Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

e-günlük 25 lisan biliyor:)

Harika bir pazartesi sabahı ve haftanın ilk günü olması dolayısı ile çok önemli bir gün. Dün gece geçen haftanın bitişini ve yeni haftaya girişimizi güzel ve coşkulu bir şekilde kutlamıştım. Zaten her pazar yapıyorum. Ay sonlarında da kutlama yapıyorum. Yeni ay'a "hoşgeldin" eski ay'a "güle güle" dansı yapıyorum..

Merhaba e-günlüğüm; geçen hafta ebeveyn haberleri vardı dikkat ettin mi? Çok dramatik ve trajik idi (yani üzücüydü)
Manisa’da “yataktan düştüğü” söylenerek hastaneye getirilen 5 aylık bebeğin, dövüldüğü belirlendi. Bebeğin hayati tehlikesi bulunurken, baba tutuklandı. (ntvmsnbc) Efendim, çocuk gece uyumamış ve sürekli ağlamış.
Biri köprüden çocuğunu atmış, biri erkek arkadaşı için kızını boğup, ormana gömmüş. (sevgilisi "ya ben ya kızın" demiş)

Anne babalar nasıl bu hale gelebiliyor acaba? İlaçlarla, havada ki gazlarla, radyasyon ve frekanslarla içüdülerini mi yokettik? Ne oldu da insanoğlu, üreme, koruma, yardımlaşma içgüdüsünü yitirdi? Ben en iyisi, şu bilim adamları ile bu hafta toplantı yapayımda bunları bir araştırsınlar. Sürekli "meme kanseri", rahim kanseri", prostat kanseri" ile uğraşacaklarına bu sapkın davranışlarıda bir araştırsınlar.

Değerli e-günlüğüm; Cumartesi akşamı işlerimi bitirip, önceden planlanmış bir buluşma için dışarı çıktım. (aynı zaman da yei gelen ay'ı kutladım) Çok güzel bir gece geçirdim. Çok duygulandım, çok güldüm, çok etkilendim. (fazla yazamıyorum) Geç vakit eve geldim ve yattım.

Pazar sabahı dinlenme günüm olduğu için geç kalktım. Güzel bir hava, ısıtamayan bir güneş var dı. Köpeklerimi gezdirdikten sonra bahçeyi süpürdüm. Sigara izmaritleri, kellik ilacı, cam kırıkları, ambalaj atıkları gibi iki ayaklı yaratıkların çöplerini topladım ve Boss'un yerine yöneldim. Uzun zamandır temizleyemiyordum. Tüy kaplamış her yeri. (şu tüyler bir işe yarasa ek gelir olacak) Bir de rüzgarla gelen pislikler dolmuş etrafıa. Sıkı bir temizlik yaptım ve ardından yürüyüşe çıktım. Eski bir arkadaşımı ziyarete gidip, (ev yemekleri yapıyor) günün yemeğinin (mantı) tadına baktık, çay içtik ve kalktık. Çok güzeldi herkesin ellerine sağlık. Eve geldiğimde akşam olmuş ve Linda'nın yemek saati gelmişti. Bir çorba da evde içtim. Linda'nın yemeğini verip, köpeklerimin haftalık yemeklerini yaptım. (iki buçuk saat pişiyor.) Sonra Boss'un yemeğini verdim ve bahçede oturup cumartesi gecesini düşünerek ve yukarıda yazdığım gibi yeni bir haftanın gelişini kutlayarak günü sonlandırdım.

Evet e-günlüğüm; işte hafta sonu bu kadar. Bu sabah ben işe koşarak gelmek istedim ama Linda istemedi. Her halde insanlaşmaya başlamış olacak ki "pazartesi sendromu" belirtileri gördüm. Sallana, sallana bir hal oldu. İş yerine geldik, ağır ağır yürüyerek içeri girdi ve yerine geçti. Vardır bir derdi kim bilir. Belki aşık falan olmuştur, belki adeti yaklaşmıştır vs vs.

Perfect! İnsanlık için, gelecek nesiller için harika bir haber: Artık yakında çocuklarımız yabancı dil öğrensin diye bir taraflarımızı yırtmayacağız. Bu uygulama cep telefonlarının içine dahil edilecek ve bir sürü dil de değişik insanlarla anlaşabileceğiz. Çok istediğim halde bu güne kadar, lisan yüzünden İspanyol ve Brezilya'lı kadınlara yanaşamamışımdır. Yaşasın! Artık onları cezbedebileceğim... Bekleyin beni İspanyol ve Brezilya kadınları... "Google’ın ücretsiz çeviri servisi Google Translate, desteklediği diller arasına Türkçe’yi de ekledi." (ntvmsnbc) Bu haberi okur okumaz hemen siteye uzandım ve çeviri bölümüne "bir berber bir berbere, gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş." yazdım ve "çevir" komutu verdim. Hani fırlamayız ya. "Sen kimsin Türkçe çevirmek kim, hani çevirsende deyimlerde çuvallarsın" gibi bir zihniyetimiz var. Güvenmeyiz, küçümseriz, aşağılarız... Hehehe Çevirdi.... Bir sürü deneme yaptım. Hatta "bir tarlaya kemeken ekmişler" yazdım, onu da çevirdi. "web günlüğü" yazdım "blog" dedi. Süper, Ultra, Mega... Çok sevindirik oldum ama iş işten geçti. Aaaah Ah. 90'lı yıllarda niye bulmadınız bunu... Ne biçim ithalat ihracat yapardım. En azından 99, 2000 yılında tam batardım.

Güzel değil mi e-günlüğüm. Gelelim bu güne. Her pazartesi gibi hareketli değildi. Normal bir hareketlilik var dı. Bu demektir ki hafta içi bir gün çok hareketli olacak. Krumsal abonelerime uğrayp eksiklerini giderdikten sonra öğle yemeğimi yedim ve biraz dinlenme fırsatı buldum.

Bak seeeen; İhracat Ocak ayında yüzde 28 düşüşle 7 milyar dolar oldu. Neden acaba? Kriz falanda yok ki ihracat düşsün. Belki de ihracat yaptığımız ülkeler de kriz vardır. O zaman ihracat yaptığımız ülkeleri değiştirelim... Kesin o verilerin yarısı da hayali ihracattır. Yani dünyayı dolaştıktan sonra, ülke'ye geri gelip, kdv'sini cebe atıp, iç piyasa da sattığımız mallardan oluşuyordur. Yasal olarak bir sorun teşkil etmiyor nasılsa, kim bilebilir?

Ara servisleri de bitirdikten sonra bir baktım akşam yemeği saatim gelmiş. Akşam yemeğini de yedikten sonra akşam servisleri derken bir baktım ki gün bitmiş... Çabuk geçti bu gün zaman. Ya da bana öyle geldi. Evet evet kesin bana öyle gelmiştir. Biraz enerji fazlalığı var ondandır.

Değerli e-günlüğüm; şimdi gidiyorum, sen se gidiyorsun. Yarın yeni bir gün de yazışırız. Eyvallah!

Biliyor musun: Çin'de 44 milyon kadın kayıp mış...
Çirkin söz: "Kadınlar mâbedlerde evliyâ; sokaklarda melek; evlerinde şeytandırlar." George Wilkins
Güzel söz: "Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın..." Victor Hugo

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..