Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Edebiyatta klasizm

Edebiyatta klasizm
 

Edebiyat Masası


Ortaçağın alışkanlıkları ile Rönesans döneminde bir yandan Antik Yunan' ın verilerini aktaran, öte yandan da o verileri hümanist bir bakış açısı ile değerlendiren Rebalais ve Montaigne klasisizmin temel taşlarını yerine koymuşlardır. Aristoteles'in akıl, sağduyu, gerçeğe benzerlik, ölçülülük, kurallara bağlılık ve dilin önemi gibi düşüncelerini okurlarına sunmuşlardır.

XVII. yüzyılda da klasik öğretinin temelini oluşturan kuramlar, XIV. Louis' nin hoşgörüsünden ve parasal desteğinden yararlanan Moliére, Racine, Boileau gibi yazarlarca yeniden gözden geçirilmiş ve yeni bir biçim almıştır.

Ancak o dönemin yazarlarının hepsini klasik saymak ve klasisizm adına bir birliktelikten söz etmek olanaksızdır.

Fransa'da saray çevresi Aristoteles'e dayanarak daha çoklukla trajedi üzerinde durmuş ve trajedi yazarlarını sarayın himayesine almışlardır. Aristoteles' e göre okuyanın ve seyredenin ruhunda soylu ve yüce duygular uyandıran trajedi "ahlaksal bakımdan ağırbaşlı, başı ve sonu olan, belli bir uzunluğu bulunan bir eylem" olup, soylu ve ölçülü güzel bir dili vardır. Klasik trajedi de " uyandırdığı acıma ve korku duyguları ile ruhu tutkulardan temizlemektedir." Kaba saba, halkın kullanmadığı alışılmamış sözcüklerin kullanılması ile gündelik ve kaba olmaktan kurtulunacağına ve soylu bir anlatıma ulaşılacağına inanılmaktadır.

Aklın ve sağduyunun etkisi o kadar büyüktür ki getirilen kurallar genel ve hatta evrensel niteliktedir. Aklın ve sağduyunun sarmalında filizlenen klasisizm, krallıkla yönetilen Fransa' da ve öteki Avrupa ülkelerinde doğal olarak egemen düzenin kural ve yasaları ile bezenmiştir. Klasisizm, estetik bir haz uyandıran, akla ve sağduyuya dayalı, öğreten, eğiten, kişiyi ve devleti yücelten bir sanat akımı olmuştur.

Klasisizmin ana ilkelerini, bir bakıma klasisizmin kuramcısı kabul edilen Boileau, "Epitre" ve "Şiir Sanatı" eserlerinde açıkça ortaya koymuştur. Bu eserlerde "doğa, akıl, sağduyu" sözcükleri sık sık ısrarla kullanılmıştır.

" Sahte şey daima tatsız, can sıkıcı ve yorucudur. Fakat doğa gerçektir; her şeyde ancak onu beğenir ve onu severiz."

"Akıl ve mantığı seviniz, eserleriniz daima en büyük süsünü ve değerini ondan alsın."

Burada dikkat etmemiz gereken bir şey var. XVII. Yüzyılda sözü edilen doğa dış doğa değildir. Onlar, sadece insan doğası ile ilgilenmişlerdir. Dış dünyayı tanımamışlar ve konu olarak işlenmesini de gereksiz görmüşlerdir. Ayrıca klasisizm insan doğasının aşağı yönlerinin gösterilmesini de yasaklar. Bu yönler insandaki asıl zenginlikler olmayıp, hayvanlarda da olan şeylerdir. Önemli olan insanda var olan ve insana yaraşır olanın ön plana çıkarılmasıdır. Söz gelişi bir gözü kör olmak doğada görülmekle birlikte doğal olmayan bir şeydir; hatta insan yapısına aykırıdır. Bunun gibi ruh özelliklerindeki aykırılıklar da doğal değildir ve bu yüzden taklit edilmemelidirler. Diğer insanlar, insanlarda bulunması gereken doğal özellikleri oranında bizleri ilgilendirmektedirler.

Klasikler için önemli olan konu ve madde değil konunun işlenişidir. Onlar sanat eserlerinde esas olarak konunun yeniliği yerine biçim mükemmelliğini almakla hem bayağılığa düşmekten kurtulmuşlar, hem bütün insanlara hitap eden eserler vermişlerdir. Sanatçı, doğada sürekli olan şeyi, yani akılla kavranılan, herkes tarafından anlaşılacak kadar genel olan şeyi taklit edecektir.

Bu yüzden, şiir ve roman klasisizm içinde kendine fazla bir yer bulamamıştır.

Klasiklerin çok önem verdikleri "üç birlik kuralı" na yani aksiyon birliği, zaman birliği, çevre birliği kurallarına uygun olarak; yalnız bir kahramanın bir aksiyonu gösterilmeli, aksiyon süresi de yirmi dört saati geçmemelidir. Aksiyon zamanı kısa olunca da, bu aksiyon bir çevrede, tek bir dekor içinde geçmek zorundadır.

Klasik yazarlar üç birlik kuralına uyarak tragedyalarını yazarlarken hemen hemen içinde olay bulunmayan, basit konuları ele almak zorunda kalmışlardır.

SÜRECEK...

 
Toplam blog
: 237
: 361
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

1949 Antalya doğumlu, ANSAN üyesi Orman Yüksek Mühendisi, ressam ve öykü yazarıyım. KAKTÜS MEDYA ..