Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte günlük var...

İnsanlarımızın ilgi ve merak alanları ne kadar çeşitlilik gösteriyor. Her gün belli haber sayfalarının "en çok okunan haber" kısmına bakarım. Şimdiye kadar hiç takip ettiğim, ilgilendiğim, ilgimi çeken bir haber "en çok okunan" olmadı. (kıskançlıktan çatlıyacağım) Biraz bende de gariplik var. En çok okunan haberleri paranoyak bir yaklaşımla, "demek bu gün bu konuya odaklanmamızı istiyorlar" diye yorumluyor ve içeriğini okumuyorum. (iki, üç olasılık ileri sürüp tahmin ediyorum) Bu gün en çok okunan haberlerin başında "dolar 1, 70'de dans ediyor" başlığı vardı. Demek hayatında doların fiyatı ve yeri önemli olan büyük bir kitle var. "Benim de bir dolarım var acaba bende bu haberle ilgilenmelimiyim" diye düşündüm bir an, ama sonra vazgeçtim. Biraz daha biriktirince ilgilenirim... Dedim ya bende gariplik var. Benim ilg alanıma giren haberler istatistiklere bile girmiyor, okuduğum kitaplar, kitapçılarda bile bulunmuyor. Aman yarabbim acaba bana neler oluyor. Evet kesinlikle kendimi tıbbın ellerine bırakmalıyım. Ancak onlar beynimi ve diğer organlarımı sakatlayıp beni normalleştirebilir... (düşünüyorum)

Günaydın e-günlüğüm; Boş ver bu kompleks takılmaları, satır aralarını okudum nasılsa. Bak ne yazacağım... Dün akşam seni yolladıktan sonra bir aboneye gittim, tam asansöre bineceğim, kaplan yavrusu gibi bir sarman kedi, asansörün kapısının önünde bekliyor. Önce biraz ürktüm ama sonra ağır adımlarla asansörün yanına gidip "çağırma" düğmesine bastım. Sarman ile yan yana beklemeye başladık. Kedi sürekli yüzüme bakıp bir şeyler anlatmaya çalışıyor, sessiz sessiz miyavlıyor. O sırada aşağıdan apartmanın görevlisi çıktı ve "abi onu ikinci katta indiriver" dedi. Asansör gelmişti ve kapısını açtım. Kedi hemen içeri girdi. Ben de girdim, kedi ile yanyana asansördeyiz. Ben dokuzuncu kata çıkacağım ama, ikinci kat düğmesine bastım. İkinci kata geldiğimizde kedi asansör kapısının dibine yanaşık vaziyette idi. Kapıyı açtım ve ok gibi fırladı. Asansörde bir kedi ile yolculuk etmek enteresan bir duygu...

Dün gece Malum işlerimi bitirdikten sonra genç arkadaşımla sohbet ettik. Bana güzel bir hediye getirmiş. Benim gibi alkolü ilaç olarak kullanan adama ne hediye gelir? Tabiki alkol ile alakalı bir hediye olmalı. Tekila güzeldi teşekkürler. Raconu ile birlikte (tuz yalayıp, limon dilimi ısırarak) bir kaç bardak (tekila bardağı) yudumladık. Boss bu arada yarım limon götürdü kıskançlıktan...
Elmar yine okuldan sonra yanıma geldi. Dün akşam ders verdiği okuldan alamadığı parasının bir kısmını alabilmiş ve çok sevinçli görünüyor du.

Sabah iş yerine gelir gelmez hareketlilik başladı. Öğle saatlerine kadar devam etti ve yeni oturabildim.

Valide yine ateşlenmiş, onun yanına uğradım, sirke ile bileklerini ovaladım, ateşi dştü ama yorgun görünüyor. "hiç bu kadar uzun yatmamıştım, canım sıkılıyor" dedi. Hislerini biliyorum, hislerimi biliyor. Göz göze geldiğimizde çok şey anlatıyor. Yine düzelecek ama düzelmek istemiyor.......

Değerli e-günlüğüm; şu andan itibaren içimden yazmak gelmiyor. Bu sefer ben müsade istiyor ve gidiyorum.
Yarın yine yazışırız. Hoşçakal

Ne güzel söylemiş Hayyam abi
İki batman şarap, bir buğday ekmeği;
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili.
Daha ne istenir bilmem şu dünya da;
Padişah daha iyisini bulabilir mi?

Biliyor musun? Bir bebein anne karnında oluşumu sürerken, her dakika yaklaşık, 250 bin nöron üretilir ve doğumdan sonra, bebeğin beyninde yaşamı boyunca taşıyacağı nöronların neredeyse tamamı oluşmuş olurmuş...

Güzel söz: "Ya bir yol açın, ya bir yol bulun, ya da yoldan çekilin..."

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..