Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük boykotta:)

Gitti yine güzelim ormanlarımız, beynimiz, ciğerlerimiz, her şeyimiz ormanlarımız. Cayır cayır yanıyorlar... "Ay havalar çok sıcak", ay nem oranı çok yüksek", "ay sıcaktan nefes alamıyorum" "ay küresel ısınma" muhabbetleri yaparken yanan ormanlarımız kimsenin aklına gelmiyor mu?

Geçen hafta bahçeye ceviz ağacı dikmiştim. Askeriye de ceviz ağacı dikiyor muş. Çünkü ceviz ağaçları çok azalmış. Ceviz ağacı aynı zamanda doğa'nın ağrı kesicisi. Muazzam bir ağrı kesici özelliği vardır. Yapraklarını kaynatıp yüzünü buharına tutarsan cildin güzelleşir. Yine yapraklarını ve meyvesinin dışında ki yeşil kabuğu selülitlere iyi gelir. Bunun gibi bir sürü faydaları vardır.

Merhaba e-günlüğüm. Türkiye dumansız hayata adım atmış... "Dumansız hava sahası" bu ne? "Futbol, basketbol, sahası" gibi... Genel de bu terim uçaklar için kullanılır ama demek ki ileride bu açılan "dumansız hava sahasından" bir vasıta falan geçirmeyi düşünüyorlar. Yemeyin beni. Kebapçıların bacalarından çıkan duman bile on milyon insanın içtiği sigara dumanından fazla. Fabrika, araba egzosları, evler ve binaların bacalarından çıkan dumanları da bir sayarsam millet sigaraya başlar...

Yasayı okuduktan sonra artık "insan" olarak üç seçeneğim olduğunun farkına vardım. Ya huzurevine kapanacak, ya akıl hastanesi, ya da ağır bir suç işleyip cezaevi'ne kapanacaktım. Huzurevi ve cezaevi yapıma uymaz. Aslında bana en uygunu akıl hastanesi. Ancak hemşirelerinin pek güzel olmadığını, yaşlı olduğunu duydum.

Bu yüzden radikal bir karar vermem gerekiyor du ve verdim. Bu gün itibarı ile, Ülke çapında bütün kapalı mekanları boykot etmeye başladım. Kendime slogan bile belirledim. "sigara yok, ben de yok" Zaten sigara ve içki içmeyen, ev de yemek yapmasını bilmeyip de dışarıda yemek yiyen, sağlıksız insanlarla bir arada yaşamam olası değil. İsabet oldu. Her olayın bir iyi yönü olduğu gibi bu olayında benim açımdan iyi yönü bu galiba.

Geçenlerde yine bütün uyarılarıma rağmen, internette kan aranıyordu. Armayın kardeşim, sizin derdiniz başka. İnsanların maillerini belirleyip, toplayıp, bu gibi duygusal mesajlarla güncelleyip satıyorsunuz. "kan aranıyor" maili yazıp, gönderceğin kişileri belirleyip, gönderip, bir de cevap bekleyinceye kadar hasta kansızlıktan ölebilir. Bu işler canlı yapılır. Arkadaşlarını arayıp (mutlaka birinin kanı tutar) kısa sürede kan bulabilirsin. Mail bana on gün sonra gel miş. O güne kadar ne hasta kalır, ne de kan. Hadi bakayım, kendinize başka iş bulun...

Cumartesi akşamı "rus salatası" siparişim var dı ve iş yerini kapattıktan sonra eve gidip o'nu yaptım. Teslim edemedim çünkü, siparişi veren yerin dolapları bozulmuş, pazartesiye kadar ben de duracak. Ekşirse karışmam...

Yine ara sıra olduğu gibi yalnız kalmıştım. Herkes "anne"sine gitti. Benim fazla aile bağlılığım yoktur, o yüzden yalnız kalmayı severim. Gerçi yalnız sayılmam Boss ve Linda var ama ikisi de sigara içmiyor. İçki olarak da bira seviyorlar. Boss'u çıkardım ve sonra yerine koyup biraz yürüyüşe çıktım. Hava güzel olduğu için cadde kalabalıktı. (insan kalabalığını hiç sevmem) Bir süre sonra yine bahçeme geldim ve üzerimdekileri değiştirip, Boss'u çıkarıp rakımı koydum. Biraz da müzik yaptım kendime, keyfime diyecek yoktu.

Pazar sabahı erken kalktım nedense. Her halde havalardan. Kahvaltımı yaptım, köpeklerimi çıkardım ve yine yürüyüşe çıktım. Bu pazar sabahlarını çok seviyorum. Ortalıkta ne insan ne de araba oluyor. Kimse ile selamlaşmadan, kimse ile çarpışmadan, kimse ile konuşmadan yürüyüşümü tamamlıyorum. Hiç bir yere oturup çay içemedim (yürürken ve hareket halinde içmem ama, çay ile sigara içerim) çünkü, "dumansız hava sahası" (dumansız havayı ne yapacaklarsa...) uygulaması başlamıştı. Sabırla bekliyorum ve "insanlık" adına istiyorum. En kısa zamanda "oksijenli, temiz hava sahası" projesi başlatılsın. Yoksa ben başlatacağım... Evet nerede kalmıştım? Yürüyüşün ardından hiç bir yer de oturmadan doğru eve geldim, söz verdiğim gibi ikinci ağacı da diktim. Bu sefer erik ağacı diktim. Belli bir boy'a geldikten sonra o'nu aşılamam gerekiyor. Etrafta bir sürü iyi erikler var. Birini aşılarım elbet... Çabuk büyüyen ağaçları tercih ediyorum. İşlerim bitince kendime çay demleyip bahçeye oturdum ve sigaramı yaktım.

Bu sabah Linda ile mutlu ve mesut bir şekilde her hafta başı olduğu gibi işe geldik. Servisler yine her hafta başı olduğu gibi erken başladı ve öğlene kadar duramadım. Öğlene doğru pet şişe siparişlerim var dı onlar geldi ama gürültülü geldi. Yeni bir şöför almışlar ve bizim sokakta yarısı yola doğru çıkmış bir çınar ağacı var. Daha önce çok kamyonun kasası çarptı ama güçlü çınar hiç umursamıyor. Olan kamyonların kasalarına oluyor. Bizim kamyonun kasası da geriye doğru yamuluverdi. Yan perdeler açılmadı ama biraz uğraşarak açıp pet şişeleri boşalttık. Şöförü gözüm tutmadı, geri manevrası bile çok zayıf. Manevra yaparken az kalsın arkasında ki bir araca çarpıyor du. Neyse fazla olay yaratmadan gittiler...

Öğlen yemeğimi yedikten sonra biraz boş zamanım oldu ve Çam fıstığı topladım. Dün akşam rüzgar esince iyice dökülmüşler, hepsini topladım. Bir hafta da nerede ise bir kilo topladık. Herkes toplasın. Ayıklanmışının kilosu marketler de iki yüz ile dört yüz TL arası, doğa'da bedava... Pazar akşamı da ıhlamur toplamıştım, aklıma şimdi geldi. Şu verimliliğe bak arkadaş, üzüm yaprağı, ıhlamur, ceviz, fıstık, üzüm, çitlembik, kayısı, vişne, erik, hepsi doğa'dan, hepsi doğal, hepsi hormonsuz ve hepsi ilaçsız. Kimse bakmadığı halde her sene meyve veriyorlar. Hımmm bedava sebze meyve veriyorlar ve haksız rekabete sebep oluyorlar. Keselimmmm. Tozları dökülüyor, yaprakları dökülüyor, pislik oluyor, keselimmmmm.

Bu hafta bir bilmece soruyorum.
Bilenler Havai adalarına bir hafta kendi paraları ile tatile gönderilecek.
İşte ödüllü sorumuz: Sigara mı sağlığa zararlı yoksa, sigarayı içen mi? Buyrun...

Akşam yemeğimi de yedim, bilmecemi sordum, servislerimi bitirdim, çam fıstıklarını topladım, artık gidebilirim. Yarın yine yazışırız e-günlüğüm. Hoşçakal...

Biliyor musun: Suaygırları da tıpkı insanlar gibi terleyerek serinlerler miş...
Çirkin söz: ''Her parasız kadın, koca peşinde koşan bir maceraperesttir..." Bernard Shaw
Güzel söz: "Aç insan kolay kandırılır..." Katherine Mansfeild

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..