Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükde hafta sonu, "Hamur" ve eski müzikler

Yaşasın! yakında Arapça ve Farsça TV kanallarımız olacak. Yıllardır özlemini çekiyor, Arapça ve Farsça televizyon izleyememenin ezikliğini duyuyordum. Sonunda ben de Arapça TV izleyebileceğim. Bir de Arap ülkelerinin yayınlarını satın alır kanallara koyarlarsa daha da güzel olur.

Merhaba e-günlüğüm; Ben mi? Yooo, ne Arapça ne de Farsça bilirim. Kendimi bildim bileli Türkçe'yi öğrenmeye çalışıyorum... Halen de tam olarak öğrenebilmiş değilim... Ne bileyim işte, sevindim birden bire. İnsanın ülkesinde bütün dünya dillerini bir yana bırakıp, Arapça ve Farsça TV kanalları olması çok güzel bir şey olur her halde... Bir önerim var ama dikkate alınır mı bilmem. Ülkemizde ki bütün yörelerin şivelerine göre TV kanalları açalım. Örneğin, Karadeniz yöresine yayın yapan TV'ler o bölge şivesi ile, ("Haçan "bileymisiniz da, bugün hava pulutlu ve yağmirli olacaktir..." gibi) Ege yöresine yayın yapan tv'ler o bölgenin şivesi ile yayın yapsınlar. Mükemmel olur...

Merhaba e-günlüğüm; En kısa zaman da ben de bir kaç dilde bloglarımı sürdürmek için alt yapı çalışmalarına başladım. Yakında bloglarım, Kürtçe, Arapça ve Farsça olarak yayınlanacak...

Hamur... Bizim iş yerinin üst katında ki bir abonemin kedisi. Daha doğrusu kedi kral'ı. (Biraz kaplanımsı bir kedi ama yine de kedi.) Ama ne kedi, gözlerine bakılmıyor. O kadar zeki, o kadar sert bakışları var ki, bir an tedirgin oluyorsun... Geçen gün abisi ile bahçeye gezmeye çıktılar. Abisi güzel bir tasma ile onu dolaştırıyor ve hava aldırıyor. Fakat Hamur yerinde durmuyor. Bir fırsatını bulsa mahallede ki bütün kedilere tecavüz edecek. (şey pardon, kur yapacak) Ailesi tarafından çok sevildiğinden, itina ile bakılıyor, eğitiliyor, düzenli olarak dışarı çıkartılıyor ve her önüne gelenle görüşmemesi sağlanıyor. (canına tak demiş garibimin bir kaç senedir) her önüne gelene aşık olmasın diye dikkat ediliyor. Kolay değil, aileye, olmadık bir ailenin kedisi gelin gelirse iyi olmaz. Hamur çok iyi eğitimli bir kedi kral'ı. İki lisan biliyor ve yüksek eğitimini yurt dışında tamamlamış. Siyaset konusunda bizim liderlerimizden bir adım önde sayılır. Ne demişler "davul bile dengi dengine vurur." Dışarı çıkması bir olay, eve girmesi bir olay. Abisine ve ailesine sabırlar diliyorum...

Değerli e-günlüğüm; Hamur'dan söz ederken aklıma geldi. Hayvutar (muhtar'ın hayvanlara hizmet vereni) adayı olduğumdan beri (dört gün önce) Facebook sayfama ve mailime mahallemizin hayvanlarından, (aileleri aracılığı ile) destek yağıyor. Ben şimdiden havaya girdim. Karşıma bir rakip çıkarsa Sn. Başbakanımızdan ve Sn. Baykal'dan öğrendiğim konuşma sitillerini uygulayacak ve onlara her konuşmamda "insan kılıklı" diye amiyane tabirler kullanacağım. Sonu mahkemeye varsa bile rakiplerime sık sık içinde "insan" geçen atasözleri ile yanıt vererek onları aşağılayacak ve hiç bir söylediklerini cevapsız bırakmayacağım. Hayattaki en büyük idealim, dünyada ki ilk Hayvutar olarak malı götürmek. Şey pardon, hizmet vermek... Hamur'u da seçilirsem yardımcım yapacağım zaten. Ara sıra agresif ve sinirli oluyor. Bu huyu bizim liderlerimize benzediği için diğer evciller tarafından olumlu karşılanabilir diye düşünüyorum...

Cumartesi akşamı oldukça yorgun ve ağrılı olarak eve vardım. İşlerimi halledip, rakımı alıp bahçeye geçtim. Müzik setine bir cd koydum ve rakımı içerken onu dinledim. (Bu cd, geçen gün mail'le gelen linklerden, gençlere verdiğim görev sonucu internetten indirilen müziklerden oluşan cd.) Oh my god!!! ("aman yarabbim" veya "ulu manitu" demek istedim) Fausto Papetti, Gloria Gayner, Oscar Harris, Paul Mauriat, Perry Como, Sam Brawn, Enrico Macias, Eric Clapton, Johny Guitar, Stevie Wonder ve M.Ö. çalınan daha nice müzikler... Kırk yıl arasam bu müzikleri bir araya getiremezdim. Tabi Mail gönderen arkadaşım da bir kopya haketti... Müzikleri dinlerken ne yorgunluk kaldı ne de ağrılarım. Hatta neredeyse rakı şişesi bitiyormuş da Fark edememişim... Gözlerimi kapattığımda zaman da yolculuk yapar gibiydim. On dört yaşıma kadar gittiğim oldu. Hey gidi günler hey!!! Üstelik daha otuz müzik falan dinledim. (toplam iki cd 340 müzik) Daha kimbilir neler var...
Pazar sabahı kalktığımda hafif hafif yağmur yağıyordu. Yine işlerimi hallettim ve oturup TV'den İstanbul'da ki seçim atmosferine baktım. Sonra televizyona küfür etmeye başladım. (yanlış anlaşılmasın tv'ye küfür ettim) Baktım ki sinirlerim ve ahlakım bozuluyor, dinlenme eylemimi tamamlamak üzere yattım. (karizma ve yakışıklılık uykusuna)
Akşam üzeri bahçe keyfimi M.Ö. müziklerin eşliğinde yapıp, işlerimi halledip yine yattım ve bu sabah kalkıp, Linda ile iş yerine geldik. (şu köpekler olmasa iki gün kalkmadan yatabilirdim... )
Yağmur hafif hafif yağmaya devam ediyordu. Gün, hafta başı olmasınında etkisi ile çok hareketli başladı. Geciken öğle yemeğimin ardından yine hareket devam etti. Artık ayaklarım ıslanmıyordu, çünkü Blog okuyucusu arkadaşımdan gelen yeni botlarımı giymiştim. Geçen gün aradı bana yeni araba alacak mış...

Değerli e-günlüğüm; Öğleden sonra bir kaç saat hareketlilik durdu ve biraz dinlenebildim. Akşam yine bir hareketlilik oldu ve bu günü de böylece atlatmış olduk. Şimdi yemeğimi yedim ve seni yol etmek için buradayım e-günlüğüm... Yarın yazışmak üzere. Hoşçakal

Biliyor musun: Adı "Ahmet" olan toplam kişi sayısı:1, 734, 871 miş...
Çirkin söz: "Kadın deniz gibidir. Hiç güvenmek olmaz..." Tavfik Fikret
Güzel söz: "En iyi yananlar eski odunlar, En güvenilir kimseler eski dostlar, en rahat okunanlar da eski yazarlardır..." Bacon ("en güzel dinlenenler eski müziklerdir" diye ekliyorum)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..