Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte ilişki analizi :)

E-günlükte ilişki analizi :)
 

Biriyle tanışıyoruz, göz göze gelme, yakınlaşma derken, görüşmeler sıklaşıyor, elektrik akışı doğru orantılı gibi göründüğünden, gözler görmemeye, kulaklar duymamaya, dil ve burun işlevini yitirmeye başlıyor... Sahip olma, kimseye kaptırmama duygusu ile arkadaşlığın yetersiz kaldığı yerde evlilik çanları çalıyor, adet yerini buluuyor ve (hiç gerekmediği halde) evleniliyor. Yine adet yerini bulsun diye (düşünülse yapılmaz) çocuk veya çocuklar yapılıyor. Buraya kadar her şey normal sayılıyor ve aile mutluluk tablosu sergiliyor. Aradan geçen zaman da ne oluyorsa ilişki bozuluyor, anlaşmazlıklar başlıyor, tartışmalar, çekişmeler boy gösteriyor ve bu sefer de ayrılık çanları çalıyor. O da gerçekleşiyor ve mutlulukla başlayan bir beraberlik mutsuzluk (yenilikten, fantaziden, yaratıcılıktan, güncellemeden yoksun) gerekçesi ile sonlandırılıyor. On sene süren bir birliktelik için minimum maddi hasar 750.000 ytl. Zaman kaybı, çocukların sorunlu büyümesi, travmalar, bozulan düzen de bu masraflara eklenirse, Türkiye bütçesi bile hasarı karşılamaya yetmez. Bozulan ilişki sahte bir mutluluk getiriyor iki tarafa da. Bunalımı ve psikolojik travmayı atlatanlar en kısa zamanda yeni ilişkilere yelken açıyorlar. Yeni ilişkiler kurulup sürdürülüyor, yakınlaşma gerçekleşiyor. Hadi buraya kadar da normal diyelim. Taraflar birbirlerini sevdiklerini, hatta aşık olduklarını ileri sürüp tekrar evleniyor... Adama sorarlar: "madem evlenecektin neden boşandın" diye. Boşanacağına evliliğindeki sorunları tespit edip çözüp sürdürseydin ya!!! Hahaaa kapat telefonu... Buraya kadar sürüsü ile çelişki, mantıksızlık, anlamsızlık, saçmalık görülmediyse, gerçekten kişiler de bir görme ve algılama sorunu var demektir. Mutlu olmak için mi, yoksa boşanmak için mi evleniyor bu insanlar bilmiyorum. Yeniden keşif yolculuğuna çıkmanın bir anlamı olmadığı halde deneniyor aynı kıta yeniden keşfedilmek üzere. Sonucu belli bir oyun oynanıyor durmaksızın... Ben oynamıyorum arkadaş... Oyundan çıkıyorum, yokum...

Merhaba sevgili e-günlüğüm. Uzun süren beraberliğimiz de çok değişik olaylarla karşılaştık, çok kavga ettik, birbirimizden çok nefret ettik. Hatta aylarca yazışmadığımız oldu ama, yine birlikteyiz. İlişkimizde en ufak bir zedelenme yok. Bunu iki insanın yapması herhalde çok zor olsa gerek ki büyük bir oranla beceremiyorlar. Ben olayı çözdüm. Boşanma oranı sıfır seviyesinde olan tek toplum çingeneler. Neden? Çünkü onlar doğruyu bulmuş. Yanlış olanı tekrar denemiyor, böylece doğruyu buluyorlar. Doğru ne? Doğru benim çocukluğumdan beri hayal ettiğim ilişki türü. Erkek ev işlerini yapacak, çocuklara bakacak, kadın çalışıp eve para getirecek ve sorumluluk alacak... İşte bu kadar basit. Hadi bana eyvallah...

Değerli günlüğüm; dün gece içki orucuma son verdim ve beynim açıldı. İşlerim bittikten sonra, kurdum masamı bahçeye, koydum rakımı, yaktım sigaramı, keyfime baktım. Saat21:30 gibi benim oğlan iki arkadaşı (bir kız, bir erkek) ile geldi ve sohbet şenlendi. Yine bana bitmeyen gençlik anılarımı anlattırdılar ve google abi deyip durdular. İçki içmek güzel, sigara içmek güzel, spor yapmak güzel, gençlerle olmak güzel... Güzel olmayan tek şey dygu ve düşüncelere zincir vurup, belli yasaklarla, tabularla, yobazca yaşamak. İşte bu da bu kadar basit... Zorlaştıranı vururum...

Sabah dükkanı açtığım da iki numara vardı telefonun ekranın da ve o siparişleri götürerek güne başladık. Tekrar dükkana gelip kendime bir çay koydum ve günün planını yaptım. Artık hazırdım yaşamın gerçekleri ile boğuşmaya, yüzleşmeye...

Dediğim gibi sevgili e-günlüğüm. İnsanlar yavaş yavaş geliyorlar ve bu da işimize yansıyor. Gittiğim yerlere siparişlerini verirken "hoşgeldiniz" demeyi ihmal etmiyorum. Karşılığında tatilin verdiği bir rahatlıkla gülümseme alıyorum. Çok değil, bir süre sonra o suratlardan düşen yine bin parça olacak... Ben gülmeye devam edeceğim...

Anne kedi yavrusunu aramaya devam ediyor, Cango ilk geldiği güne göre biraz daha iyi. Kargalar ve martılar özgürlüklerinin tadını çıkarıyorlar ancak, sabahları lütfen birbirleri ile haberleşmeye biraz daha geç başlasınlar. Ben de uykumu tam alayım...

Hadi bana müsade. Yarın, yine, yeniden yazışırız değerli e-günlüğüm. Hoşçakal.


Biliyor musun: Yetişkin bir insanın, kan damarları uzunluğu km olarak: 100, 000 miş... (ve biz bunları yağlandırıp, tıkamakta ustayız...)
Güzel söz: "Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm..." Oscar Wilde

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..