E-günlük'den tavsiyeler:)

Bütün gazeteler, tv kanalları sıcaklara dikkat çekerek sürekli insanları uyaran yayınlar yapıyorlar. Aslında yapmamaları lazım. İnsanlar uyarılınca daha kötü olur... (ne iğrenç espri bu ya!) Konumuza gelelim... Bu uyarıları çok yetersiz, acemice ve biraz ticari buluyorum. Uyaranlar, uyarılmamış kşiler olduğu için verdikleri bilgilerde ki bu yetersizlik çok normal.

Merhaba e-günlüğüm; havalar ısınıyor ve daha da ısınacak. Seni ne kadar sevdiğimi bilirsin. (aşk mektubu başlangıcı gibi oldu ama, idare et...) bu yüzden sana, sıcaklardan etkilenmemen için bazı tavsiyelerde bulunacağım. Unutma sakın, ne demişler atalarımız: "e-günlüğüm sana söylüyorum, sanal alem sen anla" (ya yine atasözünü yanlış yazdım galiba) Neyse uzatmayayım. Milyonlarca insan sabırsızlanıyor.

Efendim sıcak havalarda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

Beslenme olarak sulu gıdaları (çorba çeşitleri), sebze yemekleri ve zeytinyağlı yiyecekleri tercih ediniz.

Gün içersinde bol bol işlenmemiş doğal mineralleri korunan su içiniz...

Ayran, limonata (şekersiz), vişne suyu gibi içecekleri de tüketmeye gayret gösteriniz... (dışarıda satılanlar değil ev de yapılmış olanlar)

Hazır sıcaktan kaslarınız gevşemişken sık sık egzersiz yapmayı ihmal etmeyiniz.

Yemeklere kışın bol bol serptiğimiz kara biber yerine, dereotu, nane, kekik ekiniz...

Özellike kozmetik ve kimyasal maddelerden uzak durunuz, güneş ışınları ile etkileşimi kötü sonuçlar doğurur. (bu işin profösörlerine ayıp olmasın diye açıklamıyorum) Asla güneş yağı ve kremleri kullanmayınız, onlar da kozmetik ürünü ve kimyasal maddelere girmektedir.

Bilgisayar, televizyon ekranı, cep telefonu ve radyasyon yayan bütün elektrikli cihazlardan (özellikle tıbbi cihazlardan) uzak durunuz. (nasıl duracaksanız)

Ter önleyici maddeler kullanmayınız. Terleme vücudumuzun doğal savunmasıdır ve vücut ısısını ayarlar...

Aslında çok ciddi yazıyorum ama, akademik kariyerim olmadığından kimse umursamayacağı için ağdalı bir üslup tercih ettim... İşin uzmanları, onlardan fazla şeyler bildiğim için kıskanıp, kusuruma bakmasın.

Ben bunları uygulayamam diyorsanız onunda çaresi var. Sabah kalkıyorsunuz, "mıçarım işine gücüne, büyük kentine" deyip betonu, asfaltı, binası az ama, ağacı yaylası, deresi bol olan bir köye gidip yerleşiyor, istediğinizi yiyip içiyor, istediğiniz gibi doğa ile başbaşa sıcak soğuk dert etmeden yüz yaşınıza kadar yaşıyorsunuz... (of beeee ne güzel olur) Hadi benden bu kadar. Kalın sağlıcakla

Dün gece Joker Yılmaz'mı desem Joker Şensoy'mu desem, o küçük yaratık köpeklerin komedyeni. Gülmekten çenelerimize ağrı girdi. Neyse akşamları bahçemiz güzel oluyor. En azından serin oluyor. Günün sıcaklığını atıyoruz. (gündüz üzerimizde depo ettiğimiz) Eğlenceli bir akşamın ardından herkes yataklarına gidip yattı. (herkes dediğime bakma sen)

Sabah iş yerine her zaman ki gibi Lina ile martı yavrusuna saldıran kedileri kovalayarak geldik. Sonra martılar bize teşekkür etti. (onlara da yavru demeye bin şahit lazım.) Öğlene kadar telefon çalmadı. İnsanlar gitti tatile. Ortalık boşaldı, trafik sakin. Ekim ayına kadar bizim sektörde kriz var. Her sene oluyor zaten alışığız. Kriz yönetimi yapıp masrafları kısıyoruz.

Öğlene doğru telefonlar çalmaya başladı ve işimize baktık. İyi ki bu "Rus salatası" işine girdik. Yaz aylarında takviye olacak. Olmazsa bir de seyyar tezgah alıp köşe başına kurar sebze meyve satarım, o da olmazsa bir suç örgütüne üye olup geçimimi sağlarım. Ne yapalım, başa gelen çekilir. Başka yerlere gelen çekilmez...

Akşam üzeri yemeğimi tam saatinde yedim ve günü tamamladım. Yemekten sonra ziyaretçilerim var dı ve seni yazıp, yollamakta geciktim e-günlüğüm. Kusura kalma. Bir daha olmaz... Gün içinde Rus salatası malzemeleri sipariş etmiştim onlar geldi. Yarın da diğer siparişlerimiz gelecek ve kamyon boşaltacağız... Şimdilik bana müsade. Sen hele e-gümrükten geç, yarın yine yazışırız...

Biliyor musun: Bir devekuşunun gözü beyninden büyükmüş...
Çirkin söz: ''Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Bir çok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli olmadığı için acı çekiyordur..." Simone De Beauvoir
Güzel söz: "Bıçak kendi sapını kesmez..." Kore Atasözü