Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük ve işçi bayramı.

1 Mayıs yaklaştıkça tartışma büyüyor. Büyüdükçe sertleşiyor. Ülkenin ve polisin tavrı belli. Yine aynı şeyi yapacak. Bu güne kadar; Vatandaşı, memuru, işçiyi, öğretmeni, doktorları, hemşireleri, öğrencileri dövdüler. Dövmedikleri kesim kalmadı. Yine dövecekler. Maaşlarını nereden aldıklarına bakmadan herkesi dövecekler. Sonra da olaylı geçti diyecekler. Aralara provokatörler yerleştirecekler. Bir ülkenin en değerli çalışanlarını, işçileri, memurları sindirmek için ellerinden geleni yapacaklar...
Merhaba e- günlüğüm; Dünyanın gelişmiş ülkelerin de bir devlet görevlisi vatandaş ile tartışmaya bile çekiniyorken, bizim polisimiz verilen emirler doğrultusun da herkesi ayırt etmeden, terörist yakalamış gibi döver. Gelişmiş ülkeler de durum çok farklıdır. Polis maaşını kimlerin vergilerinden aldığını bilir ve gerçek işvereni bellidir. Biz de tam tersi. Kişiler devlet güvencesi ardında maaşını aldığı patronlarını her fırsatta döver. Bu bir bilinç meselesidir. Çocukların anaokuluna 5 yaşında gitmesi bile bunu değiştiremeyecek...
Bu gün hava düne göre biraz daha güzel e-günlüğüm. En azından öğleden sonra güneş göründü. Güneşli ve serin bir hava hakim benim köy de.
Evet e-günlüğüm; Bu gün aldığım haberlere göre bizim ürünlere de bir ay sonra zam geliyor. Hem de %40-55 arası. Firma, sene de bir zam yapıyor. Yaptımı da tam yapıyor. Bir sene de ürün üzerine binen maliyetler de %65 civarın da bir yük olduğu yazılı olarak açıklanmış. Rakamlar doğru ama devletin açıkladığı enflasyon oranları ne zaman doğru olacak bilinmez. Böyle giderse üretici ile vatandaş arasında yeni tartışmalar başlayacak. Enflasyon %15 iken neden %45 zam yapılıyor? Senelerdir aldatmaca ile yönetiliyoruz, daha senlerce de yönetileceğiz. Muhasebecim zam yaptı, dükkan mal sahibim zam yaptı, ekmek, tahıl, akaryakıt çaktırmadan, hatırı sayılır bir şekil de zamlandı. Ben verdiğim hizmete zam yapamıyorum. Hizmet bedava...
Bu reklamlara bayılıyorum. Özellikle finans kuruluşları, sanki karşıların da beyinsiz, laboratuvar da üretilmiş kobaylar var gibi reklam veriyorlar. Lafa bak: "Ya kazanacaksınız ya da kaybetmeyeceksiniz" Dünyanın en büyük yatırım uzmanlarından David Linch der ki: "bankaya yatan par hiç bir zaman kazanmaz" "o muhteşem binaların kiraları, müdürlerin ve çalışanların süper maaşları ve yaşam biçimleri, her zaman bizim cebimizden çıkıyor" Çok doğru. Hiç kimsenin enflasyon un iki kat üzerinde para kazanması (ancak o zaman kazanç gerçekleşir) ön görülmediği için, hiç bir zaman da kazanç söz konusu olamaz.
Bu gün servis yaparken pantolonumun fermuarı bozul du ve zor anlar yaşadım. İyi ki evi buraya taşımışım. Servis arasında gidip pantolonumu değiştirdim. Bir terledim bir terledim anlatamam...
Dün gece belalı ile karşılaştık sevgili günlük. Nedense boss artık hırlamıyor. Ben hırlamaya devam ediyorum. Kısa bir sohbetin ardından ayrıldık. Her gördüğüm de kanımda ki adrenalin miktarının arttığını hissediyorum.
Yine geç kaldım sevgili e-günlük. Saat 18:00 oldu.
Sana iyi yolculuklar diliyorum sevgili e-günlüğüm.
Yarın görüşmek üzere hoşçakal...

Biliyor musun? Bir karıncanın koku alma yeteneği, en az bir köpeğin ki kadar gelişmiş miş... (on dört senedir inceliyorum. Koku almıyor salgı bırakarak ve frekanslar ile hareket edip karar veriyorlar. Köpekler de bilindiği gibi çok iyi koku almıyorlar. Duyu organlarını bir bütün olarak kullanıyorlar... Kim ne derse desin. köpekler hakkında ahkam kesen bilim adamı çok gördüm ama hiç birinin otuz yedi sene köpeklerle olduğunu görmedim)
Güzel söz: "Boş zaman yoktur. Boşa geçen zaman vardır..." TAGORE
 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..