Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük kırgın

Yeni yılın üçüncü günü ve yazmak gelmiyor içimden. Kafam çok dolu olduğundan mı, aklımın karışıklığından mı, yoksa......
Neden yirmi satır yazıp siliyorum ve "vaz geç" diyorum bilmiyorum. Defalarca yazıp sildim bu gün kelimeleri, cümleleri...

Bilmiyorum. Bildiğim tek şey var, bu gün çok rahatsızım, kırgınım, kızgınım... Sinirden midem sancıyor, kendimi çok zorluyorum. Belki de boşuna dert ediyor veya abartıyorum...

Merhaba e-günlüğüm; Açmamışsın konuyu. Gerçi ben anladım ama elden bir şey gelmiyorsa düşünmek bile yersiz derim... Sorumluluk ve korumacılık içgüdüsü çok rahatsız edicidir bilirim. Çözümünü bildiğin halde problemi çözemezsin, çözdürtmezler.

Olur bazan böyle şeyler, duygular yoğunlaşır, sıkıntı verir. Daha sonra kendine zarar vermeye başlarsın içten içten...

Haklısın e-günlüğüm; Bu gün kısa yazabilirim. Zaten çok geç başladım yazmaya ve silip tekrar yazmaktan bir hal oldum. Bu bir avantaj belki. Normal günlük olsa silemeyecektim yazdıklarımı. (silmek de istemezdim zaten. O'nu kimse okumuyor)

Dün akşam işten çıkıp evin bazı eksiklerini alıp eve gittim. Boss'un yemeğini verip bahçeye saldım. (bu aralar gezdiremiyorum) Ben de yerime oturdum ve düşüncelere daldım. İçki içmek gelmedi içimden, bir bardak bira içtim. Zaten sarhoş gibiydim. Sonra oğlumu aradım, kaçta ve kaç kişi geleceklerini, bir şey isteyip istemediklerini sordum. Halı saha maçları varmış, "biraz gecikeceğiz, bu akşam kimse yok" dedi. Oh ne güzel oğlumla baş başa sohbet edebilecektim... Olmadı. Saat 22:00 gibi üç arkadaşı ile geldiler. Kısa sohbetin ardından, masa kurup "batak" adlı oyunu oynadılar. (Gençlerde de bir sakinlik hakim. Belki de benim elektriğimden etkileniyorlardır...) Ben de tv'de (cnbc-e) film vardı onu seyredip yattım.

Sabah kahvaltımı edip, Boss'u çıkarıp, Linda'yı aldım ve iş yerine geldim. Çayımı demleyip, ortalığı düzenledim.
Bütün gün berbat bir trafik vardı. İski'nin dev gibi araçları yolları tıkamış, söz de hizmet veriyorlardı. Bütün vergilerimiz aptalca uğraşlara gidiyor. Düzgün bir alt yapı yapın da her yağmur yağdığında tıkanıklıklarla uğraşmayın. Az akıllılar...

Bir aboneme gittiğim de binanın yan tarafında, bir balkonun altında titreyen bir sokak köpeği gördüm. İşim bitti ve yanına yanaşmaya çalıştım, korkuyor du. Uzun süre yanaştırmadı ama sonun da yanaşıp, okşamaya başladım. Arabamın içi sıcaktı, kapıyı açtım, içeri davet ettim ve girip ön koltuğun altına kıvrıldı. İki üç servisi beraber yaptık, o kadar zaman hiç kımıldamadı, arabada hiç bir şeye zarar vermedi, hiç sesini çıkarmadı... Kim eğitti bu hayvanı? Sonra ona büyük bir koli buldum, içine gazete parçaları serpiştirdim ve bir arazinin köşesine bıraktım. Rüzgar almadığı sürece üşümeyeceğini biliyorum. Ben giderken kolinin içine kıvrılmış, beni izliyor du. Bakışlarında "teşekkür" var dı...

Değerli e-günlüğüm; Yılbaşı gecesi doğal gaz kaçağından Ankara'da yedi genç öldü. Çok üzüldüm. Bir anne babanın, yaşadığı sürece, asla görmek istemediği bir olaydır. Ortada suçlu yok, ihmal var (mış) Nasıl bir doğal gaz bacası ise yırtılıp, yıpranmış... Zaten açıklama yapan şahsı gördüm. "tamam" dedim. "Bu iş bu kadar" İki kelimeyi bir araya getirip konuşamayan, cümle kuramayan ve ne söylediğinin bile farkında olmayan bir yobaz var işin başında. "dilerim daha çok kişi bu sebepten ölmez" diye geçirdim içimden. Ailelerine sabır diliyorum...

Saat dört buçuk da hava kararıyor. Yaz saati, kış saati uygulamasıymış. Külahıma anlatın. Elektrik tasarrufu sağlanıyor muş... Daha akşam olmadan ışıklar yakılıyor. Sırf sarfiyat, başka bir şey değil.

E-günlüğüm; Gidiyorum. Yarın, insanoğlunun sürekli değişen, dakikası dakikasına uymayan duygularından, daha sakin ve mutlu olanını takınır ve yazarım. Hoşçakal.


Biliyor musun: İskoçya'da Yeni yıl akşamı, evin tüm kapı ve pencereleri, yer altından geldiğine inanılan "Cwn Annwn" adlı siyah köpekler geçip gitsin ve önceki yıla ait her şeyi götürsün diye açık bırakılıyor muş...
Çirkin söz: "Eleştiriler özelleştirme döneminde olan şirketimizin değerini olumsuz etkiler” V. Karani Demir Yobazının basın toplantısında gazetecilerin, ölen yedi genç için doğalgaz yetkililerini eleştiren soruları üzerine yaptığı açıklama... (Para, mevki bu kadar mı önemli olabiliyor, insani değerleri, yitirilen canları, acılı anne babaları bir kenara attırabiliyor mu)
Güzel söz: "Sözler, zamansızdır. Onları, zamansızlıklarını bilerek söylemeli, yahut yazmalısınız..." Halil Cibran

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..