Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük çok korktu:)

Başbakan Erdoğan, etnik kimliğin ayrışmaya neden olmaması gerektiğini belirterek, “Ben Rize'liyim. Eşim Siirt'li. Bak biz buluştuk. Demek ki oluyor. Ayrılığımız gayrılığımız yok” dedi. (ntvmsnbc)

Merhaba e-günlüğüm; Yazacağım ama nasıl başlasam diye düşünüyorum. Acaba "canım kardeşim" diye başlasam saygısızlık mı olur? Peki, "birader" diye başlasam veya "abi" diye samimi bir giriş yapsam nasıl olur bilemiyorum. Emin Çölaşan gibi. "Tayyip", "sen", "bana baksana" diye hiç başlanmaz. Nasıl başlayacağımı şaşırdım, en iyisi mi hitapsız yazayım.

Ben Samsun'luyum, soyum Mısır'dan gelme, eski eşim de Erzincanlı idi ne olmuş yani? Şiddetli geçimsizlikten ayrıldık. Eşimden önceki ve sonraki gayri resmi yüzlerce eşimden de değişik sebeplerden ayrıldık. "Demek ki etnik kimlik ayrışmaya neden oluyormuş mu dememiz lazım?" Boşanma oranlarının %60 ları geçtiği bu ülke de bu örnek biraz yanlış oldu gibi... Bizim ülkemizde, değişik memleketlerden evli insanlar olduğu gibi, İsrail'li, Yunan, Rum, Ermeni, Çerkes, vatandaşları ile evli olanlar da var. Hatta ayrı dinlere mensup evli insanlarımız da var. Bu sadece bizde değil dünya'nın bütün ülkelerinde var.

Ne güzel söylemiş söyleyen. Her zaman iki kişi birleşebiliyor ve kavgasız gürültüsüz bir birliktelik sürdürebiliyor. Ne zaman işin içine devlet işleri, politikalar giriyor, halklar bir birine o zaman düşman oluyor. Mesele hiç bir zaman etnik kimlik olmadı ki?

Birisi çıkmış Diyarbakır'da kimden, kimlerden aldığı belli olan cesaret ile bağırıyor: "Türkiye'li kardeşlerim korkmayın", (çok korkmuştuk) "Şuna inanıyoruz; demokratik bir Türkiye'de Türk ve Kürt halkı sevgiyle kucaklaşacaktır." Türkiye hiç bir zaman demokratik olmadı ama, halkların buna rağmen, arada bir kışkırtmalar hariç, etnik sorunları da olmadı... Çıkar meselesi bunlar. Menfaat meselesi. Rant meselesi. Amerika hiç bir zaman bu gün için plan yapmaz. En az 25 sene sonrası için plan yapar ve az gelişmiş ülkelerin, az gelişmiş beyinleri sayesinde çoğu zaman başarılı olur... Terör örgütü hesaplarına el koyduğunu açıkladığında ABD'ye kimse sormadı, "Bu güne kadar neredeydin, bu hesapların sende ne işi var" diye...

İzlemedeyim e-günlüğüm, izliyorum. Sen de izliyorsun...

Ülkemizde insanlar nasıl ki "kan parası" ile ölülerinin yasını tutmaktan ve davalardan vaz geçiyorlarsa, bizim ülkemizin de bilinmeyen sebepler yüzünden bu güne kadar vaz geçtiği çok şey oldu ve halen olmakta...

Ben bilmem arkadaş, akşamları bahçede oturur, çok kişinin gözüne, burnuna, kulağına batan rakımı içerim. Boss, Linda, ağaçlar, kuşlar, böcekler ve gençler ile sohbet eder huzurumu bulurum. Bu ülkenin, geç olmadan kendi içine, kendi vatandaşlarına açılmasını ümit eder dururum. Bir gün ümitlerim tükenir mi bilemem ama, o günleri görmek de istemem...

Sabah kuş cıvıltıları ile, şey pardon çocukların cıvıltıları ile kahvaltımı yapıp Linda ile iş yerine geldim. Elmar biraz geç geldi çünkü bisikletinin lastiği patlamış. Hava güzel olduğu için motoru çıkardık. Yakın mesafelere Elmar gitmeye başladı.

Öğlen saatleri hareketsiz geçti ve akşam kısa bir hareketlilik oldu. Akşam yemeğimi kakaolu tatlı ile sonlandırıp, servislere devam ettik. Sana yazmaya devam etmiyorum. Satır sınırı koydum şimdilik. Hoşçakal

Biliyor musun: Yargıtay'ın onadığı karar ile, sadakatsiz koca olmak artık ağır kusur sayılıyor muş...

Çirkin söz: ''Kadın zayıftır, gariptir, kendini beğenmişlik onu kör eder, boş arzuları onu etkisi altında tutar..." George Sand

Güzel söz: "İnsan dünya'ya bir defa gelir. Adam gibi yaşarsa bir defa gelmek yeterlidir..." Joe E. Lewis

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..