Egemenlik kayıtsız şartsız milletin (mi ?) dir.

23 Nisan’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşu kutlanır ve “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denir. Atatürk kurduğu cumhuriyetin halk egemenliğine dayalı olduğunu göstermek için böyle söylemiştir.

Ülkede temsili demokrasi olduğundan egemenlik hakkı milletin değil, milletin seçtiği vekillerindir.

Egemenlik hakkını da seçilen vekiller sonuna kadar kullanırlar.

Millet, seçtiği vekilleriyle kendi haklarının korunmasını, gözetilmesini, seçildiği alanın kalkındırılmasını bekler.

Milletin vekili aslına tepeden bakar. Samimi davranmak isteyip “Hadi bir oyna takla at da görelim” de diyebilir. Bazen polisi tokatlar, “benim kim olduğumu biliyor musun” diye nazikçe hatırlatırlar.

Vekiller Millet Meclisi çatısı altında toplanarak millet için kararlar alırlar. Ve en önce kendi lehlerine göre karar çıkartırlar.

Kıyak emeklilik diye bir kavram vardır. Bir gecede onca madde görüşülür ve sabaha karşı karar milli birlik bütünlüğü içinde jet hızıyla onaylanarak yürürlüğe konur. İki yıllık vekile ömür boyu maaş bağlanır.

Maaşlarının yükseltilmesi konusunda hiç tartışma çıkmaz, bir bakmışsınız maaşları Avrupa’yı sollamıştır. Milletin vekillerine yapılan iyileştirme zamları bir vekilin millete kaça mal olduğunu görmezden gelerek pervasızca yapılır.

Vekiller toplanarak kendilerinin değil milletin çocuklarını savaşa göndermek üzere kararlar alırlar.

Millet, gündeme düşürülen çakma hadiselerle uğraşırken pat diye gelen fahiş zamlar milletin boynuna geçirilen prangalar gibi garibanın boynunu sıkar da sıkar.

İşçinin aldığı asgari ücretle nasıl yaşadığı, emeklinin maaşı ile nasıl geçindiği bakılmaksızın nutuklar atılır. Oy istenir.

Milletten oy alan vekil seçildikten sonra bir daha semtine uğramaz, unutur.

İşçi, memur, esnaf, çiftçi temel gıda maddelerine, elektriğe, petrole, doğalgaza yapılan zamlarla yaşayamaz duruma gelirken, vekiller de kısa zamanda zenginleşmenin yolunu ararlar.

Hazine arazilerine kondurulan villa şehirlere 2B yasası çıkararak doğayı talan edenlere izin verirler.

Vekiller milletin iradesini yok sayarak milleti işsizlik ve yoksulluk içinde kıvranırken kendi akraba ve yakınlarını hem de çok iyi maaşlarla önemli mevkilere getirirler.

Milletin vekilleri, meclis çatısı altında birbirlerinin boğazına sarılırlar, kavgaya tutuşurlar. Hakaretler edip silah bile gösterebilirler.

İktidara gelen her parti kendi yolunu çizer ve kanunlara ona göre yön verir. Burada milletin faydası ve zararı düşünülmez.

Eğitim bir o yana bir bu yana savrulur da savrulur. Her sene bir karar çıkar. O yaş da mı başlayacak, yoksa çocuğum bu yaşta mı başlayacak okula diye millet serseme çevrilir.

Ve daha neler. Bilenler bilmeyenlere anlatsın.

Ve millet 23 Nisan’ın Atatürk’ün çocuklara armağanı mı yoksa sonradan verilen bir isim mi olduğunu ve kutlamanın olup olmayacağını tartışır.

Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyelim yine de. Ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını ve Millet Meclisinin kuruluş gününü en derin hislerimizle kutlayalım.

Şükran Demirtaş