Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte kavramlar

"İnsanlar arasında ayrımcılık yapılamaz..." Bu aralar sık sık bu cümleyi duyuyorum. Oysa insanoğlu bütün kavramları, canlıları, nesneleri birbirinden ayırmak için oluşturmuş ve bu da ayrımcılığın ta kendisidir. "İnsan" demiş ve kendi arasında ayırmış. Önce cinsiyet olarak kadın-erkek diye ayırmış. Onları da alt kategorilere ayırmış. İyi-kötü, güzel-çirkin, suçlu-suçsuz, akıllı-akılsız, duygulu-duygusuz, belalı-belasız, sevimli-sevimsiz, sinirli-sabırlı, vs. vs. Hatta bu kadarla da kalmamış ad-soyad koymuş. Bu da yetmemiş ayrıştırmak için ana adı-baba adı, ikametgah adresi, nüfus kütüğü, doğduğu yer gibi tanımlayıcı maddeler koymuş. Hatta bu bile yetmedi ki şimdiler de kişisel numara adı altında fişleniyoruz. Doğal olarak toplum için de de herkese aynı şekilde davranmıyoruz. Suçlulara, bize küfür edene, karşı gelene, oturup kalkmasını bilmeyene, hatta fikirlerimizin uyuşmadığı insanlara bile ayrıcalıklı davranıyoruz. Devlet siyasi yapısı da ayrımcılık üzerine kurulmuş bir yapıdır.

Karşı görüşten olan insanları içlerinde barındırmazlar. Bu eğitim çocukluktan başlar. Daha ilk okul da öğrenir çocuk ayrımcılığı. Yaramaz-uslu, tembel-çalışkan kavramlarının varlığına ve öğretmenlerinin onlara karşı davranışlarına şahit olur. Notlarla da bu kavramın desteklendiğini görür. Yarışmalar da bile derecelendirmelerle ayrımcılık yapılmaktadır. Biz de sevdiğimiz, aşık olduğumuz (veya olduğumuzu sandığımız) insana diğer insanlardan farklı yanaşırız... Ayrımcılık yapmak zorundayız, yoksa herkese sevdiğimize, annemize, babamıza, çocuğumuza tanıdığımız hakları tanımak, onlara davrandığımız gibi davranmak zorundayız. Ayrımcılık yapmayan varlıklar, doğanın parçası haline gelmiş, bütünleşmiş varlıklardır. Bunlar da bitki ve hayvanlardır. (insanı doğanın parçası olarak görmüyorum. Üstelik insan denen yaratık doğa ile yaşamak, bütünleşmek yerine doğa ile savaşmayı seçmiştir.) Hiçbir ağaç, çiçek, sizi herhangi bir sebepten yanından uzaklaştırmaz. Hayvanlarıız bile kısmen diğer insan ve hayvan türlerine karşı içgüdüsel olarak ayrımcılık yaparlar (bizim kadar olmasa da yaparlar)

Merhaba sevgili e-günlüğüm; Yine dayanamayıp yazmışsın bir şeyler, ama güzel yazmışsın. Hatta ben de biraz ekleyeyim... "Ayrımcılık" kavramı var olduğu sürece ayrımcılık olacaktır diyorum...

Evet bütün insanlara eşit haklar tanınmasını sonuna kadar savunurum ancak, bütün insanlara eşit davranılması olası değildir diye düşünüyorum. Bütün insanlara haklar konusun da ayrımcılık yapılmamalıdır diye düşünüyorum. Her insan eşit haklara ve özgürlüklere sahip olmalıdır. (bu hakları ve özgürlükleri de kimin, nasıl koyacağı, neye göre, nerede, ne zaman uygulayacağı ayrı bir tartışma konusu.) Üstelik hiç bir düşünce ve uygulama şiddete dönüşmedikçe pek zarar getirmez diye düşünüyorum. "Şiddete hayır" diyorum... (ve üç noktamı koyuyorum)

Değerli günlüğüm; sabah ilk servisim de üç adet trafik kazası gördüm. Hepsine geçmiş olsun diyorum ve yoluma devam ediyorum.

Su savaşları başlamış. (ntvmsnbc) Yazı çok uzun ve safsatadan ibaretti, bu yüzden aktaramıyorum e-günlüğüm. Fakat büyük bir rant kokusu alıyorum, snıf snıf evet rant kokuyor... Akarsuların özelleştirilmesi düşünülüyormuş... Be cahiller kimin malını özelleştiriyorsunuz düşünsenize. Kızılderili arkadaşlarımın kemikleri sızlıyor. Yakında Anne Babaları bile özelleştirecekler.

Dün gece rakı ve bira arasında ayrımcılık yapmam gerekti ve rakıyı seçtim, sonra domates ve peynir arasında ayrımcılık yapıp peynir yedim Hatta inek ve koyun peynirini bile ayırıp koyun peynirinden yana tercih yaptım.

Bu gün yine çok sakin geçiyor sevgili e-günlüğüm. Abonelerim arasında bile ayrımcılık yaptığımı itiraf etmeliyim. Fiyat politikası ve hizmet konusun da ayrımcılık yapıyorum.

Hava bulutlu ve yağmur yağacak gibi duruyor, ama sanırım aldatıyor. Pek yağmur bulutu göremedim.
Yukarıda ki cümleyi yazdıktan iki saat sonra (yani şu anda) bulutlar dağılmış ve hava açmış durumda. Şakacıktan kapattığını biliyordum.

Linda bu gün daha iyi. Eskisi gibi hareketli ve burnu ıslak, kuyruğu sallanıyor.

Suyu kaynatınca mineraller ölüyor da neden yemeği pişirince, kızartınca vitaminler ölmüyor. (yoksa aldatılıyormuyuz?)

Bu gün de akşam oldu e-günlüğüm.
Anladığın üzere bendeniz gidiyorum. Yarın yine yazışacağız. Hoşçakal.

Biliyor musun? Mumyaların ayak parmakları, tek tek sarılarak mumyalanmış... (biliyoruz da halen çözemedik:)
Güzel söz: "Mucize, enerjinizi korku ve endişelerinize değil, rüyalarınıza verdiğiniz zaman başlar..." (kimin söylediği bilinmeyen bir söz)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..