Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük belgesel izledi ve uzay'a gidiyor...

Temel ile Dursun araba ile giderlerken, yoldan iki tane çok hoş, çok güzel hatun almışlar. Ormana doğru yollarını değiştirip bir iki saat gitmişler. Tam ormana gelmişler ki, arkada oturan hoş hatunlardan biri;
"şimdiden söyleyeyim, sonra söylemedi demeyin. Biz dönmeyiz" demiş.
Temel bir yandan arabayı kullanıp, bir yandan arkadakilere laf yetiştirmiş.
"güzelim kusura bakma ama bu kadar yolu geldikten sonra biz de dönmeyiz...

Beni alın, beni alın, ben giderim. Hiç bir şey istemem, sadece gönderin yeter. Bir daha döneni öpsünler. Yemin ederim ne kendim dönerim, ne de sözümden dönerim. Hele ki onca yolu gittikten sonra asla dönmem... (dönmeyiz)

NASA onyıllarca sürecek ve belki de geri dönüşü olmayacak uzay yolculukları için astronotlar arıyormuş. (ntvmsnbc) Şimdiden gönüllüyüm. Yanıma sadece bir hatun versinler yeter. Hem oradan blog yazmaya da devam ederim. Kamera da koyup izleyebilirler. İsterlerse neler yaptığımızı da yayınlayabilirler. Dünya'nın gündemi bir anda değişir valla...

Merhaba e-günlüğüm; şimdi kesin seni okuyup yarın bana ulaşırlar. Ne dersin bu dünya'dan kurtulabilir miyiz?

"Bu gün haberlere bakmadım" desem yalan olur. Ancak akşam haberlerden çok belgesel kanallarını izledim ve bir karara vardım. Bundan sonra ülkemizde yasak olan (ama satışı yüksek olan) "porno film, seks filmi" terimlerini kullanmayacağım. Bu filmler, hükümetimiz tarafından desteklenmeli ve satışı yasal hale gelmeli. Böylece devletimiz yasak olan sigara'dan sonra harika bir gelir kaynağı edinmiş olur. Hatta sadece şifreli kanallarda değil, tüm kanallarda, belli saatlerde, ailece izlenen programlar haline gelmeli.

Değerli e-günlüğüm; Bu "proje mi, teori mi, öneri mi" dersin, ne dersin bilemem ama, belgesel kanallarını izlerken aklıma geldi. Hayvanların seks alemleri, üremeleri, bütün fantazileri bize açık açık "belgesel" adı altında seyrettiriliyor ama, asıl bizim çocuklarımızın (belki bizim de) öğrenmesi gereken, hayatı boyunca ihtiyacı olan seks teknikleri ve uygulamalarını hemcinslerimiz yapıp film haline getirince "porno" olarak değerlendirilip, üstüne üstlük yasak sayılıyor. Bu haksızlık. Ya o belgeselleri seyreden çocuklar etkilenip, "tamam hayvanlar böyle yapıyor, demek ki bu iş böyle oluyor, ben de böyle yapmalıyım" gibi bir düşünce kapılır ve uygulama yönüne giderlerse... Nasıl olmaz? Dizilerde seyrettikleri her şeyi gerçek hayatta uygulayan bir toplum değil miyiz? İleride bunları da uygulamayacağımızı kim garanti edebilir ki? Evet buradan tüm yetkililere seslenemiyorum ama, yazıyorum. İşleri güçleri yok nasılsa okusunlar. "seks filmi, porno filmi" terimlerini "cinsel belgesel, seks belgeseli, erotik yaşam belgeseli" olarak değiştirmelerini ve yasa tasarısı ile satışının yasallaşmasını öneriyorum... Kesinlikle tecavüz, cinayet, gibi olaylar da azalma olacağına eminim. Bu kadar... Başka önerilerim olunca yazarım. Şimdilik bunun üzerine yoğunlaşın...

Ya manyak mısın e-günlüğüm; sana ne bütün bunlardan? Boşuna yorma kendini. Demokrasi, özgürlük, cumhuriyet olan ülkeler de böyle şeylere izin verilmez. Bak İsveç'e, krallıkla yönetiliyor ve her şey yasal...

İşte takdir-i ilahi diye buna derim. Bunca yıldır insan sağlığı adına bütün aşıları, ilaçları hayvanlar da denediler. Şimdi sıra insan kobaylarda... Avustralya'da bir ilaç şirketi, domuz gribi aşısının denemelerine bugün başlıyor. Domuz gribi aşısı 240 kişide denenecek... (ntvmsnbc)

Bir insan'ın yol ortasında öldürülmesini bekledik ve öldürüldü. Şimdi sıra o bölge'yi trafiğe kapatmakta. Kimse öldürülmeden önlem alsaydık olmazdı. Emniyet görev yapmıyor sanırdık. Ama böyle olunca "devlet bütün kurumları ile görev başında" oluyor...
İstiklal caddesinin çevresi de trafiğe kapatılacak İstiklal Caddesi'ne bağlanan 43 sokak daha araç trafiğine kapatılarak yayalaştırılacak. (ntvmsnbc) Deprem olmadan evleri depreme dayanıklı yapmayız, sel basmadan yerleşimi dere kenarlarından uzağa almayız, bir kaç araç bir birine girmeden, bir kaç kişi ölmeden trafiği düzenlemeyiz, susuz kalmadan suyun değerini bilmez, kriz olmadan tasarrufa gitmeyiz... Yani canımız yanmadan anlamayız, görmeyiz, duymayız. Hepsi iyi de Demokrasi elden gitti halen anlayamadık... Anlarız anlarız. Ne demişler: "aptallar yapa yapa öğrenir..."

Aaaah sırtım çok ağrıyor. İki gün önce biliyordum ağrıyacağını. eskiler (ben de eskiyim) "yel" girdi derler. İki gün önce belirtileri yavaş yavaş başlıyor ve yel girdikten sonra bir hafta ne yaparsan yap, çıkmıyor. (yuh! cümleye bak, ne anlarsan anla...) Bir hafta sonra hiç bir şey olmamış gibi her şey normale dönüyor.

Dün akşam eve gittikten sonra hafif iki büklüm oldum bu sırtım yüzünden. ilk iki gün kötü olur. Evde gençler var ve hiç birine çaktırmamam lazım. Kız arkadaşımın bana aşık olan bir arkadaşı var, (hepsi aşık zaten) o da gelmiş. "kızım sen gel beni bir çiğne bakayım" dedim ve zevkle çiğnedi. Ama ağrı bana mısın demiyor. O'na mısın diyor. Neyse, sonra oğlum Joker'i içeri aldı yerine koydu ve hep beraber bahçeye çıktık. Boss'un yemeğini verip çıkardım, alkollü meyve suyumu aldım ve bol bol sohbet edip gülüştük. Alkollü meyve suyumun ardından rakı ile geceyi kapatıp yattık.

Sabah "aaah, ooof" nidaları ile yataktan kalktım ve Linda ile işe geldik.
Öğlene doğru çalışma ile vücudum ısındığı için biraz rahatladım. Yemeğimi yedim. Ablam yöresel peynirler getirmiş. Harika idi.

Akşam üzeri yemekde özel bir menü vardı. Yöresel peynirler gelir de damak tadı ile yenmez mi? Dün akşam bahçeden yaprak topladım ve haşladık. Bu akşam da peynirleri yapraklara sarıp tavada kızarttık. Mmmmm nefissss. Bu yapraklardan da ne çok şey oluyormuş... Ben artık gideyim e-günlüğüm. Şimdi akşam servisleri başlar sonra geç kalırım. Yarın yazışırız. Acemi editör'e selam söyle... Hoşçakal

Biliyor musun: Filorida'da bir kirpi ile cinsel ilişkide bulunmak yasakmış... (demek teşebbüs edenler olmuş.
Çirkin söz: ''Bir kurşunla vurul da, bir kadına vurulma..."
Güzel söz: "Düşmanlarınızı sevin çünkü, kusurlarınızı yalnız onlar açıkça söyleyebilir..." Benjamin Franklin

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..