Efelenme veya aslan postuyla tilki pozu...

Sağımızdaki, solumuzdaki, uzaktaki yakındaki bazı ülkelere efelenme ve "yetiş ya  hızır"   pozları vermeye başladığımız bir döneme girdik... Dünyayı yönetiyormuş pozumuz iç siyasetimizde büyük bir hava yaratmış durumda... Bizim bu havamız, pozlarımız, hep bu pozun içinde olmuş, sahnenin önünde evliya, arkasında hep eşkıya olmuş emperyalist cenahı hayli sinirlendirmişe benziyor... Biz varken burada sana da ne oluyor "len" der gibi dişlerini göstermeye başladılar...Havamıza limon sıkma hazırlığında olduklarını görmemek için kör olmak gerekiyor...

Doğrusu efelenmek, hoşumuza da gitmiyor değil, sanal ve lafla bile olsa güçlü görünme havası iç siyasette büyük iş yapıyor...

Kendi içimizdeki sorunlar bir dağ gibi... Terör hızını artırmış, ekonomik gidişat ve göstergeler iyiye gitmiyor... Komşularımızla sıfır sorun isterken, komşularımızla papaz olmaya yaklaşmış gibiyiz... Suriye, İsrail, İran, Ermenistan ve Yunanistan’la sorunlar yaşamaya başladık...   

Ermenistan’ı bugünlerde ziyaret eden Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy, Ermenistan üzerinden Türkiye’yi tehdit etti...”Türkiye’nin yılsonuna kadar Ermeni iddialarını kabul etmemesi durumunda “başka girişimlerde” bulunacaklarını söyledi. Bu girişimlerin cezai yaptırımlar olduğunu da belirtti... Kısacası Sarkozy, Türkiye’yi cezalandırmak düşüncesinde... Bunu yaparken de  batı cenahını kullanacağı izlenimini de veriyor...Batı cenahı da zaten bizim havamıza limon sıkmak için fırsat kolluyor...Bu batı cenahı büyük bir olasılıkla Arap ülkelerini de yanına alacaklardır...

Batılı cenahın bu tavrını karşılayabilecek bir doğu cenahı ne yazık ki yok... Arap ülkelerinin kişiliksiz siyasi tutumları, tarih boyunca bize güven vermediği gibi çok büyük zararları da olmuştur... Birinci Dünya savaşı sırasında İngilizlerin, Fransızların kışkırtmasıyla onlarla birlikte askerlerimizi arkadan vuran Arap ülkelerine nasıl güveneceğiz...

Dış siyaset efelenmekle olmuyor... Çağırıp bağırmakla, masaya yumruk vurmakla , “van minit”le olmuyor... Hele hele dış konuları iç siyasete alet etmekle de hiç olmuyor... Dış siyasette blöf yapmak ise her zaman tutmayabilir... Blöf görüldüğü zaman eşekten düşmüşe dönebilirsiniz...

Bir ülkenin dış siyaseti ani değişimler içeriyorsa, o ülkeye olan güven azalır... Hiç kimseye de yaranamazsınız... Ani değişimler her zaman tehlikelidir... Dengeleri bozar... Değişimler yavaş, dengeli, planlı ve uzun vadede olursa ancak başarılı olur...

Kısacası bizim aslan postuna bürünmüş bir tilki pozu verdiğimizi, bizi gaza getirenler dahil herkes anlıyabilir... Ağzımıza biber sürmek için de; Sarkozy örneğinde olduğu gibi hazır bekliyor olurlar...

Halkımızın büyük bir çoğunlukla iktidar yaptığı hükümetin, bu gücünü kullanırken, tek ben bilirim ve yaparım, benim söylediklerim doğru anlayışına saplanıp kalırsa sonumuz iyi olmaz...Aslan postuna bürünmüş tilki muamelesi  görmemiz de kaçınılmaz hale gelir...