Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük uygun:)

İşte en önemli haber bu. Bu ve benzeri haberler çoğaldı. Günden güne de çoğalmakta.
Bir grup tarafından İdil Biret'in Topkapı Sarayı'nda verdiği konser tekbir sesleri ile protesto edildi, afişleri yakıldı. (ntvmsnbc)
İstanbul'da oturdukları sitenin bahçesinde, başını eşinin dizine dayayan çiftin durumu, site güveniliği tarafından "uygunsuz" bulununca tartışma çıktı. Güvenlikçiler genç çifti dövdü. (ntvmsnbc)

Merhaba e-günlüğüm; sen Çin mallarını protesto etmekle uğraş. El oğlu ne protestolar yapıyor bak...
Olaylar bir birine çok benziyor. Eylem türü değişik gibi görünsede zihniyet aynı... Sorun toplumsal, sosyolojik ve psikolojik, farmakolojik, biyolojik, hipersonik... Geçenlerde ben de mahallede "neden içki sigara içmiyorsun, fuhuş yapmıyorsun" diye bir kaç kişiyi çevirip dövmüştüm ama haber olmadı... Demek haber değeri olacak kadar olay yaratamamışım. Bu akşam balkondan çöpünü aşağı atmayanlara sataşayım. "Apartmanın yarısı çöplerini aşağı bahçeye attığı halde siz neden atmıyorsunuz" diye bir çıkışayım bakayım. Ondan sonra da "siz neden kitap okumuyor, opera, tiyatro, sinema'ya gitmiyorsunuz" diye geri kalanlara sataşayım.

Çok eski filmdir bu bir zamanlar defalarca seyretmiştik. Cahil, evsiz, işsiz gençler kullanılır. Devlet nezdinde onların hiç bir önemi yoktur. Belli inançları olmasına karşın, yönetimsel inançları ve "insan" hayatına yönelik amaçları, ideolojileri yoktur... Uzaktan kumanda ile çalışırlar, yönetmek kolaydır. Bir olaya sürüklediğin zaman hiç biri sorgulamadan gider. Daha sonra bunlara karşı olan guruplar oluşturulup bir birlerini yok etmeleri sağlanır. Herşey bittiğinde ortada kimse kalmamıştır. Temizlik yapılmış, her yer pırıl pırıl olmuştur. Çocuklarını kaybedenler acıları ile, geride kalan İnsanlar ise, mutlu mesut yaşamaya devam ederler...

Ah be kardeşim o saraylarda zamanında ne içkiler, ne afyonlar içildi haberin olsa kulakların uçuklar. Harem dairelerinin dili olsa da konuşsa, protesto etmek bir yana, utancınızdan yerin dibine girerdiniz... Rahat bırakın sarayları, zaten çok masumlaştılar eski tarihlere kıyasla...

Boss, Linda ve Joker'e her gece baskı yapıyor belli bir ideolojiye sahip olmalarını öğütlüyorum ama beni dinlemiyorlar. Onlar galip geldi ve ben doğa ile ilgili ideolojik bilgilere onlar sayesinde sahip oldum.

Çok efkarlıyım e-günlüğüm; Cumartesi gecesi Gürcistan'dan gelen ev yapımı şarabım bitti ve efkarımı dağıtmak için rakı içtim... Hava hafif serin ve güzel di. Civardan esinti ile gelen çiçek kokuları, doğa'nın yaktığı bir tütsü gibi sarmıştı etrafımı. Derin derin nefes alarak içtim rakımı...

Pazar sabahı bilindiği üzere köpeklerin ihtiyaçlarını giderip yürüyüş yaptık. İstasyon büfeye uğrayıp çayımızı içtik, gazetemizi okuduk, biraz sohbet edip kalktık ve doğru eve... Hiç gazete almadığım ve medya şirketlerinin mevcut "sistem" e hizmet etmek zorunda olduklarını bildiğim için gazeteler bana çok ilginç geliyor ve evire çevire bir nefeste okuyor, gülüyorum... Azıcık paramı böyle şeylere harcamadığım için de mutlu oluyorum...

Pazar akşamı yine geride kalan ev yapımı şarabın hasreti ile rakı içmeye devam ettim. Bir ara oğlum geldi. Joker'i bırakıp işe gitti. Gündüz izinli olduğundan akşam iki saat çalışma sözü vermiş. Saat 22:00 gibi geldi ve yaşamla ilgili sohbet ettik. O'na bu aralar beynin işleyişini ve nasıl eğitileceği hakkında bilgi veriyorum. Biraz erken mi bilmiyorum ama, beynini disipline sokmayan, beyin işleyişini ve sistemini bilmeyen kişi on tane üniversite bitirse yaşam da pek başarılı olamaz. (burada ki "başarı" terimi kariyer, diploma veya zenginlikle eşdeğer tutulmamıştır.)

Bu sene martılara çok yardım ettim. Beni kesin cennetlik ilan etmişlerdir. Dün gece de bir tane geldi bahçeye. Boss hamle yapar gibi oldu ama "hayır!" komutu ile durdu. Ben de martı'yı yakalayıp, bir gaga darbesi aldıktan sonra uçurdum. Bu epey palazlanmış. İlk denemede üçüncü binanın çatısına kadar uçtu. Eh oraya kadar uçan kurtarmış demektir. O'na "hayatta başarılar" diledim. Şimdi önünde eğitim yılları, askerlik, iş ve evlilik var. Eminim hepsinide başarı ile halleder. Nasılsa onlarda sbs, öss, abs, eds, evlilik cüzdanı, tahliller, sınavlar falan yok. Bütün eğitimi en doğru yerden ve kaynaktan alıyorlar. Anne Baba'dan. "aşağı da kedi ve köpeklere, yukarıda karga, atmaca ve şahinlere, ama en önemlisi her yer de insanlara dikkat et" öğüdü ile başlıyor yaşamları...

Sabah nedense erken kalktım. Her halde efkardan. Kahvaltımı yaptım ve Linda ile enerji yüklü olarak koşa koşa (çoğu zaman olduğu gibi) işe geldik. Sabah servisleri, öğle yemeği, akşam yemeği derken, bütün gün beklediğim yağmur bir türlü yağmadı. Bir sürü fantazim var dı, onları gerçekleştirecektim. Umarım akşam yağar da bütün fantazilerimi gerçekleştiririm. Yarın yazar mıyım? Asla yazmam. Sonra gelip "uygunsuz yaşam" diye uyarır, bir güzel döverler. Aaa tabi "yağmur yağdı" diye yazarım, bir de uygun fantazileri yazarım. Hadi şimdilik ayrılalım. Kimse görmesin ne olur, ne olmaz. Yarın yine yazışırız her halde. Hoşçakal e-günlüğüm...

Biliyor musun: Dünyanın en büyük timsahı 6 metre boyunda, ağırlığı ise 1 tondan fazla imiş...
Çirkin söz: ''Türkiye demokrasisi kökleşmiş, yüzünü batıya dönmüş ve uluslararası topluma entegre olmuş bir ülkedir..." Köksal Toptan (benim niye haberim yok)
Güzel söz: "Bu gün çıktığımız her basamak, yarın ki hayatımızın temelidir..." W Reich

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..