E-günlük Hükümet'e görevlerini hatırlattı...

İnsani faktörün öne sürüldüğü, orman yangınlarında, trafik kazalarında, adam öldürme, yaralama, şiddet ve terör olaylarında, doğal afetlerden meydana gelen maddi manevi zararlarda, işsizlikte, yoksullukta, kötü giden ekonomi de bilinçli kesime göre tek bir suçlu vardır. O'da: ülkeyi yöneten hükümettir... Hükümetler ne için vardır? Çok basit bir açılımla, vatandaşından aldığı vergileri ve diğer gelirleri usulüne göre harcamak, yönetmek ve ülkesine hizmet etmek için vardır. Tüm kurumları ile insanını, çoluğunu, çocuğunu, emeklisini, engellisini, işçisini, işverenini, işsizini, yoksulunu ve doğa'sını korumak, olabilecek tehlikelere karşı önlem almak için vardır...

Kısaca; deprem olduktan sonra yardım etmek değil, deprem olmadan önce önlem almakla, orman yandıktan sonra söndürmeye çalışmakla değil, yanmadan önce tedbir almakla, suçlar işlendikten sonra suçlu aramakla değil, suç işlenmemesi için yasalar ve önlemler uygulamakla yükümlüdür...

Merhaba e-günlüğüm; Nerdeeee. Sadece laf. Bizim hükümetlerimiz bol bol laf üretip, global dedikodulara kanıp, ulusal dedikodu yapıyorlar... Açılım da kritik haftaya girmişiz. Hangi açılım da? Asıl ben bundan sonra gündemi ne ile dolduracaklar o'nu merak ediyorum. Mutlaka bir planları vardır. "Açılım" meselesi bittikten sonra sakin ve huzurlu bir şekilde ülkeyi yöneteceklerine zerre kadar inanmıyorum. Hiç bir konu bulamazlarsa ya Yunanistan veya Kıbrısla atışırız ya da, AB'ye laf atarız. (bu aralar sustular zaten hiç, "şu yasayı değiştirin, bu yasayı düzeltin" gibi uyumsuz, uyum yasaları hakkında konuşmuyorlar)

Dün akşam oğlum aradı "baba bu akşam işim var, sana yarın akşam gelsem olur mu?" dedi. Ben de bastım fırçayı. Peşinden de "olur" dedim.

Eve gidince bahçede ki üzümlere baktım ama, daha olmamışlar. Az kalmış, on güne kadar olurlar. Cevizler de üzümlerin peşinden olur, onları da topladık mı, yaz bitmiş sayılır... Dedemden öğrenmiştim. Mevsimler takvimlerle, tarihlerle değil böyle anlaşılır.

Yine rüzgar var dı akşam. Yine üzerime bir şeyler alıp öyle oturdum. Hem zaten bana bir şey olmaz...

Sabah iş yerine gelip keyif yaptım. Öğlene kadar telefonlar çalmadı. (insanlar'ın çoğu yok, olanlar da cumartesi geç kalkıyor) Öğlene doğru biraz hareket olur gibi oldu ama şaka yapmış. Sonra yine durdu.

Hafta sonları pazarlama ve tanıtım yapmıyorum. (taktik) İşlerde bir gelişme yok. Her şey çok güzel, güllük gülistanlık. Tıpkı Türkiye gibi. Hiç sorun yok. Tıkır tıkır işliyor...

Öğlene doğru kamyon geldi. Geçen gün gelen siparişlerimde eksikler var dı, onları getirdi.

Ara bir haber: ABD’de bir kadın, kendisini aldatan kocasını üzerinde “Aldattım. Bu da benim cezam” yazan bir pankartla caddede dolaşması şartıyla affetti. (ntvmsnbc.com) Biz olsak böyle mi yaparız acaba? Adam karısını aldatmış, sonra pişman olup geri dönmüş, karısı da cezayı verip affetmiş. Bizim erkekler eve dönünce "erkek milleti yapar" der, kadın karşı gelir, bağırır, çağırırsa bu sefer de döverler. Onun da cevabı hazır. "Erkek milleti hem döver hem sever" der... Asla böyle bir cezayı kabullenmeyiz. "Erkek adamın bir gururu, onuru var" deriz... Kadının onurunu kırdığımızı düşünmez, o yazı ile caddelerde dolaşmak onur kırıcı deriz. Amerika bu! Dünyanın hiç bir ülkesinde ki özgürlüğe tahammül edemeyen bir özgürlükler ülkesi...

Akşam üzeri küçük bir hareket daha yaşadık ama, günlerdir oturmaktan ve hareketsizlikten hamlaşan kaslarımın açılmasına yetmedi. Çok hamlaştım çok. Akşamları eve gidince spor yapmaya başlayacağım.

Değerli e-günlüğüm; Bu gün birazcık geciktim ama işlerden değil. Bir abonem var. Dini bütün bir abonem. İyi insandır kendisi. En azından yobaz değil. Sabah yanındaydım, yardım yapacak yer arıyor ve telefon görüşmeleri yapıyor du. En sonunda bir yere yardım yapmış ama, götürmek için araba lazım mış. Ben de nasılsa iş yok güç yok, götürelim dedim. Pazartesi anlatırım enteresan ve uzun bir konu.

Yemeğimi zaten yemiştim. Pazartesi yazışırız e-günlüğüm. Hoşçakal.

Biliyor musun: Ketçap, eskiden, uzun yıllar önce, ilaç olarak kullanılır mış... (pek inanmadım ama, neyse)

Çirkin söz: ''Kadın "fil" gibidir. Herkes bakmayı sever ama, kimse evinde beslemeyi istemez..." Warren Beatty

Güzel söz: "Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz..." Montaigne