Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '09

 
Kategori
Eğitim
 

Eda, kitap ve öğretmen

Eda, kitap ve öğretmen
 

elma


İlkokul 5. inci sınıfa gidiyor Eda: haksızlıkları, cezaları, ödülleri ve karşısındakini anlamayı öğreniyor. Eda evde harıl harıl kitap okuyor. Kısa bir sohbet sırasında “Ne oldu?” diye soruyorum; durumu anlatıyor. Öğretmeni birkaç hafta önce sınıfa ödev vermiş. Bir kitap okumalarını ve okudukları kitabın özetini çıkarmalarını istemiş. Herkes aynı kitabı okuyacak. Kitabın adını hatırlamıyorum, Eda da tam olarak söyleyemiyor. Ödev teslim zamanı geldiğinde sınıfın yarısı ödevi teslim ederken, diğer yarısı ödevini veremiyor. Çünkü kitabı okumayı bitirmemişler. Eda’nın kitabı bitirememesinin nedeni ise kitabın çok sıkıcı olmasıymış.
Birkaç gün önce odasında kitabı görmüş ve “Ne okuyorsun?” diye sormuştum; o da öğretmenin bu kitabı ödev olarak verdiğini ancak çok sıkıcı olduğu için okuyamadığını söylemişti. Öğretmen ödevini teslim etmeyenler için öğrencilerine verdiği zaman dolunca ödevleri istemiş. Ancak verilen sürede sınıfın ödev teslim etmeyen yarısı birbirinden güç almış ve herkes birbirine güvenerek kitabı bitirmemiş.
Herkes mahcup tabii ki. Öğretmenleri kitabı bitirmeleri için onlara yeniden zaman veriyor. Ancak bu sefer ödevini teslim etmeyenler ceza alıyor: ertesi gün okulda teneffüse çıkmayacaklar. Eda verilen cezanın çok büyük olduğunu ve haksızlığa uğradığını düşünüyor. Neden böyle düşündüğünü sorduğumda ise “geçen sefer kitap okuma ödevinde ilk önce ben ve bir arkadaşım ödevi teslim ettik. Sınıfın geri kalanı teslim etmedi; öğretmen onlara bir şey dememişti. Bu şimdi çok büyük bir ceza değil mi? Geçen sefer sadece biraz kızmıştı.” Bunun üzerine ben şöyle dedim: “ Peki Eda bir de öğretmenin tarafından bakalım. Öğretmen öğrencilerine bir ödev veriyor ve öğrenciler iki kez öğretmeni dikkate almıyor, verilen ödevi yapmıyor. Öğrencileri tarafından dikkate alınmayan bir öğretmen kendini nasıl hisseder sence?” Eda fazla duraksamadan, “Eeee, tabi ki kötü hisseder” diye cevap veriyor. “Peki, daha önce sıkıcı olduğunu düşündüğün ve okuyamadığın kitabı şimdi nasıl okuyabiliyorsun?” dediğimde ise “Aslında ben kitabın zevkli yerlerine gelmemişim” ve “Bir de biraz korkutucu bir kitap” diyor Eda. “Peki ne anlatıyor bu kitap?” diyorum. “Bir kız var gizli geçitleri ortaya çıkaran bir kitap buluyor ve o kitabı okuyor ve geçitleri buluyor. Kitabın başında ise kız geçitleri nasıl bulunduğunu merak edip kitabın sonuna bakıyor ama kitapta hiçbir kitap sondan okumaz diyor, böyle bir kitap işte”. Ben de “Kız geçitleri buldu mu?” diyorum, “Dur daha oraya yeni geldim” diyerek sonunu merak etmeye başladığı kitabı bitirmek için heyecanla odasına gidiyor. Elgiz Henden

 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..