Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte silahlı olay var

Yolun kenarına bir araba çekti ve içinden bir genç indi. Bir kızla tartışmaya başladılar fakat, tartışma sertleşince araya çevre esnaflar girdi. Genç arabasına bindi ve gidiyordu ki, tartıştığı kızın yanındaki kız arkadaşı arabaya tuzluk fırlattı. Tuzluk büyük bir gürültü çıkararak arabanın camına çarptı. İşte her şey bundan sonra oldu. Genç arabasını yolun ortasında durdurdu ve elinde silahla tabanca ile indi. Tartıştığı kıza doğru koşmaya başladı. Etrafta kimse kalmamış, kıza yardımcı olmaya çalışan bıçkın erkekler bile kaçmıştı. Genç kızı arabaya doğru saçından, kolundan çekeleyerek götürdü. Arabaya bindirmek istedi fakat, kız direniyordu. Bir kaç tokat, bir kaç yumruk attı ama kız yine binmedi. Genç, tıpkı filimlerde gördüğü gibi silahı iki eliyle kavrayıp kızın alnına dayadı. Kız çaresizce arabanın arka koltuğuna oturdu ve genç kapıyı kapatıp direksiyona geçti. Tam araba hareket etti ve giderken, kız arka kapıyı açıp kendini yere attı. Araba bir daha durmadı ve gitti. Kız kurtulmuş fakat şok geçiriyordu. Uzun bir süre travma yaşayacağıda belli idi. Veee en sonunda Polisler ve ekip otoları geldi. Gerisi malum. İfadeler vs. vs.
Merhaba e-günlüğüm; Genç çocuk, kızın eski çıktığı arkadaşı imiş ve daha sonra ayrılmışlar. Herhalde birbirlerine doyamamış olacaklar ki ayrılmalarına rağmen görüşmeleri devam etmiş ve gördüğüm kadarı ile biraz şiddetli bir biçimde devam ediyor...

Bütün bu olaylar pazar günü oldu. Evde canım sıkıldı ve Cadde de uzun bir yürüyüşün ardından, Suadiye tren istasyonunun altında ki İstasyon büfe'ye çay içmeye gittim. Tan ile (sahibi) sohbet ederken birden sesler duyduk ve bütün bu sevgi ve şiddet dolu aşk olayına şahit olduk.

Asla dışarda birşeyler yeme huyum yoktur ama, olayın heyecanı ile acıkmış olacağım ki bir sosisli sanödviç çekti canım. Söyledim ve geldi. Hiç beklemezdim bir sosisli sandöviçin bu kadar lezzetli olacağını. Yanında harika bir limonata ile üç adet sosisli sandöviç yedim. Eğer yolun düşerse e-günlüğüm mutlaka tavsiye ederim. Tan arkadaşıma çayları ikram ettiği için teşekkür ederim. O da (Tan) bütün abonelerim gibi hafif arızalı (gibi görülen) bir arkadaş. Yani akıllı ve iyi bir arkadaş. Zaten o çayları da günlüğümde ondan bahsetmem için ısmarlamıştı.

Cumartesi akşamı dediğim gibi bahçe de yalnız başıma idim ve ağaçlarla, böceklerle geleneksel sohbetlerimi yaptım. Çok dertlilermiş. Neler anlattılar neler. (yazamıyorum çünkü çok kaba ve doğal bir dille anlattılar) Onları dinlerken Hediye gelen uzo yu yudumladım. Değişiklik oldu. Yunan rakısıda fena değil hani...

Pazar akşamı Boss'un yemeğini bir saat erken verdim. Artık hava erken kararıyor ve oyun oynamak zor oluyor. Bu yüzden oyuna erken başladık ve bir kaç seyirci eşliğinde bütün marifetlerimizi gösterdik. Cumartesi akşamı topu bana geri getirince oturup beklemesini öğretmiştim. (topu getirince diğer topu atmamı ayakta bekliyordu) Unutmamış. Topu getirdi ve ben söylemeden oturdu. Gelde şimdi saygı duyma. Çevremizde aynı şeyi en az on kez söyleyip uyardığımız insanlar varken, Boss kzımın davranışı ne kadar düşündürücü...

Sevgili e-günlüğüm; Bu gün Linda ile işyerine geldik ve mesaimize başladık. Öğlene doğru Linda'nın sol kaşında şişlik oluştu. Muayene ettim canı yanmıyor. Herhalde mikrop falan kaptı.
Madonna'yı çok seviyorum sevgili e-günlük. Lakin elimi oynatmam onun için. Bu umutsuz bir aşk. Ferhat ile Leyla, Mecnun ile Şirin aşkı gibi. (bir şeyler yanlış oldu ama neyse)

Az kaldı günlüğüm, bu haftadan itibaren herkes gelmeye başlayacak ve işler yoluna girecek. Bu sefer de çok yorulur ve ağrılarımdan şikayet ederim. İnsanoğlu arsızdır. Bir türlü ortasını bulamaz memnuniyetin.

Şimdi gidiyorum ve yarın tekrar gelip yazacağım. Umarım silahlı bir olaya şahit olmam. Sevgililerimize iyi davranalım lütfen. Geçen günlerin hatırı var.
Hoşçakal

Biliyor musun: Bir saat boyunca kulaklıkla bir şey dinlemek, kulaktaki bakteri sayısını %700 artırıyormuş... (kulaklıkla gezenlere müjde)
Güzel söz: "Az kork, çok umut et, az ye, çok çiğne, az homurdan, çok nefes al, az konuş, çok anlat, az nefret et, çok sev ve en güzel şeyler seninle olsun... İskandinav Atasözü. (bizde hepsi ters)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..