Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '16

 
Kategori
Fotoğraf
 

Ege'nin eski "tokmaklı kapıları" ile ünlenen fotoğraf sanatçısı Hüsnü Gengönül, konuğumuzdu

Ege'nin eski "tokmaklı kapıları"  ile ünlenen fotoğraf sanatçısı Hüsnü Gengönül, konuğumuzdu
 

Hüsnü Gengönül. İzmir'in ünlü fotoğrafçısı


Hüsnü Gengönül. İzmir’in sayılı fotoğrafçılarından. Güzelyalı Parkında, Migros’un hemen arkasında “Mavi Çerçeve” isimli galerisi  var. Onu, resim sergilerinden tanıyoruz.  Yarışmalarda jüri üyeliğinden tanıyoruz. O, her yerde var. Gözü de keskin, objektifi de.

        Biz bir kapı görsek, üzerinde kocaman küflü  asma kilit olsa, bakar geçeriz. Ama o,  geçmez. Anında geri adım atar ve kapının karşısına geçer ve fotoğraflar.  Usta fotoğrafçı  Gengönül’ün, genlerinde var fotoğrafçılık.

 

                  Seziş var, değerlendirme var, kadraja sığdırırken bütün kaidelere anında dikkat ve hakimiyet var. Dost, arkadaş canlısı. Eşi de fotoğraf çekiyor. Biz gittiğimizde yalnızdı. Konuştuk fotoğrafçılık üzerine sohbet ettik. Gayet mütevazi.25 yıldır bu işi yapıyor.

          “Herkesin elinde ya fotoğraf makinesi veya cep telefonu, herkes resim çekiyor”diye söze girdim. Güldü ve “Herkes resim çekmek için  resim çekiyor. Ne çıkarsa bahtına kabilinden” diyor ve ekliyor: “ Bizim insanların zevkleri kısır. Kültürel alt yapıları eksik. İnsanlar, kafa yormadan saatlerce TV izleyebiliyor.  Canı istedi mi, makinesiyle şak diye resim çekebiliyor. Hayatı kolaylıyor ama, fotoğrafçılık öyle mi ya.  Fotoğrafçılık emek ister. Bilgi ister.

         Objeye her insanın bakışı ayrıdır. Başka başka izlenimler edinir. Kimisi bakar, kimisi görür. Kadraj dediğimiz çerçeve boş bırakılmamalıdır.

         Türkiye’de binlerce insan fotoğraf çekiyor. Başarılı veya başarısız. Neticede  çekilen fotoğrafların içeriğinde bilgi olmalı, ölçü olmalı ve mana olmalı.

         Hele dijital fotoğrafçılıkta, işler bir alem. Ne çıkarsa bahtına. Bunda sadece yanlışı görebiliyorsun ekrandan. Tekrarı mümkün oluyor. Bu sanat dalına ben “ Görmeden  fotoğraf çekmek” diyorum, şeklinde konuşuyor.

        Muhabbet koyulaştıkça sanatçı Gengönül, albümlerinden resimler  gösteriyor. “Ege kapıları” motiflerinde eli çabuk. Ege kapıları ile ünlendi zaten. Bütün kapı resimleri, üzerinde tokmağı, örümceği, kırık kiremidi, çatlayan, patlayan ağaç  yapısıyle küflü zincirlerle tutturulmuş koskocaman asma kilitli kapılar,onun himayesi altında.

         Sanatçı Gengönül, kurgu fotoğrafçılıktan hoşlanmıyor. Her şey natürel olmalı diyor.

         Dolu dolu, duygulu bir insan Hüsnü Gengönül. Terör olaylarına çok içerliyor. Şöyle sesleniyor

“NEYİ KAYBETTİK
Neyi kaybettik, şimdi belki de pek önemsemediğimiz kuş seslerini,
Neyi kaybettik, insanı yaşatan, yaşadığını hissettiren toprak kokusunu,
Neyi kaybettik, insana, doğaya olan sevgimizi, saygımızı birbirimize olan tahammülümüzü,
Neyi kaybettik, küçük şeylerden mutlu olmayı becerip aza kanaat etmeyi,
Neyi kaybettik, yüksek beton binalar arasından göremediğimiz gökyüzünü,
Neyi kaybettik, yaşama alanlarımıza giren onlarca kablonun faturasal çıkışlarının peşinden koşarken insanlığımızı,
kaybettik te, kaybettik, bu satırları çoğaltmak sıra , sıra daha çok yazmak mümkün,

Ve “başın sağ olsun Türkiye “ diyerek de cümlesini noktalıyor.

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..