Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '14

 
Kategori
Deneme
 

Edebiyat ve Sosyal Medya sorunsalı

Edebiyat ve Sosyal Medya sorunsalı
 

Gerçek Yazar


Millet olarak, bizi biz yapan ögelerden biri iletişim. Oysa "iletişim" in tanımına baktığımızda doğru yaptığımız çok az şeyin olduğunu görmek mümkün. Mümkün diyorum; istisnai durumlar mevcut. Kişiler, iletişime geçtiklerinde "normal olarak" karşısındakini dinler; saygı gösterir ve iletişimin sağlıklı olabilmesi için ona cevap verme olanağı tanır. Böylece bilgi alışverişini doğal olarak sağlamış olurlar. 
 
Sosyal medya, bu iletişim olanaklarını artırıyor olabilir mi? Buradaki amaç, sanal dünyada girişilen iletişimin faydalı olup olmadığıdır. Kişisel veya kitlesel iletişim, çağın gereklerine göre yükselmiş midir? Sosyal dünya ve sosyal medyada iletişimin tavan yaptığını görmüyor muyuz? Insanlar, birbirlerinin en özellerini(!) görmüyorlar mı? Mamafih, o halis, o bozulmamış(!) iç dunyalarını baskalarının kucaklarına açmıyorlar mı? Peki o zaman, neden insanlar birbirlerini kırıp geçiriyor gerçek dünyada? Alıp veremedikleri, peşlerinde koştukları ne?
 
Meseleye çok yönden bakmak mümkün; ancak çok yönlü bakış açılarına sahip olmak için henüz erken. Tabi, iletişim sayfasından bakacak olursak eğer bu sorunsala; beşeriyet duygularının sağlıklı bir şekilde gelişememiş olması, genel bir tatminsizlik, gerçek dünya sahtelikleri ve bayağılıkları, nevi şahsına münhasır bir ezilmişlik duygusu ve moda tanımla "tutunamama" şeklinde tanımlanabilir. Merak etmeyin, Oğuz Atay'dan bahsetmeyeceğim, en azından şimdilik. 
 
Edebiyat sorunsalına gelecek olursak; sosyal medyanın edebi metinlere olumsuz bir etkisi olduğu aşikar. 140 karaktere sığacak "özlü sözler" bizim bütün dünyamızı oluşturuyor artık. Gercekte söyleyemediğimiz duygularımızı o küçük sayfaya, o küçük pencerelere sığdırmaya çalışıyoruz. Ve herkesin bunu gördüğünü umut ediyoruz. Özgünlük yok, şahsa aitlik yok, karakter yok. Evet, belki ağır bir itham, ancak mevcut durum bu. Sayfalar dolusu kitapları okuyamadığımız(bırakın okumayı başlamak bile değil) için hayal dünyamız gelişmiyor. Ufkumuz büyük bir sığlıktan nasibini almış bir sekilde ilerliyor. Sonuç, birbirinin aynı metinler, kopyala yapıştır hayatlar. 
 
Böylesi bir "aynılık" sürerken insanların birbirleriyle anlaşamamaları yadsınamıyor ne yazık ki. Herkes kendi derdini anlatıyor, karşıdaki tarafından dinlendiğini düşünüyor. 
 
Mevcut durumu tanımlamak kolay iş; ancak buna çözüm bulmak, bakış açılarını değiştirmek zor. Genel manada değiştirebilirseniz algılarınızı, geliştirebilirseniz dünya meselelerinizi, belki ilerleme kaydedebilirsiniz.... 
 
Toplam blog
: 3
: 235
Kayıt tarihi
: 25.12.14
 
 

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, yüksek lisans, edebiyat, yazı, müzik, sanat... ..