Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Ebru Cündübeyoğlu' nun gizli korkusu

Ebru Cündübeyoğlu' nun gizli korkusu
 

Ebru Cündübeyoğlu ile çekimdeyken farketmiştim büyük korkusunu. Oysa herşey ne kadar güzel başlamıştı. Kameralar yerini almış Ebru Hanımla son hazırlıklarımızı yapıyorduk. Kameralar çalıştı ve çekim başladı. Ebru hanım kendine özgü üslubunu ve ses rengini kullanarak, büyük bir özveriyle benide esprilerine ortak ederek adeta döktürüyordu. Şimdiye kadar çalıştığım sanatçılar içinde unutamadıkların kimlerdi? deseler hiç düşünmeden Barış Manço ve Ebru Cündübeyoğlu derdim.

Ebru Hanım sanat camiasında olmazsa olmaz denilen kuralları bozan ve gerçek asil bir hanımefendi olarak, kendi özel hayatından taviz vermeden yıldızlaşan nadir sanatçılardan birisidir. O şimdi bebişini büyütüyor. En büyük meşgalesi "DURU"su onun. Yani yavrusu. Allah analı babalı büyütsün deyip, konumuza dönelim. "Omuz omuza" dan hatırlarsınız onu. Sevilay'ı nasıl unuturuz. Gerçekten istenirse, dedikodulara fazla karışmadan, kimselerle çatışmadan, gündemde kalmak adına çekişmelere girmeden, asil bir çizgide kalınacağının dersini verdi Cündübeyoğlu. Dizi filmlerinin yanında, sanat öğretmek adına, binbir kılığa girip adeta çıraklık yaptı atölyelerde. Evlerimize sanatı getirdi.

Böylesine sevecen bir insanın bir korkusu varki, adından bile bahsetmek onu titretiyor. Hele sakın gizlice yanına yaklaşıp miyaaav demeyin. İnanın kameraları bile devirip uzaklaşır oradan. Evet Ebru Cündübeyoğlu'nun, gizli korkusu kediler. Aslında korkusu demeyelim. Sadece huylanıyor. Çünkü Ebru Hanım çok insancıl, mütevazi ve herşeyi sevebilecek yaratılışta bir ruha sahip. Fakat bazılarımızın bilinç altında, atamadığımız korkularımız vardır.

Mesela benim bir arkadaşım vardı Ersin İsminde, biz ona dev ersin derdik. Lakabı da şimdi adını söyleyemeyeceğim (ormanların iri hayvanı, balı çok seven)bir lakaptı. Hepimiz hatta bütün mahalle ersinden korkardık. Ne enteresandır, Ersin'de FARE den çok korkardı. (Ersin'e ayıp olmasın diye fareyi büyük harflerle yazdım) Ben samimi olduğum için sorardım. " Yahu senin gibi dev bir adam nasıl korkar minicik hayvandan? diye. Cevabı hemen hemen bütün farelerden korkanların verdiği cevabın aynısıydı, " Ya korkmuyorum, sadece huylanıyorum ve içim bir tuhaf oluyor"

Evet Ebru Cündübeyoğlu'da korkmuyordu belki, sadece huylanıyordu. Aslında çocukluğumuzda, hatta bebekliğimizde yerleşir bu korkular bilinçaltımıza. Kesinlikle çocuklarımızı, hiçbir şekilde, ileride iz bırakacak şekilde korkularla terbiye etmeyelim. O an bize çok basit gelen ithamlar ve korkutmalar, çocuklar üzerinde geri dönülemeyecek psikolojik izler bırakabilir. Dilerim sevgili Ebru, bu korkusuna rağmen, çocuğuna kedi ve diğer hayvanları sevdirmeyi başarır.

METİN ÖZKAYA

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..