Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Eğilip bükülmüyor, kıvranmıyorum, kıvırmıyorum!

Eğilip bükülmüyor, kıvranmıyorum, kıvırmıyorum!
 

Seni seviyorum Ataklı


İki gündür çok sevdiğim gazeteci Can Ataklının yazılarını hayretler içerisinde okuyorum. 

İlk yazısında (12.7.2011) haydi canı sıkıldı durumlara, içinin yangınını dışa vuruyor dedim. 

Gazeteciler de insandır bazen hırslarına yenik düşerek veya içlerindekini okurları ile paylaşmak isteyebilirler. Bundan doğal ne olabilir? 

Bu gün gördüm ki aynen devam ve bu sefer Kılıçdaroğlu’na ; 

“Kemal Bey’in yapacağı en iyi iş Kurultay çağrısı bile yapmadan yanında getirdiklerini de alıp istifa etmesidir.” 

“90 yıllık bir parti, başıboş kalsa da bir çözüm üretir. Bu çözüm de şimdikinden daha kötü olamaz.” 

Diyecek kadar işi ileriye götürmüş. 

Bu hükümle Can Ataklının başbakan Erdoğan’dan farkı kalmamıştır bence. 

(Bunu maalesef birkaç Atatürkçü yazar da yapmıştır.) 

Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasından bir şey anlamamış sanırım. Aynı zamanda kendi sözleri ile de çelişkiye düşmüş. 

Bakın kendisi ne diyor? 

“Ama şu var. Dün de yazdım. Bu metin aslında mahkemelere gönderilen bir mesajdır. Daha önce “tutukluları salmayın” diyen iktidar, şimdi Meclis kararıymış gibi “artık salabilirsiniz” mesajını gönderiyor. Mahkemeler herhalde gereğini yapacaklardır.” 

Eh be sevgili Ataklı! Daha ne bekliyordun acaba? 

Mahkemelerin gereğini yapmaları veya mutabakattan sonra yapacağı seni neden bu kadar kızdırdı anlamak mümkün değil.
 

“ CHP’ liler hiç kıvranmasınlar, eğilip bükülmesinler. Varılan mutabakat budur. Ne yasal bir değişiklik olacak ne başka bir şey. Önümüzdeki ilk itirazlardan itibaren tutuklu milletvekilleri birer birer salınacaktır.” 

Diyorsun demesine de, bunu neden çarpıtıyorsun anlayamıyorum. Yasalarda değişiklik yapılmayacağını nasıl bilebiliyorsun? Sn. Başbakandan mı öğrendin bunu? Bizim bilmediğimiz gizli istişare mi yaptınız yoksa? Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun. 

Başbakanın sık sık söylediği “Ne yani yargıya müdahale mi edelim, telefon edip de serbest bırakın mı diyelim?” sözlerine gelince, başbakanın telefon etmesine gerek kalmamıştır. Senin de yazdığın gibi “Meclis kararıymış gibi “artık salabilirsiniz” mesajı gitmiştir gerekli mercilere. 

Tıpkı başbakanın “Bakalım yargı izin verecek mi?”Sözleri gibi. 

Bu mutabakatın önemini anladın mı şimdi? 

İşte CHP bunu başarmıştır. 

Tabii burada sadece tutuklu milletvekilleri için mücadele edilmediğini, Türkiye’de Evrensel Hukukun çalışmaya başlayacağından ve bunun kapısının açıldığından bahsetmek de gerek. 

CHP kimseden lütuf istememiştir. Sadece gereğinin yapılmasını Türkiye’de herkes için demokrasinin işlemesi için çalışmıştır. 

AKP veya başbakan insan doğasında olan değişiklikler gibi yasalarda da Kanunlar ve diğer hukuk normlarını statik olmaktan uzak, çağın şartlarına göre değiştirmeye elverişli ve esnek yapmaya mecburdurlar. 

AKP için veya ileride bir başka iktidar için de geçerlidir. 

Burada unutulmaması gereken de şudur ve çok önemlidir. Her devlet Ulusal Hukuku kendi gereksinmelerine ve sosyolojik, ulusal yapısına göre kendi içerisinde düzenler. 

AB nin dayattığı uyum yasalarında ulusal değerlerimizi asla göz ardı edemeyiz. 

Mesela anayasanın değiştirilemez denilen ilk üç maddesi gibi. 

Hukuk her yerde adaleti sağlamak için varsa ve Türkiye Evrensel Hukuk bildirgesine imza atmışsa gereği yapılacaktır. 

Öte yandan Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmek , bireylerin hak ve hukuklarını da gözeterek özgürlüklerin önünün açılması suretiyle mümkündür. 

İşte, CHP ve Kılıçdaroğlu’nun mücadeleleri bunun içindi. 

Önümüzdeki günlerde Anayasada yapılacak değişikliklerde bu madde gündeme alınacak ve gereği yapılacaktır. 

Ayrıca Kılıçdaroğlu CHP milletvekillerinin TBMM’de yemin etmemelerinin nedenini açıkça anlatmıştır, hem de defalarca.(Anlayana saz anlamayana sivrisinek saz.) 

“Biz bu demokrasi ayıbını milletimize ve dünya kamuoyuna duyurmak için yemin etmedik. Hukuka, bağımsız yargıya ve evrensel hukuk kurallarına saygı istiyoruz.” 

Evet, CHP bunları söyledi ve başarılı oldu. Bunun tükürükle, balgamla ne ilgisi var Allah aşkına. 

Sevgili Ataklı inan seni çok seviyorum. Amacım seni kırmak olamaz. Asla. 

Ama el insaf sevgili Can. El insaf. 

Sn. Baykal’ı sevdiğini biliyorum, ben de çok seviyorum inanabilirsin. O ayrı bir şey. Dediğin gibi 90 yıllık parti son 40 senede bir türlü iktidar yüzü göremediyse bunun hesabını Kılıçdaroğlundan sorar gibi yapmayalım. Sormayalım. 

Ben 25 veya bir fazla senedir partiliyim inan Kılıçdaroğlu kadar dürüst, halktan yana, samimi bir genel başkan görmedim. Ha pardon! Bir de rahmetli Ecevit vardı. 

Kılıçdaroğlunun Alevi olması, Kürt olması, Laz olması efendim her hangi bir etnik kökenden olması beni hiç mi hiç ırgalamıyor. Onun insan olması, onun, adam gibi adam olması yeterli benim için. 

Haaa! Belki başbakan gibi, Baykal gibi çok iyi bir nutukçu değil ama onun içten ve samimi konuşmasına alıştık biz. Halk onu böyle sevdi. İyi nutuk atmak akademik sözler veya Arapça sözlerle süslü cümleler değildir. Halkın yanında olması, yalan konuşmaması, mert olması, kimseye tepeden bakmaması onu sevdirmiştir. Gerisi faso fisodur. 

Kusura bakma ama gördüklerim, bildiklerim politikanın içinde yıllarını vermiş bir kadın olarak bazı değerlendirmeler yapmam için sanırım yeterli. 

Genel Başkanıma laf söyletmem. Hele hele yanında getirdiklerini alıp gitmesi, istifa etmesi gibi saçmalıklara da saygı duymam mümkün değildir. 

 

***** 

Sevgili okurlarım, aslında bugün başka bir konu yazacaktım ama gördüğünüz gibi olmadı işte. 

Haksızlıklara karşı alerjim var inanın hasta oluyorum. 

Evet, partide bazı yanlışlıklar olmuştur ama kimde olmaz ki yanlışlık. Bu demek değildir hatalar düzelmeyecek, ders çıkarılmayacak. 

Hele biraz sabırlı olalım. Kılıçdaroğlu seçildiğinden beri söylenmedik laf kalmadı. 40 senedir beklemişiz birkaç sene daha bekleyemez miyiz Allah aşkına? 

Bu kin, bu tavır neden? 

Bir avuç muhalif yüzünden mi? 

İşte hep birlikte gördük. 

Dediğim çıktı, yazmıştım daha önceleri. 280 imzayı geçemediler. 

Şimdi buradan o değerli arkadaşlarıma da sesleniyorum; Sevgili arkadaşlarım artık başka sevdaları bırakalım lütfen. Birlikte el ele çalışalım dışa dönük mücadelemiz olsun. 

Sevdamız Türkiye olsun. 

Unutmadan Sevgili Ataklıya bir kelam daha edeyim. Vallahi de billahi de eğilip bükülmüyorum. Kıvranmıyorum. Başım dik ve gelecekten umutluyum. 

Tüm okurlarıma kalpten sevgilerimle. 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..