Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük de Vietnam, gençlerle buluşma ve doğum günü...

İsimleri: "Coby", "Peper", "Wolf", "Charlie", "Flipper"
Peper, Vietnam savaşında tuzağı farkederek, uyuyan bir bölüğü kurtarmıştı. Daha sonra, mayın taraması yaptığı bir gün mayına bastı ve ilk yardım ekibine ulaşmak için 3 mil sedyede taşındı. Bacağı ameliyatla kesildi. Amerikan ordusu üç bacaklı köpekleri kabul etmiyordu...
3500 ABD askeri vardı, ancak sayısı az olan Vietnamlıları durdurmak olası değildi. iki bin asker, iki bin köpek gönderildi. Köpekler en önemli görevi, devriye görevini üstlenmişlerdi. 1 asker, 1 köpek geziyorlardı ve tarifi mümkün olmayan yakınlıklar kurulmuştu.
Vietkong askerleri su altından kamışla yüzerek, toplu halde bir bölüğe pusu kurabiliyorlardı. "coby", "Wolf" bu pusuları rahatlıkla farkedip önleyebiliyorlardı. Her mayını, her bubi tuzağını "charlie", "Flipper" farkediyor binlerce Amerikan askerinin hayatını kurtarıyordu...
Yıl 1968, ABD büyük yaralar aldı, G. Vietnamla anlaşmaya varmak zorunda kaldı ve geri çekiliyorlardı.
Ancak çok derin bir suskunluk oldu... Üsler, malzemeler terkedilirken, binlerce köpek orada bırakıldı. Askerler köpeklerle tek tek vedalaşıyorlardı. Son kez bir birlerine baktılar ve hastalık taşıyacakları bahanesi ile orada bırakıldılar. Ordu köpeklerin tamamını karantinaya aldı ve kontrolden geçirdi. Daha sonra orduya katılanlarla birlikte 4000 köpekten 200 adedi geri döndü... "Dünya sağlık örgütü, köpeklerin Vietnam'dan çıkışını yasakladı" dediler... Köpekler binlerce hayat kurtarmıştı. Ancak ne var ki, konuşamıyor, oy kullanamıyorlardı, politikacıları besleyecek paralarıda yoktu.
Vietnam'da 4, 000 köpek ve onlardan sorumlu 10, 000 asker görev almıştı. Köpekleri hatırlatacak hiç bir anıt yok.
Cesaret, beraberlik ve sadakatin anlamını yalnızca onlar biliyor. 2, 500 Alman Kurdu iğne ile öldürüldü.......

Merhaba e-günlüğüm; bu sefer anı veya yorum yazmak yerine blog okuyucuları ile beni çok duygulandıran bu yaşanmış olayı paylaşmak istedim. Hepsi bu... Yorum yapmamı bekleme sakın...

Dün gece bildiğin gibi, gençlerle toplantımız vardı. Kendime özel olarak (değişiklik olsun diye) viski aldım. Bu hafta viski kürü yapacağım. (Ne var yani limon kürü, ilaç kürü, sebze kürü olurda viski kürü olmaz mı?)

Gençlerden birisinin doğum günü imiş ve ortalık iyice şenlendi. Zaten önceden hazırlık yapmıştık. (küçük bir pasta alıp sürpriz hazırladık) Hatta toplantıya bir de Blog yazarı eklendi, (Ruksan) tam şenlik oldu... Ruksan, (reklam gibi oldu ama neyse) ne zamandır özel eşyalarımı kurcalayıp, yazılarımı okuyor ve "cuma toplantıları" mızı çok merak ediyor du. Dün gece o da bize katıldı. Her şeyi canlı görme şansına sahip oldu. (Boss, Linda, Bahçe, konuştuğum ağaçlar, böcekler) Belki biraz kafası şişmiştir ama eğlenmedik desek yalan olur. Gençler bu sefer kalabalık geldiler. Üç adet de genç bayan vardı.

Doğum günü çocuğu, hediye olarak oğlumun küçükken yurt dışında çekilmiş video görüntülerini seyretmek istedi. Oğlumun onayını aldıktan sonra tv yi kurdum ve kahkahalar atarak, kendilerinden geçerek izlediler...
Bu arada Ruksan çok dertliymiş, onunla kısa da olsa sohbet edebildik. Derdi de klasik dertlerden, hani, ipe sapa gelmeyen, ne idüğü belirsiz, açıklaması herkese göre değişen "aşk" kavramına inanır gibi olmuş. Aslında sonuç olumlu. Çünkü şiir yazmaya başlamış. Karşılıksız aşklar (ne demekse) hep böyle olur. Hiç insan insana aşık olur mu? Doğaya aşık ol, hayvanlara, ağaçlara, kuşlara aşık ol. Ne öyle gidip elin adamına aşık oluyorsun ki? Cık cık cık... Üstelik erkekler hep aynı demez misiniz? (ben demem)

Akşam yine bilmeden içkiyi fazla kaçırmışım (yalaaaan bilerek fazla kaçırdım) Ortam çok eğlenceli ve pozitif enerji yüklü idi. Gençleri mutlu ve neşeli görmek beni çok mutlu ediyor. Hepsi, toplum ve sistem onların düşüncelerini ve yapılarını bozuncaya kadar (hepsini değil) çok iyi niyetli ve çok temiz kalpliler. Böyle kalmaları iyi olurdu ama, hayattaki en büyük tehlike toplumsal ve bireysel tehlikelerdir. Zamanla biraz zırha bürünmeleri, bireysel ilişkilerde ara sıra koruyucu kalkan kullanmaları iyi olur.
Sabah işe geldiğim de geceden eser kalmamıştı. Ruksan arkadaşımın getirdiği baklavalar da çok güzeldi, kesesine bereket. Tadı damağımda kaldı. Bir daha gelirken yine getirsin.

Değerli e-günlük, bu haftayı da birlikte bitirdik. Yemeğimizi de yedik.(pilav üstü nohut ve çorba)

Valide iyi gibi, (halen hastane de. Çıkacaktı ama doktorlar biraz daha kalmasını istemişler. Umarım bu hafta çıkar)

Küpemi buldum (yatakta düşmüş)

Kaşım iyileşiyor...

Şimdi ayrılma zamanı.Pazartesi görüşmek üzere. Hoşçakal

Biliyor musun: İnciler sirke de erirmiş... (kimseye inci gibisin dememek lazım)
Çirkin söz: "Devletin malı deniz, yemeyen domuz"
Güzel söz: "Köşeye sıkışınca bir tavşan bile ısırır..." Çin Atasözü

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..