Edeb yahu!

Uşak'ta miting esnasında elinde ki satılık böbrek dövizini gösteren vatanadaşa; "Burası sakatatçı dükkanı değil." dedi.

*

Keçiören'de oğlunun işsiz olduğunu söyleyen bir ANNE'ye; "Senin çocuğunda işsiz kalsın." dedi.

*

Mersin'de mahsulünün karşılığını alamadığını söyleyen çiftçiye; "Ananıda al git." dedi.

*

Balıkesir'de şehit cenazesi görmek istemiyoruz diyen vatandaşa; "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." dedi.

*

Sivas mitinginde gazeteciler için; "Bunlar köpekleriyle yatıp, köpekleriyle kalkarlar." dedi.

*

Tarım ve Köy İşleri Bakanı ise Bitlis'te hakkını arayan vatandaşa; "Artistlik yapma, sesini yükseltme." dedi.

*

Sağlık Bakanı, özlük haklarının korunmasını isteyen doktorlara; "Küçük marjinal gruplar." dedi.

*

Sağlık Bakanı, sorunlarını anlatmak isteyen engelli işçiye; "Görmediğin halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun." dedi.

*

İç İşleri Bakanı depremzedelerin kaldığı çadırlar için; "Koskocaman sarayda oturuyorsunuz ama bizi çağırmıyorsunuz." dedi.

*

İç İşleri Bakanı, gölette ölen işçiler için incelemede bulunurken vatandaşa; "Takla at da görelim bari." dedi.

*

Boşbakan gazeteciler için; "Sizi tasmalarınızdan kurtardık ama siz uluslararası tasmaları boynunuza takdınız." dedi. (Sanki şimdi tasma takılı değilmiş gibi.)

*

Bakan, şehitler için meclisin toplanmasını isteyen CHP'e yönelik olarak; "Birkaç Mehmet öldü diye meclis toplanmaz." dedi.

*

Gazilere yönelik; "Gazilik şehitlik sektörü oldu." dedi.

*

Sporseverlere; "Terörüst ve holiganlar." dedi. (Kendini ıslıklayanlara yönelik olarak."

*

Öğrencilere; "Bir avuç çapulcu, vandal." benzetmesini yaptı.

*

Cumhuriyet Bayramını kutlayanlara; " Terörist ve ergenekoncular." dedi.

*

Cumhuriyet Mitinglerine katılanlara ise; "Bindirilmiş kıtalar." dedi.

*

ODTÜ'de yol yapımı protesto eden öğrencilere; "Ormana gidin o zaman, orada yaşayın." dedi.

*

Gezi parkı eylemcileri için de; "Sallandıracaksın bunları o ağaçlarda." dedi.

*

Camiye sığınan eylemciler için; "Fuhuş bile yaptılar." dedi. (Bir türlü kanıtlayamadı. Sadece laf salatası ile kaldı.)

*

Boşbakan, ne zaman kendisine, ailesine, bakanlarına (neye baktığı belli olmayan sadece sağa sola boş bakanlar) veya çevresindeki herhangi birine karşı söylenen en küçük bir söze bile her zaman "EDEB YAHU" diyerek cevap veriyor değil mi?. Peki kendisinin ve bakanlarının gerek gazilere, gerek öğrenciye ve çiftçiye, gerek gazetecilere, doktorlara, gerek ise çiftçi veya normal vatandaşa karşı söylemiş oldukları laflar, aşk'ı ilan etmek değildir herhalde. Halka hakarate ederek kendini onlardan üstün görmek de neyin nesidir böyle. "EDEB YAHU" diyenlere soruyorum; "EDEB" sizin neyinize??.