Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük

Merhaba e-günlüğüm;

Cumartesi akşamı, haftanın diğer akşamları gibi geçti. Bir ekstra yoktu. İşden çıkıp eve gittim, Bahçe de Boss ile zaman geçirdik, yağmuru seyrettim, Linda'yı çıkardım, Boss'un sırtına pansuman yaptım ve sonra içeri girip, biraz oturup, yattım.

Pazar günü, dinlenmeye çalıştım. Haftada bir gün tatil olunca ve iş de ağır olunca bazan dinlenme ihtiyacı basıyor. Yok yatarak değil, yürüyüş yaparak dinlendim. Boss ve Linda'nın haftalık yemeklerini pişirdim. Biraz da yattım. Düşünmem ve plan yapmam gereken şeyler var dı. Önümüzde ki yıl hayatımda biraz değişiklik yapmayı düşünüyorum...

Çok değişik, alışılmadık(!) bir haber buldum. Kanserden korunmak için besin maddelerinin ilaç gibi önerilmesinin doğru olmadığını belirten Prof. Dr. İsmail Çelik, “Günlük hayatın içinde canınız ne çekiyorsa yiyin. Kışın domates yiyin ama domates satın almaya lütfen yürüyerek gidin” dedi. (ntvmsnbc) Domates niye yiyelim anlamadım, yoksa kanserden mi koruyor? Ne kadar çelişkili bir cümle. Bu cümleyi bir profesörün söylemiş olduğuna inanmak çok zor. Konuşmanın tamamını okudum, çok şaşırdım. Gıdalar ilaç gibi kullanılmasın derken, "kanserden korunmak için, günde beş öğün sebze ve meyve yiyin" önerisinde bulunuyor. Sebze meyve, onların literatüründe gıda değil herhalde. Beş öğün demesini anlıyorum. Metabolizmanın bozulup ileride hastalanmak ve önüne geçilemez sağlık sorunları ile uğraşmak için beş öğün şart. Hatta mümkünse altı yedi öğün yiyip organizmayı allak bullak edelim. Ne anlatmak istediğini, diğer değerli tıp uzmanlarımızın anlattıkları gibi, anlayamadım açıkçası. Elbet bir gün anlayacağım.

Semtimizde ki reklam panolarında ki reklamlar değişti. Şimdi yeni şartlama kampanyası başlamış. "kredi kartı ekonomiyi kurtarır", "kredi kartı yeni iş olanakları açar" gibi sloganlar sardı semtimizi. "kredi kartı kişinin hayatını karartır", "kredi kartı kullanımı bankaları batmaktan kurtarır" diye sloganlara rastlamadım. Akşam birinin altına "o kadar önemli ise siz kullanın" yazmayı düşünüyorum... (yok be, hayatta uğraşmam) Kredi kartı yüzünden hapse atılan insanlar var bu ülkede. Amerikan halkının nerede ise tamamı kredi kartı kullanıyor, onun için mi "ekonomi çöküyor" diye bas bas bağırıyorlar... Olmuyor arkadaşlar, daha akıllıca sloganlar bulalım lütfen. Örneğin; "kredi kartı çok güzel kapı açar"... gibi.

Sabah iş yerine geldiğim de yine telefonun ekranında bir sürü numara birikmişti. Erkenden başlayan hareketlilik, canımı cıkardı. Her gittiğim yerde "hava çok soğuk değil mi" diye soruyorlar ama ben terlediğim için, "yoo pek soğuk değil, biraz serin" diye cevap veriyorum.

Değerli e-günlüğüm; kendine dikkat et, yine hastalıklar başladı. Gittiğim evlerde herkes yine hastalık konuşuyor. Şu hastalık konusuna bir türlü "ya evet ben de kapmışım şifayı" diye katılamıyorum. Aşağılık kompleksi oluşacak. Soranlara sirkeli su içmelerini öneriyorum. Sormayanlara "vah vah geçmiş olsun" diyorum. (Yakında bütün Türkiye sirkeli su içecek)

Bu hafta bir ana okulu abonemin verdiği davetiyeleri çocuklu abonelerime dağıtıyorum. Her davetiye bir yetişkin ve bir öğrenci için. Oyuncak müzesi bedava giriş davetiyesi. Her çocuklu aboneme götürüyorum. Çocuklardan çok ebeveynler seviniyor nedense. Ondan sonra da çocuğa dönüp "teşekkür etsene yavrum" diye komut veriyorlar. Oysa onlar çok önce bana teşekkür ettiler bile. "Bakışları ile"... Çocukları anlamak çok kolaydır. Sadece anlamayı istemek gerek.

İyi bayramlar e-günlüğüm. Yeter daha yazmayacağım. Bu gün bu kadar. Düşünmem lazım. (evet yemek işi halloldu, sorduğun için sağol) Yoksa gitmemi istemiyor musun? Başka zaman daha çok kalırım. Hem bazan kısa yazmak lazım. Ne o oyle ferman gibi yazıp duruyoruz? Hadi e-günlüğüm, yarın yazışmak üzere. Hoşçakal.

Biliyor musun: İnsanların %29'u direkt güneş ışığına maruz kaldığında hapşırırlar mış... (bana ne)
Çirkin söz: “Ölüm sinyalleri vermeyen bir hastaya kefen hazırlayan aile ya da doktor gördünüz mü?" (Başbakan Erdoğan, hükümetin krize karşı önlem almadığına yönelik eleştirilere yanıtı)
Güzel söz: "Kapitalizmin en sevdiği oyuncak, dediklerini yapan, gösterdiklerini, satın alan insanlardır..." BBY (Bu Blogların Yazarı)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..