Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '13

 
Kategori
Edebiyat
 

Edebiyat anlayışımız...

Edebiyat anlayışımız...
 

Edebiyat nedir sizce?
Bir sınırı var mıdır?
Kısıtlanır mı?
Edebiyat göreceli bir kavram mıdır?
Edebiyat çok sesli midir, yoksa tek sesli mi?
Edebiyat muhafazakar olabilir mi?

Dün edebiyat grubumuzda Ataol Behramoğlu'nun 'YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY' adlı şiirini ve görsel bir ek olarakta dudak dudağa öpüşen bir çiftin resmini paylaştım.

İlk tepkiyi aldım, bir bayandan.
'Grubun adını değiştirin' demiş, iğneleyici bir havayla.
Böyle değişin sebebi ek olarak paylaştığım resim.
Yani, ayıp buldu bu resmi...

İkinci tepkiyi de bir bayandan aldım.
Aşırı gittiğimizi ve grubu terkedeceğini söyledi.

İki bayanda gruptan gittiler, yolları açık olsun.
Edebiyat adına ve onlar adına üzülüyorum.
Çünkü, bu iki bayanda edebiyat okuyor veya mezun oldu.
Yani bir ilköğretim öğrencisi veya cahil halktan biri olsalar çok görmem, tepkilerini ve çekip gitmelerini...
Edebiyata bu kadar kısıtlı baktıkları için edebiyat adına üzülüyorum
ve edebiyat okuyan biri olupta kendilerini bu kadar kısıtladıkları için, onlar adına üzülüyorum.

Muhafazakar insanların edebiyat anlayışını anlıyor ve saygı gösteriyorum.
Peki bu tepki gösterip, grubu terkeden arkadaşlar, benim edebiyat anlayışıma saygı göstermiş oluyorlar mı?
Ben onlara, şu şekil paylaşım yapın diye dayatma yapmıyorum,
peki kendilerine uygun bir edebiyat beklerken benden, neden kendileri için istedikleri saygıyı bana göstermiyorlar?

Edebiyatın bir sınırı yoktur.
İnançlara, örf ve adetlere göre şekillendirilebilir; ama buna herkesin uyması beklenemez.

Edebiyat kısıtlanamaz,
kısıtlanırsa edebiyat olmaz.
Edebiyatın kısıtlanması bir tür sansürdür..

Edebiyat göreceli bir kavramdır;
örneğin edebiyat, muhafazakarlara nasıl din, diyanet gibi gözüküyorsa,
bana da devrimci ve isyankar gözüküyor.
Öpüşmek gibi...
Öpüşmek nasıl ayıp ve günah olarak gözüküyorsa onlara,
bana da güzel bir durum olarak gözükür.
Benim gözünde edebiyat, aşk gibidir;
aşk gibi sınır, günah, ayıp tanımaz.

Edebiyat çok seslidir, asla tek sesli olamaz.
Edebiyat bir ruhtur; ruhlarda kişiden kişiye farklılık gösterir.
Edebiyatın tek sesli olduğunu savunmak, makinelerin edebiyat yapabileceğini iddia etmektir.

Edebiyat muhafazakar olur mu?
Evet, istersek olabilir;
ama bunu genele uygulamak, herkesten beklemek yanlıştır.
Bunu genel için istemek,
hem tarihi, hem edebiyatı bilmemek, hem de ruha yabancı olmaktır.

-Mustafa Yıldırım - 17.06.2013

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..