Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Arkeoloji
 

Ege Üniversitesi Neşet Öztekinin bulduğu fosilleri koruma altına aldı.

NEŞET ÖZTEKİN’İN İHBARI ÜZERİNE FOSİL YATAKLARINDA KAZILAR YAPILARAK FOSİL YAŞLARINI BELİRLEDİLER. DÜNYA GÜNDEMİNE  BU ŞEKİLDE GELDİ

Fil fosillerinin bulunması ile dünya gündemine giren Karaburun Yarımadası’nda fosilleri inceleyen Ege Üniversitesi Öğretim Üyeleri Tabiat Tarihi Uzmanları Vahdet Tuna ve Tanju Kaya incelemeleri bir kitapta topladı.

Karaburun Yarımadası'nda yapılan paleontolojik ve stratigrafık çalışmalarda yeni bir memeli faunası bulundu. Fauna, Karaburun'un 5 km. güneyindeki Eşendere'de (Burundibi mevkii) yer almaktadır.

Eşendere faunası Perissodactyla takımına ait Hipparion matthewi Abel, H. Mediterraneum Rothve Wagner, Rhinocerotidae, Mustelidae, Bovidae ve Proboscidea fosillerim içerir.

Fosiller Avrupa, Asya ve Afrika'daki benzer formlarla karşılaştırılmış ve faunanın Geç Miyosen yaşında olduğu saptanmıştır. Fosillerin paleoekolojik verileri, Geç Miyosen'de Karaburun yöresinde savan-step ortamının egemen olduğunu yansıtır.

 

ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR VE STRATİGRAFİ

 

Karaburun Yanmadasi'ndaki doğu kıyı farezlerinde bir ihbarı değerlendirerek yapılan çalışmalarda, yeni bir memeli faunası bulunmuştur. Fauna, Karaburun'un 5 kmgüneyinde Esendere'de (Burundibi Mevkii) yeralmaktadır.

Karaburun Yarımadasi'na ait ilk memeli faunası Çiftlikköy (Çeşme - İzmir) yöresinde, Besenecker (1973) tarafından bulunmuştur. Bu fauna, Becker-Platen ve diğ (1975) tarafından incelenmiş ve cf Diplocynodon sp, cf Gomphotherium sp, Sanitherium leobense ve Ruminantia sp, 1- 2 formlanna göre Orta Miyosen yaşı verilmiştir.

Karaburun Yarımadası'nda Çiftlikköy faunasından başka memeli faunası bilinmemektedir. 1994 - 1996 yıllannda bir ihbarı değeriendirerek yapılan çalışmalarda Amiç'da (Mordoğan) bulunmuş olan memeli faunası (Öktem ve diğ, 1994). Eşendere faunası (Kaya ve Tuna 1997) tarafından ön bir çalışma olarak betimlenmiştir. Faunalar Yarımada'ya ait önemli faunal bulgular olup, neojen birimlerinin yaşlandırımasında büyük önem taşımaktadır. Bu faunanın önemi basın ve yayın yoluyla kamuoyuna duyurulmuştur.

Karaburun Yarımadasi'ndaki Tersiyer yaşlı birimler volkanik kayalardaki yaş verilerine göre, genel olarak Neojen olarak yaşlandırılmıştır. Bölgede yeni bulunan memeli fosille, Neojen birimlerinin yaşlandırılması için son derece anlamlı bulgulardır.

Karaburun Yarımadası ile ilgili olarak tüm çalışmalar, Meşozoyik yaşlı birimlere aittir. Yanmadaya ait jeolojik çalışma Kalafatçıoğlu (1961) tarafından yapılmıştır. Diğer çalışmalar Brinkmann ve diğ. (1967-1972), Gümüş (1971), Düzbastılar (1976), Kaya (1981) ve Erdoğan ve diğ'ne (1990) aittir. Koca ve diğ. (1992) Laleköy Formasyonu içindeki konodont faunasını, işin tek (1994) foraminifer faunasını incelemişlerdir.

Karaburun Yarımadası'ndaki Geç Miyosen istifi üç birimden oluşur. Alttan üste: alt çamur kayası birimi, kireçtaşı birimi, üst çamurkayası birimi. Geç miyosen istif stratigrafık aşmalı bir dokanakla Meşozoyik yaşlı temel kayalarının üzerine oturur. Alt çamur kayası birimi, beyazımsı kalkerli çamur taşları ve az kalkerli litik kumtaşları ile bunlar arasındaki geçiş kumtaşlarından oluşur; özellikle Mordoğan çevresindeki yüzeyler. Altan üste karbonat ve çamurkayası bileşeni artar. Kumtaşı ve kumlu düzeyler yanal süreksizlik gösterir. Kireçtaşı birimi beyaz, orta ile kalın arası, kireçtaşlarından ve kalkerli çamurkayası arakatlanndan oluşur; yersel olarak tatlı su alg yığışımları içerir. Çamurkayası arakatı üste doğru azalır. Bölgesel stratigrafık aşma nedeniyle kireçtaşı birimi kısa uzaklıklar içinde temel üzerinde uyumsuz olarak gözlenir. Üst çamurkayası birimi başlıca yeşilimsi şeyli, çamurtaşı, kiltaşı, kil ve şeylden yapılıdır. Sıkılaşma suyu dolaşımına ilişkin düzensiz kalsit damarları içerir. Birim geniş bir aralık içinde dereceli olarak kireçtaşı birimini üstler.

Kireçtaşı birimi ve altlayan kalkerli çamurkayası birimi arasındaki dokanak aralığında memeli fosilleri bulunur.

Çalışmada, yanlızca Eşendere'deki Perissodactyla Takımına ait Hipparion fosiller incelenmiştir. Bu fosillerin sistematik çalışmaları için prothero ve schoch (1989); odontoloji, osteoloji ve biyometri çalışmaları için Gromova (1952), forsten (1968,1978), staesche ve sondaar (1979) ve bemovedi'nden (1990) yararlanılmıştır. Ekoloji ve paleobiyocoğrafya çalışmalannda forsten (1968) ve bemor'a (l 978) bağlı kalınmıştır.

Çalışmada geçen kısaltmalar şunlardır: İzmir-Karaburun-Eşendere (İKE); uzunluk (uz); genişlik (gen); yükseklik (yük); protocone indeksi (Pİ); hipsodonti indeksi (Hİ); mesostyle (ms); parastyle (ps); metastyle (mt); protocone (Pr); pli sayışı (pli sayı) çalışmada kullanılan zaman ölçeği steininger ve diğ'e (l 990) göredir.

Sistematik paleontoloji sistematik çalışmada prothero ve schoch'dan (1989) yararlanılmıştır.

Takım: Perissodactyla Owen, 1848, Alttakım: Hippomorpha Gray, 1821, Üstaile: Equoidea Gray, 1821, Aile: Equiade Gray, 1821, Altaile: Equinae Gray, 1821, Cins: Hipparion de Christol, 1832, Hipparion matthewi Abel, 1926, Buluntu yeri: İzmir-Karabumn-Eşendere (İKE), Gereç: Sol üst çene, P3-M2 in situ (İKE-12)

Tanımlamalar: Protocone yuvarlağımsı biçimde ve izoledir; MI de protoconüle eğimlidir. Paracone ve metacone enine genişlemiştir. Hypoconeun uç kısmı premolerlerde belirgin değildir, melerlerde ise 'u' biçimindedir. Hypoconel oluk sığdır. Lingual hypoconal oluk yoktur. Pre ve post fossette kenarlarındaki pliler az sayıda, kısa ve dardır. Plicaballin küçük ve tek plilidir. Fossetteler molerlerde daha dar, premolerlerde geniştir. Premolerler molerlere göre daha geniş ve kare biçimindedir. Seman tabakası kalındır. Mine incedir. Çenenin ölçümü küçük boyutlu bir formu yansıtır.

Buluntu yeri: İzmir - Karaburun - Eşendere (İKE)

Tanımlamalar: Alt süt dişleri: Süt dişlerini taşıyan çenede corpus yüksekliği dP2'nin altında 29.5 mm'dir. Protoconid ve hypoconid enine olarak çok dar, boyuna uzundur. Metaconid yassı bir elips biçiminde, metastylid dP2 ve dP3 de küçük ve kalp biçimindedir. Entoconid dP3 de yuvarlağımsı, dP3 de ön ucu sivri bir şekildedir. Preparastylid dP2 de meslale doğru uzamıştır. Pre ve post flexid büyük ve kenarlarındaki pliler belirsizdir. Lmguaflexid dP3 de derindir. Ectostylid çiğneme yüzeyine erişememiştir. Protostylid bulunmamaktadır. DP2'nin lingual yüzeyinde metaconid ve parastylid arasında bir oluk bulunur. Seman tabakası kalındır. Ptychostylid dP2'de çok geniştir. İEK-3 ve İEK-4 nolu alt çeneler çok genç bireylerde aittir. Kalıcı dişler süt dişlerinin hemen altında görünmektedir.

Karşılaştırmalar: Alt üst dişlerini taşıyan Eşendere çenesinin ölçümü Tanagra (Mitzopoulos, 1959) Hipparion mediterraneum ve Maraga H. Dietrichi (Bemor, 1978) örneklerine yaklaşır. Sazak'da (Kaya, 1993) bulunan Hipparion mediterraneum ve Maraga H. Dietrichi (Bemor, 1978) ömeklerine yaklaşır; Sazak'da (Kaya, 1993) bulunan Hipparion matthevvi Abel'den uzaklaşır.

Etraf kemikleri:

Tibia: Tibia'nın şaftı üç köşelidir. Distal eklem yüzeyi (cochiea tibia) Astragalus'un Trochiea'sına uygun olarak iki verev fossa'dan ve arasındaki verev bir kretten oluşur. Distal ucun medial ve lateralinde yer alan (malleolus lateralis ve malleolus medialis) çok gelişmiştir.

Karşılaştırmalar: Karaburun'da bulunan Tibia'nın ölçümleri Gülpınar, Kemiklitepe faunalarındaki H. Mediterraneum ve Ravin des Zouaves -5 faunasındaki H. Dietrichi ile uyum gösterir.

Calcaneum: Dorsal görünüşte astragalus için eklem yüzeyleri bulunur. Ectal yüzey yarım daire biçiminde ve dışbükeydir. Calcaneal yüzey yuvarlağımsı ve içbükeydir. Dar ve uzun bir uzantısı bulunur. Sustentacular yüzey dikdörtgen biçiminde içbükeydir. Sustentaculum talii dike yakın bir dirsek oluşturur. Calcaneum'un distal kısmında astragalus için küçük bir eklem yüzeyi yer alır. Cuboid yüzeyi içbükeydir ve astragalus yüzeyinden bir sırt ile ayrılmıştır.

Karşılaştırmalar: Karaburun'da bulunan Calcaneum'unun ölçümleri Kemiklitepe ve Gülpınar'da bulunan H. Mediterraneum'a yakındır.

Navicular: Navicular'ın proximal eklem yüzeyi astragalusun distal eklem yüzeyi ile eklemleşir, önden arkaya doğru dar ve eğer şeklindedir. Dorsal yüzeyde mediale doğru daha belirginleşen dorsal tuberosity yer alır. Distal eklem yüzeyinde üç yüzey bulunur. Ectocuneiform yüzeyi köşeleri yuvarlağımsı ve üçgen biçimindedir. Cuboit yüzeyi ectocuneiform yüzeyi ile bir sırt oluşturur. Mesocuneiform yüzeyi küçük ve elips biçimindedir.

Karşılaştırmalar: Eşendere Örneği Gülpınar'daki H. Mediterraneum ve Concud'daki (ispanya) H. Concudense'ye (Sondaar 1961) uyum sağlar. Eşendere örneği, Epelsheim (Almanya) faunasındaki H. Primigenium'dan daha küçük boyutludur. Gülpınar'daki H. Matthew'den daha büyüktür.

Paleoekoloji: Paleoekoloji verilerim faunal bileşenlerin yansıttıkları özellikler oluşturmaktadır.

Eşendere faunasma ait H. Matthewi ve H. Mediterraneum dişlerinde seman tabakası ve minenin kalın olması, pillerin az sayıda olması savan-step ortamım karakterize eder. Her iki türün paleoekolojisi savan step ortamlarıdır. (Forsten 1968) Eşendere faunası için savan-step ortamının varlığı öngörülebilir.

 

 
Toplam blog
: 26
: 2823
Kayıt tarihi
: 24.03.07
 
 

1933 Mordoğan - İzmir doğumlu olup 51 yıldır aktif gazetecilik ve televizyon muhabirligi yapmakta..