Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte hafta sonu...

Günaydın e-günlüğüm;

Beni bu saat de beklemiyordun değil mi? Şşşşt ses çıkarma, şimdi geldim, (7:45) mesai 8:30 da başlıyor ama ben erken geldim. Dükkanın ışıklarını açmadım. Çay demliyorum, birazdan bayan arkadaşım gelir. Kepenkleri açacağım, paspası dışarı koyacağım, cihazları açıp işe başlayacağım. Hava ıslak ve bulutlu. Dün de yağmur yağdı, fırtına çıktı. Şimdi müsadenle çay içeceğim ve işe koyulacağım:)

Saat 12:15 e-günlüğüm, ancak nefes alabildim. Sen neler yaptın:)

Dün oğlum ve arkadaşlarının bir arkadaşlarına yapacağı sürpriz doğum günü partisi iler ki bir tarihe ertelendi.

Cumartesi akşam iş çıkışı arkadaşım annesine gitti ve pazar akşamı geldi. O yokken sıkıntılı saatler yaşadım. Gözetleniyor muşum da haberim yokmuş...
Gittim, geldim saat 14:50. Bu arada evin bazı ihtiyaçları var dı, onları da aldım. Bugün linda da (diğer cooker olan köpeğim) hastalandı. (dişi ya, muayyen hastalığı:) Zaten gecikmişti. İki dişi köpek ne zor oluyor:) biri bitiyor biri başlıyor. Hastalandıkları zaman dikkatli gezdiriyorum çünkü, taciz ve tecavüz etmek isteyenler oluyor:)

Yine gidip geldim, saat 16:30. Birazdan yemeğimi yiyeceğim ve servis çıkmazsa yazmaya devam edeceğim.

Saat 17:00 değerli e-günlüğüm. Şimdi biraz rahatlarız. Bu saatten sonra işler hafifliyor. Genelde bu saatten sonra tamamlıyorum yazılarımı.

Evet cumartesi akşamından söz ediyordum. (aslında hiç etmek istemiyorum) Çok kısa anlatacağım sevgili günlük. Cumartesi akşamı belalı eve geldi. Boss zincirini kıracak gibi havlıyor du ve dışarı çıktım. Karşım da bu hatun kişi gülümseyerek "merhaba" dedi. Ben gülümseyemedim. (bir mahalleye rezil olmadığımız kalmıştı) "Arkadaşınız yok herhalde, dün akşam eve geldiğini göremedim" dedi ve benim dilim tutuldu. Neyse çabuk toparlandım ve ne istediğini sordum. "beni içeri davet etmeyecekmisin" dedi. Ben de "hayı etmeyeceğim" dedim. Hışımla içeri daldı ve oturdu. Psikolog yanımı kullanmalıydım. Hatta psikanalist yanımı kullansam daha iyi olur. Uzatmayacağım dedim ama uzuyor. Biraz oturduk ve onun evine gittik. Gergin geçen bakışma ve sohbet faslının ardından ben taktik uygulamaya başladım ve strateji değiştirerek, hücuma geçtim. Birlikte içki içmeyi teklif ettim ve kabul etti. (biraz iyi içerim) Ne mi oldu? sadece bir sohbet sahnesi ve belalı uyudu. (acaba bir şey oldu mu? oldu ise de anlatamam, buraya yazamam ki:) Ama içki içince sakinleştiğini keşfettim:) Gece o uyuduktan sonra eve geldim ve ben de yatağıma yatıp uyudum. Sanırım pazar günü kalkamadı ki bana uğramadı:) Bu öğlen uzaktan gördüm ve vınnn:) Ben ona gösteririm bir erkeği taciz etmek nasıl oluyormuş. İntikamım acı olacak:) Benden nefret edecek, bir daha asla beni görmek istemeyecek:))

Ay bu konu beni çok sıkıyor sevgili e-günlüğüm. Ben huzurlu ve mutlu yaşamayı seviyorum. Evine bağlı bir erkek olarak böyle şeyleri hiç sevmiyorum. Yaş ilerledi ondan herhalde:)

Yine servise gidip geldim saat 17:18.

Evet sevgili günlük cüğüm, pazar günü mutfak dolap yapmakla geçirdim. Tam bitiremedim ama, (fırtına ve yağmur yüzünden) büyük bir kısmını tamamladım. Bizim iş yerinin olduğu bina da birileri elbise dolaplarını atıyor du, ben de rica edip bazı parçalarını aldım ve çok güzel bir mutfak dolabı yapacağım:) Böyle şeylere hiç para veremem, her şey elimden gelir. Nasılsa aletlerim de var. Benim için değişik bir uğraş ve dinlence oluyor.

Banyo da bazı eksikler vardı onları bitirdim. (duvara katlı sabunluk, askı, kapı arkası askısı vs gibi işler)

Kendime bu arada çay demledim, akşam yemek yaptım derken saat 20:00 gibi arkadaşım kızı ile geldi. (kızı babasın da kalıyor) O da su kaplumbağası almış ve biraz fikir alışverişi yaptık. Nasıl beslenir, (bence beslenmez) neler yer, doğal ortamı nerelerdir, kaç sene yaşar falan gibi. En kısa zaman da hevesini alıp onları bir tatlı su kenarına bırakmasını tavsiye ettim:)

Akşam olanları her zaman ki gibi bayan arkadaşıma anlattım (acaba hata mı ediyorum) Zaten gergindik, iyice gerginleştik. Ya, neden doğru söyleyince böyle bir tavır alınır anlamam. Kızı döveyim mi ne yapayım. Hastanın teki. Normal olsaydı zaten bu olay bu kadar uzamaz dı... Geçer günlük, bunlar da geçer...

Yine gidip servis yaptım ve geldim. Saat 18:05

Şimdi çay ve sigara zamanı. (ne zaman değil ki)

Evet sevgili günlüğüm seni birazdan yolcu edeceğim:) Yolun uzun, binlerce km gidecek ve milliyet blog sayfalarına ulaşacaksın:)

Haydi hoşçakal, yarın görüşmek üzere...

Biliyor musun? Marilyn Monroe'nin altı ayak parmağı varmış... (vücudun da fazlalıklar olduğu belli idi zaten:)

Güzel söz: "Gülerseniz, dünya da güler. Ağlarsanız, yalnız ağlarsınız..." ELLA W. WITCOX

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..