Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '13

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Edgar Cayce: Şifacı ve kötülükleri yok edici…

Edgar Cayce: Şifacı ve kötülükleri yok edici…
 

Edgar Cayce


Cayce hipnozile uyutularak trans halindeyken yaptığı ve kayda alınan "okumalar"la tanınmıştır. Transta iken yaptığı teşhislerde, kimi değişik vakaların tedavisi için gerekli ilaçların nerede bulunabileceğini tarif etmiş, ayrıca astroloji, reankarnasyon ve Atlantis ile ilgili kehanetlerde bulunmuştur.

Okul kitaplarının üzerine başını koyuyor, uyuyormuş. Uyandığında tüm sayfaları belleğine işlenmiş oluyormuş.


Size anlatacağım kişiyi nasıl yorumlayacağımı tam tahmin edemedim.

Şöyle diyebilirim:

Medyum -  Öğretmen -  Mucize İnsan - Uyuyan Kâhin -  İnançlı Kâhin

Bilemedim. Okuduklarımdan sonra daha ilave edilecek çok isim olacağını anladım.

Onun için olmazlar- olamazlar- nasıl olur- mümkün değil de denilebilinir.

Şaşırdım demek yetersiz kalıyor.

Şaşırmamak ne mümkün! Böyle biri olabilir mi?

Oluyormuş demekki…

Onunla ilgili kitaplar Amerika’da yok satmış. Yok satmış cümlesini ilk duyduğumda çok garip gelmişti ama zamanla alıştım. Yok satmak, olmayan bir şeyi satmaksa elde de yoksa bitmiş demektir dedim ve düz mantık olarak kabullendiğimden bende kullanmaya başladım. Hoşuma da gitmiyor değil. Yok satmak. Keşke bir gün benim kitaplarımda yok satsa…


Edgar Cayce’nin kitapları Amerika’da iki milyonun üstünde satış yapmış yazısını okuduktan sonra ilgilenmem ne mümkün… Kimdi bu kitapları neden bu kadar çok satmıştı. Meğerse çok önemli biriymiş. Sekiz kitabı bu kadar satmışta başka kitaplarda da ondan çok söz edilmiş ve çok kabul görmüş.

Sadece kitaplarla da kalınmamış, bir çok gazetelerde, dergilerde ona yer verilmiş.

Onun için çok şeyler yapılmış,

Onun için çok yazılar yazılmış…

Peki; bu kadar çok ondan söz ediliyor ve ilgi görüyorsa bu zatı muhterem ne yapıyormuş?

Bir kısmı ona fotoğrafçı diyorlarmış,

Bir kısmı Uyuyan Kâhin diyormuş,

Çocuklar ona öğretmenim derlermiş.

Üstelik o harika bir eş ve mükemmel bir babaymış.

Dostları ve çevresindekiler ise harika insan diyorlarmış.

Gelinde böyle birine ilgi duymayın, kim olduğunu ne yaptığını neden bu kadar takdir ve ilgi gördüğünü araştırmayın.

Şimdi madalyonun diğer bir yüzü daha var.

Edgar Cayce’ye minnet duyulurmuş! Enteressan…

Ruhsal yetenekleri varmış, değişik biriymiş, çok fazla yardım yaparmış.

O bir kurtarıcı gibiymiş.

O bir hayat değiştiricisi gibiymiş.

Edgar Cayce:

Değiştiren

Kurtaranmış.

Burada çok önemli bir tanıyı aktarıyorum.

Edgar Cayce: Geleceği okurmuş, tıbbi teşis koyarmış. Bunlar hep doğru, hep olumlu ve güzellikler getirirmiş. Şifacı gibi, kötülükleri yok edici gibi…

Chicago üniversitesi onun yaşamını konu alan bir doktora tezini 1954 yılında kabul etmiş. Tezi hazırlayan yazar ona:

“İnançlı Kâhin” demiş.

Edgar Cayce’nin hayatına göz atıldığında:

1877’de kentucky’de bir çiftlikte doğmuş.

Algılama yetenekleri çocukluğunda fark edilmiş.

Altı yedi yaşlarında iken ölmüş yakınlarını gördüğünü söylediğinde ailesi ona inanmamış, hayal gücünün çok olduğunu düşünmüşler…

Fakat yaptıkları bilinmeyenler o kadar çok olunca şaşkına dönmüşler.

Okul kitaplarının üzerine başını koyuyor, uyuyormuş. Uyandığında tüm sayfaları belleğine işlenmiş oluyormuş.

Bu yeteneği çevresindekilerin hoşuna gitmemiş, hatta korkutmuş. Dolayısı ile üzerine gidilmemiş bu yetenek zamanla yok olmuş.

Bir çeşit dışlanma yaşayınca okul hayatı bitmiş. Eğitimi ancak yedi yıl sürebilmiş.

Yirmili yaşlarda çalışmaya başlamış.

Bir şirkette satış elamanı olarak çalışıyormuş.

Hastalanmış. Gırtlak adalesi felci olmuş ve sesini kaybetme tehlikesi yaşamış.

Doktorlar anlayamamışlar.

Fiziksel sebebini bulamamışlar.

Birçok şeyle birlikte hipnozda denenmiş. Netice alınamamış. Bir arkadaşı onun çocukken yaptığı kitapların üzerinde uyuduğunda içindekileri nasıl belleğine sığdırabildiyse şimdi de bunu kendi hastalığı için yapabileceğini ve tanıyı bulabileceğini söylemiş. Bunun için bir telkin gerekliydi, bunu da arkadaşı yapacakmış. Nitekim öyle olmuş. Arkadaşı telkinle Edgar Cayce’yi transa sokmuş. Genç adam hastalığını ve sebeplerini anlatmaya başlamış. Tedavisi için meditasyon ve paslarla tedaviyi söylemiş. Kendine geldiğinde trans halinde iken söylediklerini uygulamış. Mucize gerçekleşmiş, kısa sürede iyileşmiş…

Bundan sonra olanlar birbirinden ilginç.

Kısa zamanda bu olanlar etrafta duyuldu. Kapısını ilk çalanlar doktorlar olmuş. Hastaları için yardım istemeye gelmişler. Yeteneğinden yararlanmak, hastaları için tedavi yöntemlerinin nasıl olacağını söylemesini istiyorlarmış. Tabi bunu trans halinde iken söyleyecekmiş.

Edgar Cayce, bunu kabul etmiş.

Çalışmalara başlamışlar…

Hastalar için söyledikleri oluyormuş. Doğru teşhisler konuluyor hastalar doktorlar tarafından tedavi olunup hızla iyileşiyorlarmış.

Çok değişik ve şaşırtıcı olanı, hastanın yanında olması gerekmiyormuş. İsmi ve yaşadığı yer söylendiğinde trans halinde iken ne kadar uzakta olur ise olsun onunla bağlantı kurabiliyormuş.

Bu şekilde; 43 yılda 8 binden fazla hasta sağlığına kavuşmuş.

Tam bu günlerde bir Doktor; Boston Klinik Araştırma Kurumu’na onun teşhis ve tedavi yöntemi üzerine bir rapor hazırlayıp sunmuş.

Ardından; bu mucizevî adama 1910’da Amerika’nın en ünlü gazetelerinden biri olan The New York Times yer vermiş. Üstelik iki sayfayı ona ve yaptıklarına ayırmış.

Bu tanıtımdan sonra Edgar Cayce çok ünlenmiş. Amerika’nın her tarafındaki hasta insanlar ondan medet ummaya başlamışlar. Ona Mucize İnsan diyorlar ve ondan yardım istiyorlarmış.

O günlerde; onun bir başka yeteneği daha gün yüzüne çıkmış.

Pranormal yetenek ‘postkongnisyon yani kişinin geçmişte kendisinin bulamadığı bir olayı algılaması medyumluğu ortaya çıkmış.

Bu olağan üstü bir şeymiş

İnanılmaz bir şeymiş.

Edgar Cayce, geçmişi görüyor ve söylüyormuş. O kadar eskilere gidiyormuş ki, düşünün Atlantis’e kadar gidiyormuş…

Geçmişlerindeki yaşanmışlıklarını, bilemediklerini, bilmek istediklerini de görüyor ve söylüyormuş.

Öyle bir hal almışki, bir çok hastalığın geçmişte yaşanmışlıklarla oluştuğunu ortaya çıkarıyor ona göre tedavi yöntemleri sunuyormuş. Tedavilerde olağan üstü başarılar elde ediyormuş.

Kehanetlerinin yanı sıra ‘prekognisyon’ medyumu olarak da ün yapmaya başlamış.

Onun kehanetlerine göz attığımızda:

Büyük depremler,

Uzay yolculuğu ve kazaları,

AİDS hastalığı bilgileri varmış…

Edgar Cayce, 3 Ocak 1945 tarihinde Virginia’da vefat etmiş.

Kırk üç yıllık dönemde,

Altmış binden fazla insanı tedavi etmiş…

On dört binden fazla doküman bırakmış…

Onun bıraktığı dökümanlara ‘Okumalar’ denilirmiş.

Bir insanın hazırladığı, en geniş ve etkileyeci ruhsal algılama kayıtlarıymış.

Bu raporlar binlerce ana konuya ayrılmış.

Psikologların, öğrencilerin, yazarların ve araştırmacıların incelemelerine, araştırmalarına sunulmuş…

Bunun için1932’de bir vakıf kurulmuş.

A.R.E – araştırma ve Aydınlanma Birliği…

Bu vakıf çalışmalarını halen sürdürmekteymiş.

Sizlere yazımın başında söylemiştim:

Ona ne demeli, nasıl bir isim konulmalı?

Gerçeten mucizeleri yaratan adam denilebilinir…

Bu yazımda; birçok değerli yazılardan bilgiler edindim

 

 

Nazan Şara Şatana

Edgar Cayce, (18 Mart18773 Ocak1945) Amerikalıünlü medyum.

 

1877'de Kentucky'de doğan, 1945'de Virginia Beach'de hayata gözlerini yuman Edgar Cayce hipnozile uyutularak trans halindeyken yaptığı ve kayda alınan "okumalar"la tanınmıştır. Transta iken yaptığı teşhislerde, kimi değişik vakaların tedavisi için gerekli ilaçların nerede bulunabileceğini tarif etmiş, ayrıca astroloji, reankarnasyon ve Atlantis ile ilgili kehanetlerde bulunmuştur.

 

Cayce hipnoz uykusundan uyanınca hiçbir şey hatırlamıyordu. Uykudayken bu işi nasıl başardığı sorulduğunda, yaşayan herhangi bir insan beyni ile ilişki kurabildiğini, bu beyin veya beyinlerdeki bilgilerden, kendisine gelen hastaları teşhis edebildiğini, ilaçlar verebildiğini söylüyordu. Belki de bu anlarda Cayce'de bambaşka bir akıl canlanıyor ve insanlıkta dolaşan bütün bilgilerden, tıpkı bir kitaplıktan olduğu gibi yararlanıyordu. Bu işlem ışık hızıyla oluyordu. Fakat Edgar Cayce'nin durumunu bugün için açıklama imkânı yoktur.

 

Medyumluk yeteneği ve psişik güçleri çok küçük yaşlarda ortaya çıktı. Edgar Cayce küçükken hastalanmış komaya girmişti. Köyündeki doktor tüm çabalarına rağmen onu komadan çıkaramamış, bu haldeyken Cayce konuşmaya başlamış: "Enseme bir beyzbol topu çarptı. Özel bir yakı yapın ve enseme kuvvetlice basın. Acele edin, yoksa beyin zarının zarar görme ihtimali var" demişti. Sonra yapılacak yakının formülünü vermişti. Ailesi başka çare olmadığı için denilenleri uygular ve akşama doğru ateşi düşen Edgar, ertesi gün ayağa kalkar. Fakat komadayken söylediklerini hatırlamıyordu ve formül için isimlerini verdiği bitkilerin çoğunu tanımıyordu.

Amcasının çiftliğinde çalışmaya başlamış daha sonra Hopkinsville kitaplığında hademelik yapmıştı. Sahip olduğu yeteneği kullanmak istemeyen Cayce küçük bir fotoğrafçı dükkânı açmıştı. Çocukluk arkadaşı Al Layne felçliydi ve ayağını sürüyerek yürüyordu. Çocukluk arkadaşının yalvarmasına dayanamayan Cayce hipnoz uykusuna yatmaya razı oldu. Bu uyku sırasında arkadaşının hastalığının nedenlerini yazdırdı. Uyanınca arkadaşına yazdırdıklarının ne olduğunu dahi anlamadığını, bunun büyücülük olduğunu, ilaçları alıp kullanmamasını tavsiye eder. Ama sekiz gün sonra Al layne'in iyileştiği bütün kasabada konuşulmaya başlanınca insanlar kendisine başvurmaya başlamıştır. Önceleri "uyurken konuşuyorum diye insanları tedaviye kalkamam" diyerek direnen Cayce, sonunda bazı şartlar ile bu seanslara razı olur. Hastaları görmeyecek, para almayacak ve uyku seanslarında bir doktor hazır bulunacaktı.

 

Hipnoz uykusu sırasında hastalara koyduğu teşhisler o kadar isabetliydi ki buna hayret eden doktorlar aslında kendisininde doktor olduğunu fakat bu yola saptığını söylüyorlardı.

 

James Andrews adında bir demiryolu şirketi sahibi Cayce'a gelmişti. Seans sırasında birkaç ilaç ve bir tür adaçayı suyu kullanılması söylenmişti, formülü bulmak imkânsızdı. Gazetelere verilen ilanlardan bir sonuç çıkmayınca tekrar edilen seansların birinde Cayce, ilacın çok karmaşık formülünü yazdırdı. Bu arada şirket sahibi Andrews'e Paris'li genç bir doktordan mektup geldi. Mektubunda ilanda söz edilen adaçayı suyunu yine doktor olan babasının bulduğunu fakat elli yıldan beri yapmadığını yazıyordu. Formülü Cayce'ın yazdırdığı formül ile aynıydı.

Hekimler sendikası mahalli sekreteri John Blackburn bir komite ile bütün seansları izler ve sonunda Edgar Cayce'a resmi konsultasyon yapma izni verilir.

 

Cayce'ın sekiz yaşındaki oğlu oynarken bir magnezyum patlamasına sebep olur ve doktorlar bir gözünü kurtarmak için diğerini çıkarmayı önerirler. Bunu kabul etmeyen Cayce, hipnoz sırasında gözlere 15 gün süreyle tannik asit pansumanı uygulanmasını söyler. Doktorlar bunun çılgınlık olduğunu söylemesine rağmen 15 gün sonra çocuğun gözleri iyileşir.

 

Bir uyku seansında 4 reçete yazdırmıştı ve bunların kime uygulanacağı bilinmiyordu. Sonradan kendisine başvuracak dört hastanın reçetesini 48 saat önce yazdırmıştı.

 

Bir seans sırasında da "Codiron" adında bir ilaç yazdırmıştı ve ilacı yapan firmanın adresini vermişti. Telefon edildiğinde ilaç firması şaşırmıştı, "nereden duydunuz? formülü yeni bitirdik ve ismini yeni koyduk" diyorlardı.

 

Ölümü

Cayce öleceği günü ve saatini önceden haber vermişti. Çaresiz bir hastalığa tutulduğunu anlamıştı. "Akşam 5'te tamamen kurtulacağım" diyordu. Hastalığı "başka bir şey olmak"tı. Cayce öldüğü zaman ardında, 43 yıl içinde yazılan 14.000 adet ayrıntılı "steno kaydı"nı bırakmıştı. Bunların içinde onun, geleceğe yönelik bazı kehanetleride yer almaktadır.

Günümüzde Edgar Cayce takipçisi bir çok organizasyon ve kuruluş vardır.

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....