Eğer üçüncü köprü yapılırsa bundan en çok yararlanacak kesim rantçılar olacaktır..

Neden böyle olacağını anlamak için öncelikle şehirlerin nazım planları konusunda bilgi sahibi olmak gerekir.

Nazım planı, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır. Bu planlar 1/25000 ölçeklidir.

Belediye meclislerince yürürlüğe konulur. 3194 sayılı imar kanununda açıklanmıştır. (Kaynak: Vikipedi)

Şu anda Ankara ve İstanbul'a ait 2023 yılına kadar hazırlanmış nazım planları mevcuttur. İstanbul için hazırlanan nazım plan taslağı ise 2007 yılında hazırlanmıştır. Bu taslaklar ihtiyaca göre daha sonra değişebilmektedir. 2007 taslak nazım planına göre, üçüncü köprü için şöyle bir açıklama vardır.

"Hadımköy'de gelişmesi önerilen lojistik faaliyetlerinin Metropoliten alan'daki karayolu ulaşım şebekesinden ayrıştırılarak, demiryolu ve raylı sisteme yönlentdirilmesi esastır. Kısa vadede ise, demiryolu iyileşmesi öncesinde tahsisli ve sınırlı kuzey çevre yolu önerisi getirilmektedir. Bu yolun Kıraç-Hadımköy-İkitelli arasında kapalı sistem özelliğinde işletilmesi önerilmekte ve İkitelli'nin doğusunda TEM ile bağlantısının kurularak; İstanbul'a Anadolu'dan gelen yüklerin Boğaz geçisi sonrasında mevcut şebekeye girmeden doğrudan lojistik ve üretim odaklarına yönlendirilmesi öngörülmektedir. Belirtilen güzergah, Merkezi Hükümet'in 3. Boğaz Köprüsü için geliştirmiş olduğu bir hattır. Bu güzergah, İstanbul'a 3. Boğaz Köprüsü için ortaya konan gerekçelerin geçerli olduğu tek yer olup, KÖPRÜ İNŞASINA GEREK KALMADAN da ihtiyacın karşılanması mümkün olmaktadır. İstanbul'un doğusu ile batısı arasında sürekliliği karayolu ile sağlanmış bir Boğaz geçişinin İstanbul'un kentsel gelişimi açısından olumsuz sonuçları, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü geçisi sonrasında ortaya çıkan kentsel gelişme deseni ile deneyimlenmiştir. TEM boyunca Metropol'ün doğusu ile batısı arasında uzanan yağ lekesi şeklinde büyüyerek doğal yapıyı tahrip eden, niteliksiz bir yapı stoku ve Sultanbeyli gibi yerleşmeleri oluşturan süreçlerin tekrarlanmasına neden olacak gelişmelerin önüne geçilmesi hazırlanan plan'da esas alınmıştır. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü inşası sonrasında hem Anadolu Yakası hem de Avrupa Yakasında TEM boyunca kontrolsüz bir şekilde oluşan yapılaşma ve yerleşimler, İstanbul'un doğal yapısına telafi edilmesi zor zararlar vermiştir. İstanbul'a göç hareketinin önüne geçilmeden, yasadışı kentsel gelişmneleri engelleyici, caydırıcı ve yaptırımcı karakteri olan idari, yasal ve teknik araçlar etkin olarak kullanılmadan yeni bir KÖPRÜ İNŞASININ aynı zararlara neden olması tehlikesi vardır. Halbuki İstanbul'un doğal eşikleri benzer bir süreci yaşamayacak derecede hasar görmüş olup, havza alanlarının ve ormanların daha fazla yok olmasına neden olacak gelişmelerden kaçınılması esastır. "

Özetle 2007 de hazırlanan taslak Nazım planı köprü yapılmasına gerek olmadığı yönünde....Ancak şimdi ne oldu da köprü yapılmak isteniyor?

Şimdi sıkı durun. Yıllar öncesine gidelim...Şu anda Bahçeşehir'in olduğu bölgeye.......

Daha ortada Bahçeşehir projesi yokken, bazı sermaye çevreleri o bölgede çok ucuza arsa kapatmaya başlıyor. Bu çevreler ise hükümete yakın çevreler. Çünkü o zaman ortada bir nazım planı var ama, bundan kimsenin haberi yok. Sadece siyasi çevrelerin ve onların yandaşları olan sermaye gurubunun. O sermaye gruplarını da çok iyi tanıyorum. Köylülerden çok ucuza alınan bu arsalar Bahçeşehir projesi ortaya çıkınca, o kadar değerleniyor ki, o projeye Emlak Bankası ile o sermaye grupları ortak oluyor ve proje birden büyüyor. Şimdi orada bir daire veya bir villa almaya kalksanız, epey bir birikiminiz olması gerekir.

Şimdi aklıma köprüyle ilgili değişen nazım planı geliyor. Bu güzergahını değiştiren bir nazım planı varsa bu plandan önce belli sermaye gruplarının haberi olması uzak bir olasılık değildir. Tabii daha sonra gecekonducular denilen bir grup da buradan pay almaya çalışacaktır. Nitekim Sultanbeyli'de böyle olmuştur.

Sonuç olarak yapılacak 3. Köprüden birinci derecede faydalanacak olan bu rant grupları olacaktır. Ben bu nedenlerle üçüncü köprü yapılmasına karşıyım.