Eden bulur...

Başlığı TRT'den aldım. Televizyonda gördüm, gözümle görmesem inanmazdım. Çok rahatlıkla yazıma başlık olarak aldım. Nedeni basit; vatandaş olarak TRT kurumunda benimde hakkım var. Ucundan başından bu kurumu finanse ediyorum, bütün vatandaşlar gibi.

İyide TRT'nin böyle yayın yapmaya hakkı var mı? Bence yok. Kurumdan beklenen, sadece doğru, düzgün Türkçe ile haber vermek. Kurum adına yorum yapmak değil.

Gelelim diğer dikkatimi çeken başlıklara:

Sözcü şöyle buyurmuş; inlerine girildi. Hemen sizlerden gelen itirazları duyuyor gibiyim. Sözcü böyle bir manşet atmadı. Haklısınız ben gazete ismi olarak Sözcü'den bahsetmiyorum. Birilerinin sözcüsü gibi manşet atan Star gazetesinden bahsediyorum. Bu başlık aslında bir kaç gün evvel eski başbakan tarafından kullanılmıştı...

Bir başka gazete "Listenin başı Gülen" başlığı ile çıkmış.

Savunmada olanlar da var. Onların başlıkları şöyle:"Demokrasinin kara günü", "Demokrasiye darbe". Diğer başlıkları sizlere aktarmıyorum. Amacım durumu iki iki berabere bırakmak. Yansız olmak zorunda olduğu yasa ile belirlenmiş devlet kurumunun halini ise girişte belirttim. 

Kürt medyası aynen Gezi'de olduğu gibi nerede ise "necefli maşrapa" başlığı ile çıktı. Kendisini ilgilendirmeyen ülke sorunları için "bana ne" beni ilgilendirmez tavrı ile dikkat çekti. Gerçekten Kürt entellektüelleri tüm dikkatlerini kendilerine çevirmişler başka sorunlarla ilgilenmiyorlar. Kürt siyaseti, isteklerinin, sözde tüm kesimleri ilgilendiren temel sorunlar olduğunu kandırmacasına herkesin inanmasını istiyor. Sizleri bilmem benim karnım tok. Beni inandıramazlar.

Sizler için bir resim çekmek istedim. Bakın bu resmin çok ayrıntılı olmasını istemedim. Nedeni ise yine sizsiniiz. Ayrıntılı olarak anlatmaya başlasaydım, okumayacaktınız. Sabırsızlığınızı anlıyorum. Teknolojik değişim çok kısa ve süratli iletişimin kurulması gerçeği ile bizleri tanıştırtı.

Peki şimdi ne olacak?

Seçim yaklaşıyor. Siyasi iktidar ve onun gerçek muktediri hesap peşinde. Gece gündüz sayılarla ilgilendiğini tahmin etmek zor değil. Bu bir varsayım. Eğer bu hesapları yapmıyorsa gelecek için daha fazla kaygı duymamız gerekir. Düşünmek dahi istemediğim "ne olursa olsun sadece ben;tek doğru benim savunduklarımdır, en iyisini ben düşünürüm, yaptıklarım doğrudur" tarzında bir fikre kapılmışsa çok acı çekeceğiz demektir .