Ebru ve su… ‘Güzellik busesi‘

Günümüzde insan yaşamını zehir eden hastalıkların sebeplerinin başında, 'stres' geliyor.

Gerilim içinde yaşayanların ömürleri törpüleniyor.Son yıllarda görülen ''Genç ölümlerin '' nedeni de bu !..

Kanserin bir numaralı sebebinin de ''Stres'' olduğu biliniyor...Sigaradan daha tehlikeli bir canavar bu !..

Stresi kısa zaman dilimleri içinde yenmenin en güzel ve doğal yolu: Ebru sanatı ile uğraşmaktır.

Müzik ruhun gıdasıysa ;Ebrû da tüm bedenin dostudur.

Bir ney, tambur ya da kanun dinlerken yapılan Ebru'nun tadına doyum olmaz.

Ebru teknesinin içindeki ' Gizemli kitreli suyun ' vücudunuzdaki negatif elektriği aldığını; beyninizde mutluluk hormonlarının dolaştığını hissedersiniz.

'Ebru ', bir resim sanatı olmakla beraber, sadece bir 'sanat dalı' olmaktan ibaret değildir.

Aynı zamanda nükteli bir şiir, yumuşak bir ezgidir de…

Ebru, gücü zaman üzerinde oynamaya yeten, dans eden bir figürdür;tıpkı adını telâffuz ederken olduğu gibi :’

EBRU !..’

Ebru :Kaş demektir..Nice âşıkların uğruna şarkılar söyleyip , şiirler yazdıkları ''keman kaş'lar...''

Ebru: Bulut demektir… Sizi , pamuk kanatlarında uçurur.

Tüm sıkıntılarınızı bulutlara yükler ve sudan çıktığında, tüm dertleriniz, yağmur olup akar, gider…

Eb-Ru : ( Âb-rû ): ‘Su yüzlü’ demektir. Su gibi güzel ve temiz yüzlü; ay gibi parlak bakışlı sevgilinize bakarken yaşadığınız gizemi ve mutluluğu yaşatır..

.......

Suyun gözü olur ebru, ebrunun özüyse su.
Hilkatin güzellik kokusu suda açan ebru.
Her haresi ayrı bir güzelliğin efsanesi.
Ebru hep suya muhtaç, ebru suyun tutkusu.

Ebru, yağmurun som soluğu, bulutun uykusu.
O bir güzellik korusu, göz nurunun ebrusu.
Billûr bakışlı peri gözünde inci tanesi.
İner bulutlardan atlı, tutar deryayı pusu.

Ebru yedi rengin tütsülenen nazlı buğusu.
Ebruyu sinesinde damıtmaktan haz duyar su.
Ebru ve su güzellik busesi, nazın hoş sesi.
Söz anlatamaz , göz gerek çözmeye bu efsunu.

Belki de yeryüzünde hiçbir sanat, adıyla bu kadar bağdaşmamış, bu kadar iç içe geçmemiştir.

Suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları, doğanın kusursuzluğu ve yaradılışın gizemli ‘tekliği ‘, ebru sanatında buluşur.

Ebru sanatında, sonuçta bir eser doğar. O eser, - tektir- ve eşi benzeri yoktur.

Değişik boya ve resim teknikleriyle de kopyalamaya çalışsanız; uğraşsanız benzerini bile yapamazsınız.

........

Alınteri'nin, yakın dostudur Ebrû...

’Tekneden alınan eser çıtalarda kurutulup preste düzeltilir
Taraklı ebru yapılırken iğneler tek tek eğelenirmiş
Ucu pürüzlü olmamasına parmak uçları ile bakılır
Ve alın teri ile yüzeyi perdahlanırmış

Zırnık Sarısı, Lahor Mavisi ile Lök Kırmızısı
Çamlıca Toprağı’ndan alınırmış kahverengi boyası

Ebru sihir gibidir hiç belli olmaz hali
İsterse sanatçıdan gizlemez mükemmeli

Klâsik olanları battal, hatip, bülbülyuvası, şal deseni
Çiçekli ebru sonradan ilave edileni
Benim tercihim ise beyaz karanfil ve kırmızı lâle
Papatya ebrusu çok değil topu topu birkaç tane.’ (M.Tiryâki)

.........

Ebru, bizi o sonuca ulaştıran süreçle beraber incelendiğinde anlam bulur ve zenginleşir.

Ebru, fikre düştüğü ilk andan, gözle buluştuğu son ana kadar kendine has mistisizmini asla yitirmeyen bir ifade şeklidir.

Ruhları yıkayan, dünyanın fani olduğunu vurgulayan; sevginin ve sabrın insanı güzelleştirdiğini ‘’sessiz bir melek ‘’ gibi anlatan başka bir sanat var mıdır ?..

Su içinde yaşam bulan; sazlıklardan kesilen bir kamışın, ‘’İnleyen ney müziği dinlerken ‘’Ebru yapmak ömre, ömür katar.

Dertlilere devâ;hastalara şifâdır, Ebrû !..

Duyguların resmini, suya çizmektir EBRÛ…

..........

Su gibi ''âziz ''olun; yaşamınız Ebrû renkleriyle dolsun.

…………………

(*) İzmir-Aliağa’da, üç aydır hazırlıklarını sürdürdüğüm, ‘’ Ebru ve Drama Atölyesi ‘’ni, 1 Ekim’de halkımızın hizmete açıyoruz.