Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük özgür bir ülkede yaşıyor haberi yok...

Bütün sözlerimi geri alıyorum. Kim demiş bu ülke de özgürlük yok diye... Kim demiş "demokrasi" yok, "eşitlik" yok diye... Bu ülke demokrasi, özgürlük ve eşitliklerin en güzel, en adil uygulandığı ülke... Vergi kaçırıyorsun, küçük çocuklara tecavüz ediyorsun, yolda yürüyenleri gasp ediyor, bıçaklıyorsun, kız arkadaşının kafasını kesip çöpe atıyor, elini kolunu sallaya sallaya yurt dışına çıkıyorsun, yerine park eden adamı silahını çekip vuruyorsun, uyuşturucu kullanıyor, satıyor, hatta pazarlıyorsun, rahat rahat istediğin silahı temin ediyor, istediğin yerde bulunduruyorsun, karşılık vermedi diye kadını sokak ortasında on beş yerinden bıçaklıyorsun, sahte fatura düzenliyor, sahte para basıyorsun, sahte doktorluk yapıyor, tarikat kuruyorsun, ehliyetsiz araba kullanıyor, trafik kurallarını hiçe sayıyorsun, yerlere tükürüyor, çöp atıyorsun, yaprakları dökülüyor diye ağaç kesiyor, eksik malzeme kullanarak binalar yapıyorsun... Daha ne olsun! Daha ne olsun!!! Küçücük çocuğuna "yemek yemiyor" diye bağıranlar, "doğum günümü hatırlamadı" diye sevgilisinden ayrılanlar utansın...

Merhaba e-günlüğüm; Mardin'de düğüne saldırı düzenlenmiş. 45 ölü... Terör saldırısı değil miş... Saldırı; Uzun namlulu silahlar ve el bombaları ile yapılmış, on beş dakika sürmüş... Vay be Ülke'ye bak? Bu silahlar, el bombaları nereden geliyor? Yoksa çarşıda satılıyorda bizim haberimiz mi yok. Evlerde el bombası aksesuar ve ev eşyası kullanılması gibi yeni bir moda mı var? "Gelgenekon" örgütünün bu silahlardan haberi var mı veya bu kişilerle bağı var mı? Bu işin organizatörü, ceo'su, muhasebe müdürü kim? Çok merak ediyorum, bu bir terör saldırısı değilse, terör saldırısı nasıl oluyor? Bu insanlar için "sigaradan öldüler" veya "domuz gribinden öldüler" mi denilecek? Adam öldürmenin şekli mi olur? Kan davasından öldürünce başka, örgüt kurup öldürünce başka... Kişiler değil, sistemler cinnet geçiriyor kimse farkında değil. Bütün bu olaylar olurken, bunca özgürlük, bunca demokrasi, bunca eşitlik varken insan doğal olarak domuz gribi, aids, kene sokması, hanta virüsü gibi şeylerden korkuyor... Anlaşılan, bu insanlar neden korkacağını bilmiyor. Haklarımızı savunamamaktan, yürüyüş yapamamaktan, toplantı ve miting düzenleyememekten, fikirlerimizi söyleyememekten, kurumları eleştirememekten, çocuklarımızın can güvenliği olmamasından korkmuyoruz, üç beş tane kıçı kırık virüsten korkuyoruz...

Gidişat pek iyi değil e-günlüğüm; Her geçen gün biraz daha geriliyor, biraz daha ilkelleşiyoruz. Bütün bunlara rağmen bir kesim var ki içinde umut besliyor. İyiyi, güzeli, huzuru, mutluluğu diliyor. Bireysel mutluluk hiç bir işe yaramıyor. İnsanlara toplumsal mutluluk gerekli... Toplumsal mutluluk için de mutlu bireylerin çoğalması gerekli...

Üç blok ilerimizde (Amerika mı lan burası ne bloğu), pardon üç bina ilerimizde dört katlı bir bina üç haftadır yıkılıyor ve bu hafta bitti. Her yer toz içersinde, gürültü kirliliği cabası. Bu gün de kamyonlar geldi molozları taşıyorlar. Sanırım eski binanın yerine en az on katlı bir bina yapılacak. Aman ne güzel. Tek gıdamız betonlar. Bahçesinde ki güzelim ağaçlarıda kesiyorlar ki iyice soluksuz kalalım diye.Haberleri yok salakların. Ya da beyin damarları tıkalı, tümör var. Eğitimli insanlar. Mimarlar, mühendisler... O bina gibi on binanın parasını harcasalar o ağaçları yerine koyamazlar. Yine aynı paranın on katını harcasalar sağlıkları bozulduğunda, eski hallerine kavuşamazlar... Zavallılar. Her yer terör olayı, her yer teröristle dolu bu memlekette. O ağaçlar bu semtte insan yokken oradaydılar, buraların gerçek sahibi onlar. Bilen, duyan var mı? Kime söylüyorum ben!

Offf içim sıkıldı yine. Bastılar. Akşam olsada rakımı içsem.

Evet değerli e-günlüğüm, Dün gece eve gidip Joker ve Boss'un yemeklerini verip dışarı çıkardım. Oğlum yine kız arkadaşı ile buluşmaya gitti ve saat 20:00 de geldi. Daha sonra bir de arkadaşı geldi ve hep beraber bahçede rakı içtik. Aaaa ne ayıp, çocukların yarın okulu var ve babaları ile rakı içiyorlar. Hiç yakıştıramadım. Her akşam kız arkadaşı ile buluşuyor, sigara içiyor, rakı içiyor... Bu ne biçim çocuk eğitimi... Demek öyle e-günlüğüm. O zaman tam tersi eğitim uygulayanlara ve onların çocuklarına bakalım. Her yaptıklarını anne-babalarından gizli yaparak, yalan söyleme ve gizli kapaklı işler yapma davranışını benimseyip, her şeyi yalanla halletmeye alışıyorlar. Sonuç: Öz güvensiz, şiddete meyilli gençler. Bütün mesele doyumlu, olgun veya doyumsuz, şiddet yanlısı, yalancı bireyler yetiştirme meselesi. Benim sistemim bu. (dedelerimin sistemi de buydu ama, ben biraz geliştirdim) Hepsini daha şimdiden görüyoruz.

Sabah kalktığımda oğlum kalkmış, yatağını yapmış, odasını toplamış, Joker'in yemeğini vermiş, dışarı çıkarmış ve o gün kü derslerine göz gezdiriyordu. Sonra okula gitti. Ben de kahvaltımı yapıp Boss'u çıkardım ve Linda'yı alıp işe geldim. Sabah hareketli başlayan siparişler, öğlen yemeğimi yedikten sonra bir süre daha devam edip, sonra duruldu.

Valide bir haftadır Akçakoca'da ve sağlığı oldukça iyi. Yalnız kalıyor yine. Her gün arıyorum ve konuşuyoruz. Oranın havası buraya göre çok farklı. En azından burada olmayan oksijen, orada var.

Akşam yemeğini Linda ile birlikte yedik ve hemen peşinden dünden verilmiş siparişlerimiz geldi. Tok karnına da kamyon boşaltmak yoruyor. Bu günü de bitirdik. Şimdi ayrılık zamanı. Evet sevgili e-günlüğüm, seni çok seviyorum, sen çok iyi bir insansın ama ben sana layık değilim. Bir süre ayrı kalmalıyız. Sen daha iyilerine layıksın. Hadi ağlama, yarın yine yazışırız... Hoşçakal.


Biliyor musun: Kuş örümceği, sırtında üç yüz yavrusu ile birlikte gezermiş...
Çirkin söz: '''20 kişiyi öldürdüm. Kanı severim." Richard Ramirez (seri katil)
Güzel söz: "Bizi güçlü yapan, yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir... Francis Bacon

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..