E-günlükte global değerlendirme:)

Ben iyileştim sayılır. Bakalım Türkiye iyileşecek mi? Görünen o ki, uzun süreli ve ateşli bir hastalık bulaşmış Türkiye'ye. Bunlar iyi günlerimiz diyorum. Başka sektörleri yok ederek yapılanan, doğal ticari dinamizmi bozan, yenilikçilik adı altında yeni yapılanmalar oluşturan ve köklü yapılanmaları yok eden, üç dört sektöre (otomotiv, inşaat, finans v.b.) bel bağlayıp, paranın (olmayan) gücü ile ayakta durmaya çalışan sistemler her zaman tepetaklak olmaya mahkumdur. Neden? Çünkü "para" nın değer yargıları yoktur, ihtiyaç yargıları vardır. Bunlarında "namus, şeref, erdem" gibi vasıfları yoktur. Ner şekil de, ne olursa olsun üremeye, çoğalmaya zorunludur. Çoğaldıkça da, sorunları ile birlikte çoğalır... Bir süre sonra da sil baştan yapmak, yeni sektörler, yeni oluşumlarla devam etmek, yani, formatlayıp yeni bir program yüklemek gerekir. Ta ki tekrar çökünceye kadar. Karl Marks'ın kulakları çınlasın. Einstein'in izafiyet teorisini hesaplaması gibi, kapitalizmin işe yaramazlığının, eziciliğinin ve zaman içersinde kendini yok edecek hale gelişinin teorisini hesaplamış, bundan çok yıllar önce...

Merhaba e-günlüğüm; Ne diyorsun, yoksa çaktırmadan Sosyalizme geçiş mi yapıyoruz? Daha çok erken.
Bazı bilim adamları o anda, (sağ iken) anılır, bazıları öldükten sonra anılır ve anlaşılır, bazıları ise yüz yıllar, hatta bin yıllar sonra anılır ve anlaşılır... Marks'ı anlamak için daha insanlığın, çok zamanı olduğuna inanıyorum... Umarım eninde sonunda anlarlar.

Krizlerin iyi tarafıda vardır, kötü tarafları olduğu gibi.

Dün gece Boss ve Linda'yı gezmeye çıkaramadım. Çok bitkindim. Köpeklerim anlayış gösterip seslerini çıkarmadan oturdular. Ben de onların haftalık lapalarını hazırlayıp, sıcak bir duş aldım. İşlerimi bitirip yattıktan sonra bir kriz yarattım içimde, (yararlı kriz) bir fırtına kopardım ve sonra uyumuşum... Sabah kalktığımda, yataktan ve oksijensizlikten meydana gelen ağrılarım dışında hiç bir şeyim yoktu. Puma gibiydim. Kendime yeni bir av arıyor, bütün dikkatimle etrafı ve uzak mesafeleri gözlüyordum. Sonra kendime "dur bu kadar abartma" dedim ve bir hışımla köpeklerimi çıkarıp, Linda ile birlikte iş yerine geldim. Bir hışımla cihazları ve demir kepenkleri açtım.

Kendime karabiberli bir çay koydum (koyvermek yok) ve neler doğuracağı belli olmayan gebe bir güne daha başlamak için hazırlandım. Saat geldiğin de çıktım ve hafta başından beri kapalı olan kurumsal abonelerimi dolaşıp iyi bir ter attım. İki günde tahminimden çok fazla enerji birikimi olmuş. "Azı karar çoğu zarar" misali enerjimi de her bir şey gibi dengelemeyi başardım. (öğlene doğru)

İyi ki bütün kredi kartlarımı iptal ettirdim. Aferin bana. Bayramda kredi kart faciası olmuş. Millet işi gücü bırakıp onlarla uğraşacak. Al başına dert. Yine bankalar bu yaptıkları bilinçli hatadan dolayı yüklü kar edecekler. (takip etmeyenler, ölenler, ek kart kullananlar, umursamayanlar sayesinde) Yaptıkları her bilinçli hatanın ardında büyük karlar yatıyor.

Şimdi müsadenle Linda ile yemeğimizi yiyelim, sonra yine bir şeyler yazıp giderim.

Evet sevgili e-günlüğüm; Linda klasik et parçalı lapasını, ben de ton balıklı bulgur pilavımı götürdüm. Şimdi tok karnına Amerika'dan çıkacak kararı bekleyebiliriz. Boss ve Linda'da bu kararı çok merak ediyor. Niye etmesin ki, onlarda doğal olarak krizden etkileneceklerini düşünüyorlar.

Bu gün işlerde hafif açılma var ama henüz kimseler gelmedi. Yollar ve kuaförler yine sakin.

Valide hazretleri her gün biraz daha iyi oluyor. Bu akşamda ona gidemeyeceğim ama telefonla görüşüyoruz.

Elmar sağolsun bütün hafta yardıma geldi. Onun sayesinde fazla yorulmadım.

E-günlüğüm, bu günlük bu kadar yeter, kriz olmadan gideyim. Yarın yine nasılsa yazışacağız. Hoşçakal

Biliyor musun? Vücudumuzda, 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarları bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursak 2570 metre karelik bir alanı kaplarmış...
Güzel söz: "İki şeyin sonsuz olduğunu biliyorum. Evren ve Aptallık. Aslında ilki konusunda çok da emin değilim...
A. Einstein
Güzel söz 2: Dünyayı anlamak yetmez, değiştirmek gerekir... Karl Marks