Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

E-Postanız var!

Artık ilkokul çağındaki çocukların bile var. Hepimizin var. Birer, hatta üçer beşer e-posta adresimiz var. Ve tabii ki o adrese gönderilen yığınlarca e-posta da. Bir açıyorsunuz, hayata dair, sağlığa dair, herşeye dair yüzlerce yazı, oyun, slideshow ve benzeri nice şeygelmiş. Okuyoruz, siliyoruz, başka arkadaşlarımıza gönderiyoruz, saklıyoruz. Orada yazılanları uyguluyor muyuz peki? Şahsım adına cevap veriyorum. Hayır!

Geçtiğimiz günlerde, çocuk beslenmesi üzerine ürünleri olan bir firma hakkında oldukça düşündürücü şeyler yazan bir e-posta aldım. E-postanın altında bir öğretim görevlisinin adı ve ünvanı yazılı idi. Soru işaretleri oluştu kafam da ama başkalarına göndermeden önce bu öğretim görevlisinin adının, ünvanının, bağlı bulunduğu birimin doğru olup olmadığını araştırmak geldi aklıma. Bir anneyim. Bilmem gereken birşey varsa araştırıp öğrenmeliyim. İsim doğru, ünvan doğru ama bağlı bulunduğu birimin ne gıda ile, ne beslenme ilgisi yok. Yine de bir e-posta atarak, doğruluğu hakkında bir bilgi istedim. Cevap yok. Ve bu e-postayı hiçbir dostuma göndermedim. Arşivde beklettim. Çünkü ben "doğruluğu onaylanmamış hiç bir bilginin devam zinciri" olmak istemiyorum. Daha sonra bu konu ile ilgili, bu haberin yalan olduğu ve bu eğitim görevlisinin de düştüğü zor konum hakkında basında haberler çıktı ve bu e-postayı sildim.

Bir başka örneğim ise, kan arayan lösemi hastası 18 yaşındaki genç bir erkek çocuk olacak. Sene 2001 ortalıkta dolaşıyor bu mail. Bir çok dostumdan da, başkalarına da iletilmek üzere ricalarla bu maili alıyorum. Sonra bir durdum, ya belki gerekli kanı bulmuşlardır diye düşündüm ve altında yazılı olan irtibat numarasını aradım. Konuştuğum babası idi bu gencin. Ve bu genç yaklaşık 6 ay önce vefat etmişti. Biran durdum ve sadece önemli yazdığı için bunu bana ve başkalarına gönderen zihniyeti düşündüm. Adam ölmüş mü, kalmış mı kimsenin aklına sormak gelmemiş. Bir de düşünsenize bu ihtiyacı karşılayabilecek, yardımsever insanların hala arayarak ailenin acısını tazelediğini. Kabus gibi birşey. Sadece otomatik bir şekilde gönderiyoruz. Gerisini koyveriyoruz. Ve 2004 senesinde aynı e-postayı tekrar aldım. Ve o sinirle oturup üzerine kocaman kırmızı puntolarla, bu gencin 2001 senesinde vefat etmiş olduğunu, insanın aldığı bir e-postanın içeriğine bakmadan bu kadar duygusuzca göndermesinin ne kadar berbat olduğunu yazdım ve gönderilen herkese geri gönderdim.

Peki bireysel olarak kaçımız farkındayız bu sorumluluğun? İnternet dünyası öyle geniş, öyle çok bilgi ve öyle çok yalan dolu bir dünya ki. Kaçımız araştırıyoruz bir haberin doğruluğunu? Kaçımız bana ne kardeşim deyip, bir yalan zincirine bir halka olarak kendimizi katıyoruz? Peki kaçımız farkındayız şikayet ettiğimiz dünyanın, zıvanadan çıkmış yaşamların, ruhumuzdaki acının, zarara uğrayan hayatımızın düzeleceği asıl adımın bireysel sorumluluk olduğunun?

Bu toplumun bir bireyi, bir anne, bir kardeş olarak sizlerden bir ricam olacak. Güzel sözler hariç, kan ihtiyacı, sağlık, beslenme ve firma karalamalarla ilgili hiçbir maili doğruluğunu araştırmadan dostlarınıza göndermeyiniz. Acil ihtiyaçlarda verilen telefon numarasından bilginin doğruluğunu kontrol ediniz. Ve altına kontrol ettiğinize dair bilgi giriniz.

Şimdiden teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 3
: 419
Kayıt tarihi
: 08.11.06
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Özel bir firmada asistan olarak görev yapıyorum. Evliyim ve bir çocuğum va..