Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Egeli bir hanımefendi:Öykücü Ferzan Gürel de aramızdan ayrıldı!

Egeli bir hanımefendi:Öykücü Ferzan Gürel de aramızdan ayrıldı!
 

Ferzan Gürel'in Hürriyet Ege'de 2000 yılında yer alan fotoğrafı


Dil Derneği İzmir Temsilcisi Sevgili Y. Bekir Yurdakul’un bilgisunardan geçtiği iletiyle öğrendim öykü yazarı Ferzan Gürel’in bugün öldüğünü. Onu sevgili Milliyet Blog okur ve yazarlarıyla da anmak ve duygularımı paylaşmak istedim.

Gürel, ünlü roman yazarı Samim Kocagöz’ün (1916-1993) kız kardeşi, Şair Halil Kocagöz’ün (1930-1984) ablasıydı. 1919 yılında Aydın’ın Söke İlçesi'nde doğan Gürel, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü´nü bitirdi. Burada Halide Edip Adıvar´ın öğrencisi oldu. Konularını doktor eşiyle yaşamakta olduğu Söke Kasabası'nın gündelik yaşamından, çevresindeki kişilerin yaşantılarından alan öykülerini beş kitapta topladı. 1970’li yıllarda öyküleriyle edebiyat dünyasında oldukça yaygın bir yazar kimliği vardı. İlk öykü kitabı Evcilik Oyunu 1962’de yayınlanmıştı. Daha sonra sırasıyla Şeftali Çiçekleri (1965), Kara Tutku (1971), Ölü Gözünden Yaş (1979) adlı öykü kitapları da okurlarla buluşmuştu. Ferzan Gürel altı yıllık aradan sonra 1985 yılında Kordon boyu adlı yapıtını yayımladı. Güneydoğu´ya Geçit Yok adlı ilk romanı ise 1990’da kitapçı raflarında yer aldı. Yazarın son kitabı da bir anı - roman özelliği taşıyan ve 2000 Yılında Cumhuriyet Yayınları arasında çıktı: İzmir’in İşgalinden Kurtuluşa.

Ferzan Gürel’le tanışmadım; bir ya da iki kez karşılaştım. Aydınlık kimliği, hanımefendi duruşuyla belleğimde yer etti .Gülümseyen, güven veren, saygınlık uyandıran bir kişilikti. Ferzan Gürel’in milletvekilliği ve bakanlık yapan oğlu Şükrü Sina Gürel ve ressam - yazar oğlu Ziya Gürel’i de mutlaka anımsayacaksınız.

Ferzan Gürel’le 81 yaşında iken yapılan bir söyleşide (Hürriyet Ege 16.04.2000) şunları söylemiş:“Oğullarım Ziya ve Şükrü büyüdükten sonra, İzmir'e okumaya gittiler. O zaman yazabildiğim aklıma geldi. Biliyorsunuz ağabeyim Samim Kocagöz, yazar. Ben de denemek istedim. İlk eleştirmenim de Samim ağabeyim oldu. Yazdıklarımı çok beğendi. İlk öykü kitabım ‘‘Evcilik Oyunu‘‘ 1942 yılında basıldı. Ondan sonra devamı geldi. Kendime büsbütün vakit ayıramıyordum. Küçük kasabada yaşıyorduk. Önceleri kimseye birşey söylemedim. Bu nedenle 5 sene arayla çıktı kitaplar. Çok da üstüne düşmedim bu işin. Eleştirmenlerin çoğu okumadılar herhalde. Yankı yapmadı yazdıklarım. Son zamanlarda, kitaplar satmaya başladı. Kendi kendime, ‘‘nihayet bir şeyler yazdım'' dedim. Şükrü oğluma bir gün, ‘‘Ben daha erken başlasaydım, devamlı yazabilirdim. Her olaydan sonra bir öykü çıkarabilirim. Geç mi başladım‘‘ dedim. Şükrü, ‘‘Sen kendini insanlara adamışsın. Yeni insanlar tanımazsan, yakınlarından uzak kalırsan hiç yazamazdın‘‘ sözleri ile teselli etti beni.

“Yeni bir kitap daha yazacak mısınız?” sorusuna ise şu yanıtı vermiş: “Artık çok yaşlandım. Sağlık koşulları nedeniyle zorlanıyorum. 3 öykü yazdım. Bir kaç tane daha yazabilirsem bir kitap olacak. Bir de daha önce çocuklar için yazdığım ‘‘Nurtanem'' adlı bir romanım var. Henüz basılmadı.” Gelecek günlerde bu öykülerinin ve romanın kitaplaşacağını umuyorum. Bu yaşlarda bile yazmayı, yayınlamayı düşünen bir insana ancak saygı duyulur, sevgi duyulur. Aydınlık, çağdaş, cumhuriyet kazanımlarına saygılı, onurlu böylesine insanlarımızın eksilmesinden biz de eksiklik duyuyoruz elbette.

Kuşkusuz her ölüm erken; 90 yaşında bu yaşamdan ayrılan sevgili Ferzan Gürel için de aynı şeyleri duyumsuyorum. Işıklar içinde uyusun. Yapıtları ile yaşasın.

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..