E yaşam

İnsanoğlu, özellikle son yüzyılda bilim ve teknolojide büyük gelişmeler gösterdi. Bu gelişme daha çok bilişim, haberleşme alanında etkili oldu. Bilgisayarın bir hesap aracı olarak yaşama girmesi çok eskilere dayanmakta.

“On line” denilen sistemin bulunması ve uygulamaya konulması ile insan, o zamana kadar neredeyse hiç yaşamadığı bir şaşkınlık içine düşmüştür. Güvercinlerden, köpeklerden, atlılardan, posta trenlerinden haber bekleyen insan, birden bire ulaşacağı haberi, tıpkı, “ ne sihirdir, ne keramet, el çabukluğu marifet” sözüne veya sihrine uygun olarak iki parmaklarının ucunda bulmuştur. Bırakın denizaşırı ülkeleri, dünyanın bir ucundan öteki ucuna anında ulaşmayı becerebilen insan , sanal ortamda oynaşmaya devam etmektedir.

Peki bu oynaşmanın getirdikleri, götürdükleri veya ödenen bedelleri var mıdır?

Küreselleşme veya dünyayı avucunun içine almak, başta bilgisayar olmak üzere, internet, web siteleri, mobil telefon, on line sistemleri ile hızlı haber ağı mıdır?

Haber ağındaki gelinen nokta, devletlerin ve insanların yaşamını, çağ açıp, çağ kapatacak kadar nasıl etkilemiştir?

Bilgiye doymayan insan için, bir yandan haberleşme araçları değişirken öte yandan taşıdıkları içerik de giderek çoğalmıştır.

Hep beraber ilişki içinde bulunduğumuz web komşuları, on line eş ve dostlarımız, şöyle bir düşündüğümüzde sandığımızdan çok yaşamımıza hakim değiller midir?

Peki, bu dost , sanal akrabalarımız gerçekten bize ne veriyorlar veya bizden ne götürüyorlar ve yaşamımızı ne derece etkiliyorlar?

Otobüs yolculuğunda yanına oturmuş güzel bir kızın varlığından bile haberdar olmayan ve elindeki mobil telefona durmadan mesajlar yazan gence ne demeli? Çok değil, on yıl önce , o genç tarafından, o güzele kim bilir ne iltifatlar yağardı.

Dünyanın bir yüzünde insanoğlu E yaşam içinde yüzerken, öteki yüzü henüz güneş, toprak, su ve havanın kucağında debelenmekte.

Günümüz insanı haberleşmede en kolay ve en hızlı yolu bularak bu alanda büyük bir gelişme göstermiş adete sıçrama yapmıştır.

İnternet daha 1990’lı yılların başlarına gelinceye kadar üniversiteler ve okullar içinde sadece bilgi için başvuru aracı iken 1993 yılı ile birlikte tüm dünyayı kapsayan bir haberleşme ağına dönüşmüş ve kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Günümüzde yaklaşık bir buçuk milyar internet kullanıcısı olduğu düşünülmektedir.

İnternet bilgilerinin doğru ve güvenilir olması ve bu bilgilere daha hızlı ulaşılması konusunda çalışmalar devam etmektedir.

E gazete, E dergi, E kitap, E ansiklopedi, E sözlük her gün elimizin altında bulunan bilgi ve haber araçlarıdır. Bunların bilinen diğer iletişim araçlarına ve kitaplara göre en büyük farklılıkları, elektronik bir ortama ihtiyaç duymalarıdır.Bundan başka belirgin farklılıkları ve benzerliklerini, olumlu olumsuz yanlarını konu edebiliriz;

Bir haberin anında izlenmesi, izlemenin kaçırılması halinde bile haberin tekrarı on line sisteminde mümkün olabilmektedir. Oysa radyo, televizyon ve gazete, dergi haberciliğinde haberin oturtulmuş bir kalıbı vardır. Değişimi veya düzeltilmesi aynı sayfa ve satır içinde, anında mümkün değildir.

Baş döndürücü hızlı gelişimden etkilenen bilişim alanındaki teknoloji, insan davranışlarını da etkilemiştir; günlük yaşamda gözlenen, ilişkilerdeki soğuma, insan içe kapanıklığı ve kendini beğenme gibi olumsuz davranışların yanında göz, kas, sinir, eklem ağrıları ve iskelet bozuklukları gibi olası fiziksel rahatsızlıklar da yarattığı düşünülebilir.

Eşimiz, ailemiz, dostumuz, can yoldaşımız sanılan E yaşam şekli bizleri çoğu zaman kendi hükmü ve hakimiyeti içine alarak sanal bir dünyaya taşımakta çoğu kişiyi gün içinde saatlerce tutsak almaktadır.

Gün içinde, bilgisayar karşısında uzun zaman hareketsiz kalma obezite oluşturabildiğinden bahsedilmektedir

Bilginin paylaşımı güzel olmasına rağmen internet ortamına verilen bir bilginin kopyala- yapıştır yöntemi ile çalınma (Plagiarist) olasılığı fazladır.

Kötü niyetli kişilerce elde edilebilecek kimlik bilgileri ile banka hesaplarına girilerek hesaptan para çekme yöntemi ile insanlar dolandırılmaktadır.

Sübyancıların internet ortamında çocukları kandırarak cinsel taciz yapmaları karşılaşılan olaylar arasındadır.

Ayrıca, bilgiyi google’a yazar getirtirim, düşüncesi ile hafızada tutmaya yönelik bir çabanın olmaması, hatırlama gücünde bir eksilme veya kaybın olması yönünde ileride sakınca yaratıp yaratmayacağı sorusu sorulmaktadır.

İnternet ortamında, yazarı bilinmeyen bilgilerin yanlışlık olasılığı var. Araştırmacı gençlerin çoğu, bilgilerin doğruluğunu kitap okuyarak araştırmıyor. Hem niçin kitap okusunlar? “On line” üzerinden her şey ayaklarının altında. Sıcak koltuklarında Newton’u, Kristof Kolomb’u, Edison’u, Napolyon’u Atatürk’ü bir düğme ile karşılarında bulabilirler.

İnternet’in günümüzde en büyük başvuru aracı olduğu bir gerçek. Yalnız süzülmemiş bilgilerin de çocuklara zararlı olduğu da.

E dergi, E kitap veya E gazetenin kağıda ihtiyacı olmadığından dolayı çevreci bir yönü de hesap edilmekte. Diğer bir olumlu yönü, ısmarlanan veya sipariş edilen basılı kaynağın satın alınması, teslim alınması gibi bir zorunluluğu yok. E yayın, kolay ve ucuz.Taşınması kolay ve hafif . Tek ve küçük bir aletin içine binlerce kitap sığdırılabilir.

Tüm bunların yanında, E kitabı okumak için elektronik bir ortam ve program gerekli.E kitap okuyucusu her an bir elektrik veya mekanik bir arıza ile karşılaşabilir.

İletişim alanında gösterilen ilerleme insanların tüketim alışkanlıklarını da değiştirmiştir.Toplum büyük bir reklam bombardımanı altında temel ihtiyaçlarını ayırt edemez duruma düşürülmüştür.

“Hayata renk katacak yeni ürünler, sim kartınızın az bilinen marifetleri, kendi müziğini yarat ve anında dünya ile paylaş, bu bilgisayar beyni okuyor, insandan alınan sağlık verilerini anında doktora iletiyor, E devlet projeleri planlama bekliyor, E imza hayatımıza girdi”

Sonuç olarak, E yaşamın ilerde daha neler getireceği belli değil. Tuşlara dokunarak yazı yazıyorsunuz , hangi dilden olursa olsun sesli okuyor.

İlerde, boş boş baktığınız duvarların sizinle konuşabilmesinin yorumu yapılıyor.

E teknolojinin, bilmediğimiz başka evrenlerden haber getirebilme olasılığı, galiba insanlığın en çok beklediği ve merak ettiği konu. Hüseyin Seyfi