Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük hasta gibi

Bayramın ilk gününden beri bir kırgınlık yaşıyordum. Domuz gibiyim, umursamadım. Hem "yaşıma göre çok sağlıklı ve çok yakışıklıyım, nazar değmiştir" dedim. Sonra aklıma geldi, hasta birisine enerji vermiş ve ertesi gün iyileşmesini sağlamıştım. Acaba fazla mı enerji verdim? Dün gece yatacak kadar kötü oldum ve erkenden yattım. Kendimi iyileştirmeliydim, iş vardı, hasta olmam yasaktı, öyle normal insanlar gibi hastalanamazdım. Bütün gece beyin sinyalleri yolladım vücudumun her yanına. Sabah kalktığım da biraz daha iyi olduğumu hissettim ama tam olarak düzelmemiştim. Gittikçe iyiye gidiyorum. Bu gece beyin enerjisi ile iyileşme seansımı tamamlar ve iyileşirim. "Terzi kendi söküğünü dikemezmiş" diyor bazı arkadaşlarım. "bize söyleyeceğine kendine bak" diye alay ediyorlar. Ben hot cutur terziyim, kendi söküğümü de dikerim, ama anlatamıyorum. İçgüdülerimi kullanıp bu çeşit önemsiz dediğim hastalıkları hiç bir şey almadan (soğan, sarımsak, limon, sirke, biber, bal, yoğurt gibi) beyin gücü ile (olmayan şeyin gücü mü olur?) geçirmeye çalışıyorum. Bir çeşit kendi üzerimde deney yapıyorum. Üstelik yaşamımda aksayan hiç bir şey yok. On gündür salya sümük dolaşıyorsunuz, işe gitmiyor yatıyor, ilaç üzerine ilaç alıyorsunuz. Siz yarın görürsünüz...

Merhaba e-günlüğüm; Aslında hastalanıp ateşler içinde üç gün yatmaya çok ihtiyacım var. Ateşlenince bütün organlarım ve hücrelerim yenileniyor. Damarlarım temizleniyor, üç gün sonunda yeniden doğmuş gibi kalkıyorum. Elbet bir gün yasak kalkacak ve iyice hastalanacağım...

Dün gece Linda ve Boss'un ihtiyaçlarını giderdikten sonra biraz Boss'u yürüyüşe çıkardım, döndük ve Linda'yı çıkardım. Sonra hemen yatağa... O kafa ile bir de sabaha karşı kalkıp Amerikan kongresinde ki oylama sonuçlarını izledim. Holdinglerim ve Bankalarım bu olaylardan etkileneceği için yakından takip etmem gerekiyor. Kriz derinleşirse binlerce işçiyi gözünün yaşına bakmadan işten çıkarmam, üretim hatlarını yavaşlatmam gerekiyor. Beş araba yerine bir araba kullanıp, şöföründe işine son vermem gerekiyor. Elektrik, su ve telefondan da tasarruf yaptım mı krizi atlattım demektir. Hadi hayırlısı...

Değerli e-günlük; Bu gün de ortalık çok sakin. İstanbul bomboş. Global kriz söylentileri bizi etkilemiyor. Eğlenceye, tatile devam. Zengin ülkeyiz vesselam.

Bu bayram da geldi geçti. Her bayram olduğu gibi eski bayramları anarak geçirdik. İnsanlar arasında, tv de, gazetelerde eski bayramlar anlatıldı durdu. Eski bayramlar diye anlatılanların hepsi büyük kentler dışında halen yaşanıyor ve yaşatılıyor. Bence büyük kentlerde oturanlar, artık dünya, oturdukları yer sanıyor. Bir şeyi yapıyorsa herkes yapıyor, yapmıyorsa kimse yapmıyor, bir ürün varsa her yerde var, yoksa hiç bir yerde yok sanıyorlar... Ben buna "kentsel, algılama sendromu" diyorum. Tıpkı kuyunun dibindeki kurbağanın dünyayı kuyunun ağzı kadar görmesi gibi bir şey... Büyük kentlerde yaşayarak öyle çok şeyden mahrum kalıyoruz ki. Yerlerini, sahip olma hevesi ve satın alarak doldurmaya çalışıyoruz... Boş şeyler bunlar, hepsi nafile çabalar...

E-günlüğüm; Linda ile yemeğimizi yedik ve ihtiyaç molamızı verdik. Şimdi uyuyabiiriz. (ben değil Linda) Yemek yerken aklıma geldi. Köpeklerin hasta olup olmadığını anlamak için bir kaç şeye bakılır. Burnu ıslaksa, kuyruğu sallanıyor ve hareketli ise, yemek yiyorsa bir şeyi yok demektir. O zaman benim de burnum ıslak, kuyruk sallıyorum, hareketliyim ve yemek yiyorum. Demek ki iyiyim... Tamam teşhis kondu, işe devam. Nasılsa yatamayacağım.

Gidiyorum e-günlüğüm. Yarın sağlıklı olduğuma dair belirtiler olursa (kuyruk, burun, yemek) yazışırız. Hoşçakal

Biliyor musun? Normal bir insanın vücudunda bulunan yağla yedi kalıp iri sabun yapılabilirmiş... (Hitler abiyi hatırladım))
Güzel söz: "Hırs, bir teknenin, yelkenini şişiren rüzgara benzer. Fazlası tekneyi batırır, azı da tekneyi olduğu yerde saydırır... Voltaire

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..