Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '14

 
Kategori
Resim
 

Edward Munch "Çığlık"

Edward Munch "Çığlık"
 

Sanatçılar duygusaldır. Hayat onlara zordur. Yaşamak için kazanırlar. Kazandıklarını yerler. Yalnızdırlar. Etraflarında yüzlerce insan olsa dahi. Düşünürler, kimsenin düşünmediklerini. İnsanlar sadece alıcı gözüyle bakarken çevreye sanatçılar fark eder, fark ettirir. Çimenin yeşilini, gökyüzünün maviliğini, toprağın kahvesini, denizin renksizliğini… Yaşama duygusunu düşünürler. Şavaşın sonuçlarını, kime göre barış olduğunu, bir şarkıcının ayakkabılarını, gökteki sayısız yıldızları, aşkı düşünürler. Bir an uçmanın nasıl bir his olduğunu düşünürken sokaktaki kuş, kedi, köpek ya da sinekler için ev kapılarından bir kap suyu eksik etmezler. Onlar için doğada çöp yoktur. Çöp diye sokağa atılanları temizleyerek boyayarak kesip biçerek geri dönüşüme veya sanat eserine dönüştürebilirler. Duyarlıdırlar.  Misyonerdirler, insanlığa insan olmayı, doğayı aynada gösterip belgelerler. Burada ayna duyguları, belge ise resim, müzik, fotoğraf, heykel, entelasyon, tiyatro gibi sanat adına ne varsa alanları simgeler. Objektiftirler, siyasidirler, doğa severler. Görünmeyeni ilk görenler tarihe yön verenler sanatçılardır. Savaşanlarda akıncılarıdır. Sanatçıların bilinçaltları insanların bilinçaltlarıyla iletişime geçip bilinçte buluşuyorlar. Sizce bu ilizyonmudur? Bedenler tutsak bile olsa ruhların özgür olduğunu düşünürsek, sanat eserleri kişilerin hisleriyle diyalektif kurarak ruhları bir araya getirebildiğini biliyoruz. Gerçekte. N’oldu hani iluzyondu. Yüzyıllardır sanatçılar evrenin rehberidir. Bilim adamlarını göz ardı etmiyorum ama duygular bilimin kaynağı. Sanat hayal eder bilim icat, sanat estetik ekler bilim fonksiyon, sanat öngörür, hisseder bilim düşünür, yapar. Her ikisi de iç içedir demeyi çok isterdim ama bir elektrik gittiğinde, sular kesildiğinde, benzin tükenip yolda kaldığımızda bilimde bitiyor. Tabii pilde. Sanat bitmez.

Sanatçıları depresif, nevrotik, melankolik, şizofrenik diye tarif ediyorlar. Çıkçıkçık iyi halt ediyorlar. Kişilerin derdi kişiyle malla mülkle sanatçınınki hayat ile. Çoğunluk azda kalana kulp takmayı çok sever. Neyse ki şu sıralar herkes depresif, nevrotik, geçimsiz. :))) Sanat eseri demişken yine duyguları tanımlayan bir resim “Çığlık”. Hayatın Frizleri adlı serinin bir parçasıdır. İnsanın ruhunu, huzuru ve çevresi ile arasındaki kopukluğu aynalar. Scream, orijinal ismi Skrik bir diğer adı Boğuntu olan 1893 tarihli tablo Norveçli ressam Edvard Munch tarafından yapılmıştır. Resim orjinali 84 cm x 66 cm boyutlarda karton üzerine pasteldir. Daha sonra litograflarınıda yapmıştır. Munch Müzesi’de sergilenen eser hırsızlar arasında da oldukça meşhur sayılır. Sanatçının 2004’te çalınan tabloları arasında çığlıkta varolmakla beraber bu tablolar ancak 2 yıl sonra  bulunmuştur. Çığlık hakkında tarihte çeşitli varsayımlar bulunur. Bunlardan; 1893’te Endonezya-Krakatao yanardağı patladı, Java ile Sumatra kıyılarını süpüren tsunami, 36 bin insanı öldürdü. Yanardağın patlaması o denli şiddetliydi ki dünya gök kubbeleri uzun geceler kızıl lav külleriyle ışıldadı. Bir başkası; Norveçli ressam Edward Munch 1893 tarihli “Çığlık” tablosunu çizmesine neden olan olayı günlüğünde şöyle anlatır: “İki arkadaşımla beraber yürümekteydim. Bu sırada güneş batmak üzereydi ve gök, kan kırmızı renkteydi. Yoruldum ve tırabzanlara dayandım. Arkadaşlarım ise yürümeye devam ettiler. İşte tam o sırada doğanın çığlığını duydum. Munch’a göre o an çığlık atan kendisi değil, doğadır. Edward Munch sanatta “Exspresyonizm” akımının öncülerindendir. Türkçede “Dışavurumculuk” olarak biliniyor. Almanya’da genç sanatçı kuşağının gelenekten kopma ihtiyacı olarak ortaya çıkmıştır. Sanatçı duygularını, iç dünyasını gerek renklerle gerek çizgileriyle istediği şekilde objeleri deforma ederek dileği biçimde şekillendiriyor. O zamana kadar hep güzel estetik diye belirlenen kurallar düzeyinde çalışmalar yapılmış. Exspresyonistler kuralların dışına çıkıyor ve insanlara yüzleşmek istemedikleri görüntüleri cesurca gösteriyorlar. Bu durum sanatçıları güç duruma sokmuş ve eleştiri yağmuruna tutularak zor zamanlar geçirmelerine yol açmıştır. Zamanında basın, halk eleştirmenler tarafından baskısıyla korkunçlar diye sergileri kapatılan, büyük tepkiler gören Munch’ın eserleri günümüzde milyon dolarlar değerinde. 1863 Norveç doğumlu sanatçı, 1944’te Oslo’da hayatını kaybetmiştir. Geride bir çok eserini bırakan sanatçının duyguları Oslo’daki Munch Museum’ da sergilenmektedir. Sevgiler. Deniz Şahin

 

 

 
Toplam blog
: 93
: 565
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Sanatla ilgileniyorum. Işık olan yerde zaten beyaz vardır. Karanlıkta kalanlar siyahtır. Renkler ..