynı, dönüş yolu aynı, dönülen yer aynı. Geriye ne kaldı? Yorumlar ve gönül işleri. Yorumlar çok risklidir. Aynı olayın veya haberin yorumunu yüzlerce kişi yapmış olabilir. Gönül işleri özeldir, size aittir ve eşi benzeri yoktur. Bol bol yazmak için, bol bol gönül maceraları yaşamak gerekir. O zaman durmayalım yürüyelim arkadaşlar...

Merhaba, değerli e-günlüğüm ve cefakar sayfaları.
Dün akşamı yazmaya gerek yok hep aynı idi, bu günü yazmaya gerek yok hep aynı, akşamı yazıp sıkmayayım o da aynı... İşte gerçek günlük. (şaka yaptım)
Herşey aynı olsa, yaşananlar aynı olsa da o anki duygu ve düşünceler hep değişik oluyor. Bir gün sinirlendiğiniz olayı bir başka gün çok sakin karşılayabiliyorsun. Bir gün nefret ettiğin bir kişiyi bir süre sonra sevebiliyorsun, bize ters gelen bir şey veya bir olay, bir süre sonra doğru gelebiliyor. Bundandır insanoğlunun yaşam içi fırtınaları. Çok üzüldüğümüz, çok neşelendiğimiz olur gün içinde, hatta bir saat için de. Mutlu olduğumuz, mutsuz olduğumuz saatler, dakikalar vardır. İşte bunların yaşandığı anlar ve çevresinde oluşanlar günlüğü oluşturur çoğu zaman.
Evet sevgili e-günlüğüm,

Dün gece hava rüzgarlı idi ve boss ile oyunumuzu oynadıktan sonra rüzgara rağmen bahçe de oturup önce demli kekiğimi (bu hafta kekik kürü yapıyorum. Sinirlerimi yumuşatıyor) içip, sonra rakımı yudumladım. Daha sonra da üşüdüm ve içeri girdim. Bütün polislerin izlemesi gereken bir dizi vardı onu izledim ve yatmadan önce yapmam gerekenleri yapıp yattım.

Bu gün sakin geçiyor. Sabah biraz hareket yaşadık ama sonra sakinleşti. Yunus Kuaför ün tahsilat günü idi oraya gittim ve tahsilatımı yaptım. (söyledikleri gün hiç aksatmazlar.) Enplus Bağdat Mağazasının da tahsilat günü idi onu da tahsil ettim. Yarın sipariş vereceğim. Tahsilatları yaptık nasılsa parayı harcamadan hemen mala yatıralım.

Hava güzel gidiyor bu aralar. Çok sıcak değil ve hafif rüzgar esiyor. Rüzgar da nemi büyük oranda engelliyor. Ancak aldanmamak gerek. Çevrem de büyük bir kesim ağrılardan sözediyor. Sanırım sebebi rüzgar da kalmak. Yel giriyor. Sonra günlerce ağrısı devam ediyor. Dikkatli ol e-günlüğüm, fazla cereyanda kalma yoksa senin de bir yerlerine yel girer.

Değerli e-günlüğüm; Tahmin edeceğin gibi yemeğimi yedim ve yine sayfalarını arşınlıyorum. Ha o mu? O'nun gönlünü aldım. Cumartesi akşamı gerçekleşmeyen buluşmayı dün gece telafi ettik. Hatta çok memnun kalmış olacak ki, "bu cumartesi de buluşmayalım" diye espri bile yaptı. Gördün mü günlükcüğüm. Sen sen ol aniden hiddetlenme. Ne demişler? "her işte bir hayır veya evet vardır".
Ben cıvıtmadan gideyim en iyisi. Yarın yazışmak üzere. Şimdilik Hoşçakal...

Derde, gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
Kızıl kadehi tutan elime acı...
Ö. HAYYAM

Biliyor musun? Buckingham Sarayın da 602 oda bulunuyormuş... (Allah akıl fikir versin. Ne diyeyim)
Güzel söz: "Düşündükleriniz, Söyledikleriniz, Yaptıklarınız birbiri ile uyumlu olduğu an Mutlusunuzdur." M. GANDI
(söylenecek hiç bir şey yok. Çok sevdiğim ve uygulamaya çalıştığım doğru bir sözdür)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..