Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük de çağdaş toplumların kurtuluşu...

"İnsanlar, kendilerine ve tüm dünyaya yabancılaşmışlardır. Rekabet, başarılı olma tutkusu ve her şeye sahip olmak eğilimi, sevginin, dostluğun ve dayanışmanın önüne geçmiştir.

Her şey düşman, herkes rakip gibi görülmektedir. Tarihte en büyük tehlike, insanların "köle" olmaları iken, şimdiki tehlike insanların bir "robot" haline gelmeleridir.

Bu durumdan kurtulabilmek için, İnsanın gerçek ihtiyaçlarına uygun, sağlıklı bir toplumsal yapının kurulması gerekiyor... " (Erich Fromm - Çağdaş Toplumların Geleceği )

Merhaba e-günlüğüm; Çok yıllar önce bu günleri görebilen ve yazmadık yazı bırakmayan Erich amcayı saygı ile anıyorum. Yaşasaydı, insanın bilinen gerçek ihtiyaçlarının eğitim, teknoloji ve çağdaşlık adına yenilenip, bizlere şırınga edildiğini görecekti. Gerçek ihtiyaçlarımız arasında artık cep telefonu, ipod, arabalar, plazma tv ler, klimalar var. Hatta bazılarımız özel jetleri olmadan yaşayamazlar.

Sevgili e-günlük; bence bunlarla fazla kafanı kurcalama. Böyle kitapları da çok okuma. Sonra seni de kaybederiz.... Ben en iyisi hafta sonunu klavyeye dökeyim.

Cumartesi akşamı, ev için biraz alışveriş yaptım, Validemi ziyaret ettim, eve gittim ve bahçe de soğuk içeceklerimi yudumladım.

Pazar günü, sabah Linda ve Boss'un ihtiyaçlarını giderip yine Validemi ziyaret ettim. Oldukça iyi durumda idi. Biraz sohbet ettik. Benim çocukluğumu anlattı. Her şeyi hatırlıyor, hiç bir şey unutmamış. Hastane de hemşireye de anlatmış, doktora da. Sonra da doktor "hafızanız ne kadar kuvvetli" deyince yapıştırmış lafı. "Hiç doktora görünmediğim ve hiç ilaç kullanmadığım için beyin hücrelerim halen sağlam" demiş. Çok güldük. "Doktorun odadan çıkışını görmeli idin" dedi. Daha sonra ziyaret saati doldu ve benzin istasyonuna gidip arabama yakıt alıp eve döndüm.

Akşam Linda'nın yemeğini vermeden önce dışarı çıkardım ve her akşam yaptığım gibi bahçede serbest bıraktım. Kendinden geçiyor. Ne yapacağını şaşırıyor. Kilolarını vermek için bütün bahçeyi koşarak arşınlıyor... Başka çaresi de yok zaten. Köpek diyetisyenine götüremem ya. Linda içeri girdi ve yemeğini yiyip yerine uzandı. Ben de bu arada Boss'un yemeğini verdim ve onu saldım. Yemeğini pazar akşamları hava kararmadan veriyorum ve biraz oyun oynuyoruz. Yine bir kaç seyirci eşliğinde oyunumuzu oynadık.

Akşam vakti gözüme bir haber ilişti. "Dünyaca ünlü bir bilim adamının sitesine erişim yasağı geldi. Gen Bencildir, Kör Saatçi ve Tanrının Yanılgısı gibi kitapları Türkiye’de yayımlanan Oxford Üniversitesi profesörlerinden biyolog ve düşünür Richard Dawkins’in internet sitesi mahkeme kararıyla kapatıldı. Dawkins’in sitesinde, kapatılan diğer sitelerde olduğu gibi yasak kararının hangi mahkeme tarafından ve kaç nolu kararla verildiğine dair bir ifade bulunmuyor, yalnızca “Mahkeme kararıyla erişim engellenmiştir” yazısı yer alıyor. (ntvmsnbc) Dikkat ediyorum hep tek siteleri kapatıyorlar. Şu geceleri kabus olarak yaşadığınız, porno siteleri, terör sitelerini, silah sitelerini neden kapatmıyorsunuz? Size karşı gelen dinler, felsefeler ve değişik görüşlerle ilgili bir sürü site var. Neden kapatamıyorsunuz? Desenize "hangisini kapatalım" milyonlarca var. Doğru. O zaman karşı görüş sergileyenleri ve düşüncesi size uymayan, korkutan bilim adamlarının sitelerini kapatın... İyi ki benim evdeki günlüğümü görmüyorsunuz. Kesin beni idam eder, ondan sonra da emin olmak için fırında yakarsınız...

Bu günlerde işe hep erken gelmeye başladım. Bilgisayara bir şey olursa önceden tedbir almak için. (nasıl tedbir alacağıma henüz karar veremedim. Başıma gelince hallederim)

Hafta başı olduğu için işler hareketli. Linda ile bu yüzden akşam yemeğimizi biraz geç yedik. Bana bağlı olduğu için ben geç kalınca o da geç yiyor. Ne yapalım anısı var üzerimizde... Ne doktorlar, ne mühendisler istedi de vermedim... (aniden konuşmaya başlayıp; "merak etme ben hepsine verdim" diyormuş...) tövbe tövbe.

Hadi ben gittim, sende git. Yarın nasılsa yine yazışacağız. Hoşçakal.

Biliyor musun? İnsan saçı, üç kg ağırlık kaldırabilecek güçte imiş... (ben dazlak olduğum için bilemiyorum)
Güzel söz: "İnsan, dünya da kendisinden daha çok, hiç kimseye borçlu değildir..."

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..