Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '21

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

EBELER VE HEMŞİRELER HAFTASI

 21-28 Nisan Ebeler Haftası,12-18 Mayıs ise Hemşireler haftası olarak kutlanıyor ülkemizde. Birçok ebe ve hemşire arkadaş ebelik ve hemşirelik hakkında eminim çok güzel şeyler yazmıştır. Ben de kendi dilim döndüğünce ebe, hemşire eşi olmak hatta eşim hemşire olduğundan hemşire eşi olmak nasıl bir şey kendi gözümden anlatacağım.

Bir çoğumuzun doğumunda bulunan, hatta doğumumuzu gerçekleştiren arkadaşlar, dünyaya onların ellerinde gözümüzü açtığımız kişiler. Annemizin haricinde ebe annemiz. Onları öyle hatırlarız değil mi?

Annemizi kendimiz ememediğimiz zamanlar emebilelim diye belkide ilk emzirmeyi yaptıranlar ebe annelerimiz.

Daha sonra bizi kuvöze koyarlar, takip için. Başımızdaki bebek hemşireleri değil mi onlar? Evde kendi çocukları belki bu şefkati göremiyor o anda. Ne güzel bir duygu o bebek için ve ne güzel bir duygu o canlıyı hayatta tutabilmek adına verilen emek.

O hemşire, ebe hastanede nöbette iken 2 aylık yavrusu evde babası ile beraberdir. Şaşıranlar vardır belki, şaşırmayın evet 2 aylık çocuğunu evde bırakıp işe başlayan çok hemşire, ebe arkadaş vardır içimizde. Kimi sütünü sağar eve bırakır, kimi de fırsat bulursa emzirmeye geçer eve. Ya da baba getirir nöbete iki, üç saatte bir.

Bebek evde ateşlenir, baba telaş içinde uyanır, zaten de tilki uykusundadır. Yok yüzüstü döndü mü, yok kustu mu gibi şeyleri takip edebilmek için. Yapabileceği tek şey ateşine bakmaktır. Yanlış şeyler yapmamak için arar eşini. Eşi’ ’Getir’’ der, ‘’getir’’. Burada serum takalım, sıvı kaybı olmasın diye. Anne hastanede, bebek hastanede, eş hastanede. Bir hasta yakını gelir o arada ‘’Hemşire Hanım serum bitti’ ’der. Kalkar kendi çocuğunun serumu giderken, oflamaz, puflamaz.

Başka bir servistedir şimdi hemşire, hadi üroloji diyelim. Kimi zaman 80-90 yaşında amca -teyze kimi zamanda gencecik canlar vardır elinin altında. Kiminde taş, kiminde prostat, kimi de sünnet için getirmiştir çocuğunu.

Bir önceki nöbetin yorgunluğunu henüz atamamış üzerinden, birde evde onu bekleyen yavrusu vardır. Gelmiştir nöbete. Kimi ağlar ağrıdan, kimi sızlar yakınım gelmedi diye. Kendi yorgunluğunu unutmuştur artık, istese de aklına gelmez. Ta ki tedavi bitip iki dakika oturana kadar. O zaman hatırlar ayaklarının hork hork ağrıdığını. Bir çay içmek ister, azıcık yorgunluğunu alsın diye. Zaten o çay da gocamıştır artık, demleneli saatler olmuş, ancak içecek fırsat olmamıştır. Yine de alır bir Bardak, tam bir yudum çeker ki gelir biri’ ’hastamın gene ağrısı başladı’ ’Hadi bakalım, sonra bir de derki bu hemşireler hep çay içiyor. İçmiyor arkadaş içmiyor, neredeyse hiç çay içmiyor. Senin evde içtiğin rahatlıkta ne çay içiyor ne de kahve.

Hani derler ya asker uyumaz, hemşirede uyumaz. İnsan değildir sanki, bir makine. Sadece eve gider ve şok şarjla ertesi gün işe gelir.

Bu arada evdeki bebekte büyüyordur. Gece, gündüz oyun ister. Hemşire anne hangisine yetsin, hastanede hasta bakımı, evde aileye bakım. Yemek, temizlik, ütü.

İşte baba devreye girer burada. Çocukla oynar, çamaşır yıkar, ütü yapar, ev süpürür, becerebilse yemekte yapar. Hemşire eşi rahat uyusun ki ertesi günü nöbete biraz daha dinç gitsin diye. Kendi anasına babasına yapamadığı bakım ve hizmeti canla başla yapabilsin. Zaten çoğununda anası babası memlekette başka hemşirelerin şefkatli kollarındadır.

Hemşirelik fedakârlık ister, cefalı meslektir. Kendisi cefa çeker başkaları sefa sürsün diye. Ama hiçbir zaman demez, biz sizin ananızın babanızın bakıcı değiliz diye. Sizin ananız babanız bizim anamız babamız der, vicdanlıdır.

Hemşire annedir, babadır, kardeştir, bacıdır, eştir. Hemşire her şeydir. Hemşire her yerdedir. Okuldadır okul hemşireliği yapar, ama kendi çocuğunun okuluna bile gidemez bazen, Hemşire huzur evindedir, ama kendi babasının yanında değildir.

Özellikle eski hemşireler çok kullanırdı, hastanenin duvarından tuğla düşse orayı da hemşire kapatır diye. Aynen öyle, hemşire olmadan hastane olmaz. Hemşire hastanenin yapı taşıdır. Doktorun gözüdür, kulağıdır hemşire.

Günümüzde Pandemi koşullarını yaşadığımız bu olağanüstü günlerde canla başla çalışan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımızı sunarken cephenin en önünde savaşan hemşire arkadaşlarımızın ve dünyaya gözümüzü açtığımızda ilk göz göze geldiğimiz ebe arkadaşlarımızın gününü kutlar hak ettikleri değerinin fazlasını almasını temenni ederim.

 

Ebeler ve Hemşireler Haftanız Kutlu olsun.

 

 
Toplam blog
: 40
: 1056
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Odyometri Bölümünün ilk mezunlarından sayılırım.Daha sonra İktisat Fakültesi,Acil Yardım ve Afet ..