Edu-Volkan elele, hep beraber finale! ARS:0: FB:0

Çıkmadık candan umut kesilmezmiş. Sarı Kanaryaları İngiltere'ye yollarken ben dahil tüm Türkiye "az gol yiyelim, rezil rüsva olmayalım yeter ki," görüşünde birleşmişti. Beraberlik mucize olacaktı!

Volkan, Edu ve Lugano şeytan üçgeni gününde olunca ve top bizim kaleyi sevmeyince mucize kendiliğinden geliverdi.

Bu yılın hem içte hem de dışta en dirençli Fenerbahçesi'ni izledi tüm dünya. Şimdi insan daha da yanıyor giden puanlara, kaçırılan fırsatlara, "daha önceleri nerelerdeydiniz?" diye haykırmak istiyor.

Avrupa Şampiyonlar Ligi G Grubundaki 4. maçında Fenerli oyuncular, genç kadrosu ve 12 yıllık deneyimli teknik direktörü Arsen Wenger ile fırtına gibi koşan, grubu lider olarak geçeceği konusunda hiç kimsenin şüphesi olmayan Arsenal FC karşısında etten bir duvar oldular ceza sahamızda. Daha ilk dakikalarda ne topları kurtardı Volkan. Zor geçeceği belli olan bir maçtı, 3-4 gol yememiz kaçınılmazdı, direk şansı olmasa ya da havalı genç Arsenalliler topu havaya atmasalar. İlk yarı tek kale maç oynandı, ilk maçta 9-10 pozisyon bulup 2 gol atmıştık ve yenilmiştik, onların 6 pozisyonundan 5'i gol olmuştu. Bu sefer bir pozisyon yok, iyi oyun yok ama 1 altın puan var. Futbolun adaleti yok işte!..

Fenerbahçe, Alex'in yokluğunda Semih ile doldurdu onun yerini. Semih çok geride oynayınca beceriksiz okçu Güiza iyice tek kaldı, önceki maçlardaki kadar gol kaçırmadı, çünkü topu ceza sahasına götüremedi bile. İki net pozisyonu Uğur Boral harcadı, heyecanından olsa gerek atamadı, fırsat bulabilselerdi, Arsenal'in yedek kalecisi kurtaramazdı bile.

Maçın en zayıf halkası Roberto Carlos'tu, serbest vuruşları boşa yolladı ve çok pas hatası yaptı. Nitekim kendi isteği ile oyundan çıktı, böyle olunca Aragones'in planları altüst oldu. Çünkü Dievid değişikliği olma ihtimali yüksekti, Carlos hesapta yoktu. Maldonado aslında iyi oynuyordu. Josico bir ya da iki kez buluşabildi topla. İlk değişiklikte Ali Bilgin yerine Deivid girse gol umudu doğacaktı. İddialı açıklamalar yapan Kazım Kazım etkisiz oynadı, hem de rakipler ona fırsat vermediler.

Arsenal de Fenerbahçe gibi kendi liginde kötü günler geçiriyor, son maçta taç atışından iki gol yiyip İngilizlerin diline düşünce, kendilerini affettirmek için saldırgan oynadılar, İtalyan hakem Rosetti, Türk hakemlerinin aksine oyunu kesmeyip devam ettirdi, bizimkiler yerlerde sürünüp düdük sesi beklerken kalemizde hep tehlikeler yaşadık. 60.000 kişilik Emirates Stadı'nın tribünlerinde 4000 tane Sarı Kanarya, Arsenal taraftarlarının sesini neredeyse bastırdı. Seyirci bizim oyuncular üzerinde baskı kuramadı, bizimkiler de Kadıköy'de kuramamıştı, ödeştiler.

Haftalardır form düşüklüğü yaşayan Volkan, kalede devleşti sanki, geride kalan tüm hatalarını bu maçla affettirdi. Edu da öyle, çok kritik kurtarışlar yaptı. Tembihlemişler demek ki kaleye çok yaklaşmadı. Lugano yine kart cezalısı, Selçuk da. Neyse sakatlar dönüyor onların yerine.

Ahh Alex, ah...Bu gece senin yokluğun nasıl belli oldu, seni sakatlayan Eskişehirsporlu maçı izlemişse, kendinden utanmıştır eminim. Bu akşam kazanılan altın değerinde bir puan, Fenerbahçe için henüz her şeyin bitmediğinin göstergesi oldu.

Geçen yıl yine umutların bittiği bir anda Deivid uzaktan şut çekip mucize yaratmıştı ve Şampiyonlar Ligi'nin en güzel gollerinden birini atmıştı. Bu maçta gol yok, Kadıköy'de yeterince atmışlardı zaten. Diğer rakip Porto da Dinamo Kiev deplasmanından 2:1 lik galibiyetle dönüyor. İşler kızıştı ama kaderi Fenerbahçe'nin kendi elinde. Kalan maçları kazanırsa her şey bir anda değişir.

Haftasonu Cimbom'la görülecek hesap var, onların da gözü korkmuştur. Herkesin diline sakız olmuştuk son haftalarda, derbide kesin favori olarak Galatasaray gösteriliyordu, Arsenal de öyle, ama maç sahada oynanıyor ve top yuvarlak. Şans faktörü de olacak tabi ki.

Hepimize uğur getirir bu 1 puan ve geçen yıl ki güzel takımı yeniden görürüz sahalarda. hem yurtta hem Avrupa'da.


İyi geceler!