Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte martı yarması (pardon yavrusu)

Bu martı yavrularına da yavru demeye bin şahit ister. Sabah dükkanı açtık, yan tarafta bir martı yarması. Sadece yürüyor ve etrafını mahallenin bitirim kedileri sarmış... Dükkanı açtık ve kedileri kovaladık. (Elmar ile birlikte) Sonra, kötü gagaladıklarını bildiğim halde martı ile arkadaş olmaya çalıştım ve onu avuçlarımın arasına aldım. (pek alamadım ama...) Sağ elime ilk gaga darbesini aldıktan sonra inatla tutmaya devam ettim. Bir saniye geçmeden sol elime bir gaga darbesi daha aldım ama, kararlıydık, uçuracak ve yaşama katacaktık. Ortalık sakin ve uçma talimi yapmanın tam zamanı idi. Gökyüzüne doğru fırlattım. Biraz uçar gibi yapıp yere indi. Rahat bırakırmıyız? Hemen martı yarmasını kovalamaya başladık asfaltta. "Boyundan posundan utan" diye sesleniyor. Onu tahrik ediyorduk. Anlamış olacak ki asfaltta uzun bir süre alçak irtifadan süzülüp en sonun da havalandı ve uçmaya başladı. Bir süre uçtuğundan emin olmak için takip ettik ve baktık uçuyor, geri dükkana dönüp iş başı yaptık.

Merhaba e-günlüğüm; sen bugün çevre için ne yaptın?

Dün akşam, yine Boss'u dinlendirmeye devam ettim. Ancak oyun oynamadığımız zaman hiç rahat durmuyor. Sürekli oyun oynamamız için yanıma gidip geliyor, vızırdıyor, topların olduğu kutuya gidiyor, onun başında vızırdıyor. Beni hem güldürüyor, hem de delirtiyor. Oturmak bilmiyor, hiperaktif vaziyetlerde dolanıyor. En sonun da bir formül buldum. Bahçede ki ağaçların olduğu yere sopa fırlattım ve koşup getiremedi. Sopa ağaçta kaldı. Yarım saat onu düşürmek için uğraştı ve böylece yorulmuş oldu. Sonra düşürdü ve yanıma getirdi. Hiç usanmıyorlar, yılmıyorlar. Tıpkı ben...

Gece keyfimden sonra yatak keyfimi gerçekleştirdim ve gerisini hatırlamıyorum.

Bu gün yine trafik sakin, işler sakin, doğa sakin, insanlar asabi... Nedeni bilinmeyen bir agresiflik var insanlar da. Herhaldeya sıcaktandır ya da tatile gidememişlerdir onun kızgınlığı vardır diye düşündüm. Gün içinde sebebi ve konusu belli olmayan tartışmalara şahit oldum bir kaç kez." Yazıktır arkadaşlar yapmayın, birbirinizi kırmayın" diyemedim tabi. Belli mi olur, burası türkiye sağda solda bomba patlar, bina çöker falan, hiç yoluna gitti niyazi olurum. (yine bir yanlışlık yaptım ama neyse)

Öğleden sonra kamyonumuz siparişlerimizi getirdi ve bu hafta da ağır sporumuzu yapmış olduk. Eh artık nasılsa ortalık sakin, bir hafta sipariş vermeyiz.

Bir kaç abonem tatilden gelmiş, onlara servis yaptım. Kapılar da kısa sohbetler oluşuyor. Öğrendim ki yine gideceklermiş.

Bu gün Elif abla ya uğradım çok sinirli idi. (kim mi? Elif abla jr. kristal büfenin sahibesi) Burnundan alevler fışkırıyordu. (görmedim ama öyle idi) Personelden dertli. "sürekli gözüm arkada kalıyor, siparişleri hazırlarken gereken önemi gösterip göstermediklerinden endişe ediyorum" diyor. Haklı! Hiç kimse benim işime benim gösterdiğim önemi gösteremez. Bu şuna benzer: Gençliğimizde folklor oynarken, bir hocamız vardı, hep söylerdi: "Karadeniz yöresini en iyi karadenizli, Diyarbakır yöresini de en iyi Diyarbakır'lı oynar" derdi... İnsanın kendi işinide en iyi kendisi yapar... Kız zaten yeni evli, evlilik travmasını atlatamamış. Garibim, hem iş, hem ev stresinde, ne istiyorsunuz Elif ablamdan? Güzel yapın işleri , aksatmayın. Beni oraya getirmeyin fena yaparım... (elemanlar duymuştur)
Bir günü daha geride bıraktık sevgili e-günlüğüm;
Elemanlarına dikkat et, sen yokken başka işler yapıyor olabilirler...
Hadi ben gittim. Yarın yazışırız. Hoşçakal

Biliyor musun? İnsan ağzında her gün üretilen tükürük miktarı bir litre imiş...
Güzel söz: "İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı, gerçek kişiliğini gösterir, paydasıda kendini ne zannettiğini. Payda büyüdükçe, kesrin değeri küçülür..." Tolstoy (matematiği hiç sevmemişimdir)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..