Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük iyi ama Livaneli üzgün...

Livaneli: Devlet özür diledi ama fırsat kaçtı...

UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Genel Direktörlüğü adaylığı Türk hükümeti tarafından desteklenmeyen Sanatçı: Zülfü Livaneli... Neden desteklenmedi acaba? Desteklemediği halde daha sonra neden özür diledi? Yine şaka yapmışlardır.

Merhaba e-günlüğüm; işin kökünde cehalet yatıyor. Özür'ün ardından gelen suçlama açıklaması cehaletin ne boyutta olduğunun açık göstergesi. Sert kayaya çarptılar. Vatandaş'a suçlama yönelttikleri zaman vatandaş cevap veremiyor ama, Zülfü Livaneli uluslararası bir sanatçı. Bundan önce ki sanatçı düşmanlıkları Türkiye'ye hiç bir şey kazandırmadığı gibi çok şey kaybettirmişti. Sessiz olun, oturun oturduğunuz yer de ve halkı sömürmeye devam edin. Bırakın aydınlarla, sanatçılarla gelişmemiş mantığınız çerçevesinde tartışmayı...

Kim ben mi hastaymışım? Neredeeee. Akşam eve gidip Köpeklerimin yemeklerini yaptım ve ocağa koydum. Sonra Boss'un yemeğini verip dışarı çıkardım. Bahçede bu sefer nane limon ve ayran içtim. Bir süre sonra içeri girdim ve "geliyorum" diye bas bas bağıran hastalığımın önünü almak için çalışmalara başladım. Bir tülbent'e pamuk yaydım, üzerine karabiber, kolonya döküp enseme sardım. (çin işkencesi) Bir kase sarımsaklı yoğurdun ardından, ayaklarımı sıcak suya soktum. İyice kan dolaşımım artınca ayaklarımın altına tentirdüyot sürüp, sıcak bir çorap giydim ve ılık sütümü içip yattım. Gece bir kaç kez terleyip üzerimi değiştirdim.

Sabah üzerimde biraz halsizlik vardı ama vücudumda ki iltihaplar kurumaya yüz tutmuştu. Linda ile iş yerine geldik. Saat 10 gibi servislerime başladım. Üst üste gelen servisler, eski günlerde olduğu gibi öğle yemeği için geç kalmama sebep oldu. Geç de olsa öğle yemeğimi yedim ve yine servislere çıktım. Bir kaç kez daha terleyip kurulandım ve enerjim biraz olsun yerine geldi. Öğleden sonra pet şişe siparişlerim geldi ve o az olan enerji ile kamyon boşaltıp iyice terledim. Şimdi cıva gibiyim. Yerimde duramıyorum. Amuda kalktım ve öyle yazıyorum e-günlüğümü... Demek ki kamyon boşaltmak bazı hastalıklara iyi geliyor muş...

Ya bir şey bilmeseydim de doktora gitseydim? Ohoooo bir sürü cihaza girip, bir sürü radyasyon ve bir sürü ne idüğü belirsiz ışın alacaktım. (Bir sürü hastane virüsü de cabası.) İlerlemiş üst solunum yolları iltihaplanması teşhisi ile (faranjit) en ağırından bir antibiyotik, bir ağrı kesici, ve vitamin hapı reçetesi elime tutuşturulup iki aylık ev kirama el konulacaktı. İşte esas o zaman gerçekten yataklık hasta olurdum.

Üst katta ki komşularımız bir sevda ile köpek almışlardı bir zamanlar. Yazmıştım. "Köpekleri koyun gibi salmayın, onlar otlamazlar, gezmek, gezdirilmek isterler" diye. Bir tanesine yazlıkta araba çarpmış. Çok üzüldüm ama yapacak bir şey yok. Vücudunun bazı yerlerinde ki kemikleri kırılmış. Bir kaç ameliyat olmuş, vücuduna bir kaç platin takmışlar ve şimdi aynı heyecan ve sadakat, aynı sevgi ve şefkat ile, kimseyi suçlamadan yaşamaya devam ediyor... Kendisine "geçmiş olsun" diliyor, ailesine bundan sonra o eşsiz yaratık için daha dikkatli olmalarını öneriyorum...

Akşam yemeğimi de yedim, iyiyim. Ancak iyiyim deyip kendimi salmayacağım. Biliyorum ki vücudumun içinde, bazı organlarım hasar gördü. ("bazı" dedim) Onların eski haline dönmesi zaman alacak... On bir mucize ile tedavilere devam edceğim. Şimdilik kendimi bakıma alıyorum... Üç beş tane de genç kız buldum, akşam onlarla yatayım bakayım, enerjileri beni iyileştirecek mi? Sadece denemek için, hiç bir kötü niyetim yok...

Hadi artık e-günlüğüm; sen de yanına bir kaç genç e-günlük al ve yola çık. Sonucu bana haber vermeyi unutma. Yarın yine yazışırız. Hoşçakal...

Biliyor musun:16 yıl yaşayan soğan kuşu bu süre içinde 8 milyon kilometre uçabilir. Bu ise bu kuşun dünyanın çevresini 220 kez dolaşması demek miş... (onun için kuşlar arasında obeziteye rastlanmıyor)

Çirkin söz: ''“UNESCO Genel Direktörlüğü için başvuru yapmadı” Zülfü Livaneli'den özür diledikten sonra Dışişleri Bakanlığının açıklaması... (Zülfü Livaneli çok güzel yanıtlamış)

Güzel söz: "Özür, yalandan daha korkunç, daha kötüdür. Çünkü, üstü örtülmüş bir yalandır..." Alexandre Pope

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..