Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Ebru Sanatı'nın depresyon tedavisindeki rolü

Ebru Sanatı'nın depresyon tedavisindeki rolü
 

Ebru Sanat Evi'nden bir köşe...Öğrencim olan ev hanımları...


Ebru sanatı'nın, depresyon hastalarının tedavisinde önemli bir rol oynadığı yıllar öncesinde kanıtlanmıştı.

Geleneksel sanatlarımız içerisinde önemli bir yere sahip olan ve bir dönem unutulmaya yüz tutan ebru, şimdilerde tekrar giderek yaygınlaşan bir terapi sanatı olmaya başladı.

Sanattan ve doğadan hızla uzaklaştırılan insanımız, çok çeşitli ve endişe verici ruhsal hastalıklara yakalanmaya başladı. Hastanelerin psikiyatri klinikleri dolup taşıyor.

İşte Ebru Sanatı, insanın imdadına yetişiyor ;yeter ki ehil ellerin gözetiminde uygulansın.

Renklerin suda yüzdürülerek elde edilen ve hiçbirisi birbirine benzemeyen, tekrarı mümkün olmayan bambaşka bir dünya…

Suyun rüyası ya da renklerin su üzerindeki dansları…

Ebru teknesinin başına geçen kişi , kendi iç resmini yapar gibi…

O gün içinde bulunduğu hâli renklerle sponton bir şekilde ifade ediyor…

` Neyse halin;Ebru'da çıksın falın !..''gibi...

Tüm konuları Türkiye`nin ilk özel Nöropsikiyatri Hastanesi olan NPİSTANBUL yatan hastalarına, psikologlarla birlikte ile ebru yaptırıyor. Meşguliyet terapisi olarak hastalar tarafından yoğun ilgi gören ebru yapımı sırasında neler yaşanıyor ?..

Psikologdan dinliyoruz:

''Psikoloji okumuş bir kişi olarak severek kendim yapıyordum ebruyu… Ebru çalışması sırasında kendimi tamamen suyun ve boyanın enginliğine bırakıyordum. Adeta zaman açılımı oluyordu ve tüm duygumu serptiğim boyalarla sunun yüzeyinden kağıda döküyordu. Yaşadığım her türlü günlük sıkıntıyı unuttuğumu, rahatladığımı fark ediyordum.

Güzel bir rastlantı sonucu da bunu NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesinde paylaşma ve yaptırma imkanı buldum.

İlk zamanlar yılların verdiği alışkanlıkla, kendi yaptığım gibi boya serpmek üzere fırçayı kullanmanın, desen oluşturmak için suyun çizilmesinin gösterdiğim gibi bekledim hastaların. Tekrar tekrar gösterdim doğru fırça tutuşu, boya serpmeyi… Öyle zamanlarım oldu ki, fırçayı suya batırdıklarında inanmaz gözlerle bakıp artık bu tekneden ebru çıkmaz diye korktuğum oluyordu.

Bu iş biraz dikkat ;daha çok da sabır gerektiriyor

Psikiyatrik şikayetlerle yatan hastalar elbette telaşlı ve dikkatsiz olabiliyorlar. Onlara tekrar tekrar gösterip uygulatmak ve iyi sonuçlar almalarını sağlamak onları çok mutlu ettiği gibi beni de sevindirdi. İlk başlarda hastaların özensiz ve rastgele ebru yapmaya çalışmalarının yerini giderek hem daha dikkatli, hem daha zevk alır hale gelmelerini izlemek sabır gerektirdi tabi kolay olmadı ama buna değdi her defasında.''

...................

Ekim Ayı başında açtığım Ebru Sanat Evimizde, artık her gün uygulamaya başladığımız, yoğun Ebru çalışmalarım sırasında , çok ilginç anılarımız oluyor.

Önceleri sağlam bir zemin yapmanın, nerede duracağını bilmenin önemini anlatmaya çalıştım .

Terapi amaçlı ebru çalışması yaptığımız için esas olan bunu bir meşguliyet, dinlenme, yararlı zaman geçirme, ortak alan paylaşma gibi amaçlara yöneltmeyi hedeflemiştim.

Teknik açıdan birkaç müdahale dışında tamamen serbest çalışmalarını destekledim. Bu yaklaşımımla gergin insanların, içinde bulundukları ruh hallerini renklerle ve desenle dışa vurmalarını sağlamaya çalıştım. Bunu çok güzel bir biçimde başardılar. Aslında maksadımız ve önemli olan kusursuz ebru yapmaları değildi.

Malzemeyi özgürce ve spontan olarak kullanarak iç dünyalarını yansıtmalarını amaçlıyoruz.


Günlük ruh haline göre hastanın önce renkleri değişiyor, sonra çalışma şekli... Hasta sıkıntılıysa renk seçimi uyumsuz olabiliyor örneğin. Huzurlu ve sakin ise o gün ki durumu bu defa renkler ahenk içinde oluyor.

Depresyonlu olan kişiler, ebru yapmaya isteksiz gelirlerse motivasyonları düşük oluyor mesela. Bu durumlarda bir ya da iki renk kullanıyorlar. Hiç şekil vermeden ebrunun kağıda alınmasını isteyenler oluyor. Depresif olan bazı kişiler, koyu renkleri tercih ederken, depresyonda olan diğerlerinin ise çiçek ve kalp motifleri yapmayı tercih ediyor olmaları dikkat çekici...


Kişi, hareketli ve heyecanlıysa, boyaları çok fazla kullanıyor. Bu hareketliliği döneminde renk uyumuna dikkat etmiyor.

Bazı depresif öğrenciler, sıkıntılı, keyifsiz ya da huzursuz olsa da kendini farklı şeyler yapma konusunda motive edebilmişse, zamanının bir kısmını farklı şeylerle uğraşarak değerlendirmesinin iyi olacağını düşünüyorsa, ebru yapmaya istekli oluyor ve iyi netice alıyor.

Gençlerde, Ebruya ilgi çok yoğun... Televizyonda ebru yapılışını görmüş olanlar büyük heyecan duyarak birebir uygulamayı hayranlıkla izliyorlar…


Kağıdın suya yatırılıp ebrunun alınması anında , herkes çok heyecanlanıyor ve nefesini tutuyor. Burada dikkatimi çeken bir husus var. Onu sizinle paylaşmak isterim.

Erkek öğrenciler, daha çok teknikle ve ebrunun tarihsel gelişimiyle ilgileniyorlar. Bayanlar ise çiçek ve kalp motifleri yapmayı seviyorlar. Çocuklarına, eşlerine hediye vermek üzere ebru yapıyorlar.

İstemeyerek gelenlerin bazıları ise teknenin başına oturduklarında çok eğlenceli, zevkli buluyorlar ebru yapmayı, bu çalışmaya geldikleri ve ebru yaptıkları için memnun oluyorlar

. `Beni burada bıraksanız saatlerce ebru yaparım` diyenlerin sayısı az değil. Yapacağı ebruyu önceden tasarlayarak gelenler de oluyor.

`Papatya yapmak istiyorum`, `mavi-yeşil` çalışacağım diye hazırlıklı geliyorlar bu kişiler.


Ebru yapanlar, genellikle kendilerini rahatlamış, hafiflemiş ve dinlenmiş hissediyorlar. Bunu kendileri de ifade ediyor ben de gözlemliyorum. İsteksiz, negatif bir tavırla gelenler giderken gülümsüyorlar, teşekkür ediyorlar.

Çalışma bittiğinde hemen herkes bir sonraki çalışmanın ne zaman olacağını soruyor. Ebruyu ilk kez yapacağı için yapmak istemeyen, yapamam diye çekinen kişiler, teknenin başına geçerek yapabildiğini gördüğünde, zannettiği kadar zor bir iş olmadığını fark edince hastanın kendine güveni geliyor.

Hatta bir sonraki hastaya nasıl yapması gerektiğini söylüyor.

Bazen gelen grup, güzel ebru yapmak için birbiriyle tatlı bir rekabete giriyor. Bu rekabet sırasında gerçekten çocuklar eğleniyorlar. Tekneden çekilen her ebru alkışla karşılanıyor.

Ebru çalışması; sakinlik, sabır, sükûnet kazandırıyor kişiye. Damlaların düşeceği yeri, büyüklüklerini kontrol edemeyeceklerini görüyorlar. Kontrolün yüzde yüz ebru yapanda olmadığını, ebruda kişinin iradesini aşan güçlü bir iradenin olduğunu görüyorlar.

Bu mükemmelliyetçi ve takıntılı kişilerin her şeyi kontrol edemeyeceklerini idrak etmelerini sağlıyor.

Depresyonda olanlar, ebru yapmaya yoğunlaştıklarında, `ân`ı yaşama` nın önemini, . tamamen dikkatlerini verdiklerinde geçmişin sıkıntılarından, geleceğin kaygılarından uzaklaşacaklarını fark ediyorlar.

Ebru, kişiyi olumsuz duygu ve düşüncelerden uzaklaştırıyor. Ebru yaparken insanın aklına kötü bir şey gelmesi imkansız… Çünkü statik değildir, hareket vardır. Sudaki renk ve desenler sürekli değişir. Bu da hastaların zihinlerinin olumsuz düşüncelerden uzaklaşmasını sağlıyor. Suyla ve renklerle oyun oynama, hastalara uzun zamandır unuttukları çocukluklarını yeniden hatırlatıyor. Stres ve endişeden uzaklaşıp rahatlıyorlar.

Tamamıyla geleneksel ebruda kullanılan malzemeleri kullanıyoruz. Kitre, öd, toprak boyalar. Fırçalarımız gül dalı ve at kılından yapılıyor. Bütün malzemenin doğal olması, özellikle su, ebrunun rahatlatıcı özelliğini arttırıyor. Hareket eden su, pozitif iyonlar yaydığından insanlar üzerinde olumlu etkileri vardır.


Kişiler iç dünyalarını farkında olmadan, kendiliğinden yansıtırlar. Kişi bilinçli olarak kendisini farklı, iyi ya da kötü göstermek isteyebilir ama ebru teknesine düşen damlalar ve kullandığı renkler, şekillendirme tarzı iç dünyasını yansıtır.

`Bugün karamsar bir ebru yapacağım` diyen bir kişinin rengarenk, cıvıl cıvıl bir ebru yaptığını, `canım sıkılıyor, koyu renkler kullanacağım` diyen bir öğrencinin pembe, sarı, açık mavi kullandığını gözlemledim.

Yansıma spontan gelişiyor. Hastalar sözel olarak ifade edemedikleri öfkelerini, korkularını, sıkıntılarını farkında olmadan suya yansıtıyorlar, duygularının dışavurumunu görüyoruz suda.

Sudaki renkli halkalar, beynimizde de renkli dalgalar oluşturuyor...

Ebru sayesinde, güzel şeyler düşünüyor insanlar...

Gönül tellerinde paslanmış duyguların notaları uçup gidiyor.

Panik ataklar gidiyor;yerine yaşama dair dengeli ataklar geliyor.

Ebruyla dinlenen ruhlar, ertesi günün akşamında çalışılacak olan müzikal oyunumuza hazır hale geliyor.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..