Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Eğitilmemiş toplum vahşi olur

Eğitilmemiş toplum vahşi olur
 

samsunkenthaber.com


Eğitilmemiş toplum eğriyi, doğruyu bilmez ki… İyiyi, kötüyü bilmez ki… Eğitilmemiş insan, eğitim aracılığıyla toplumun ahlak ve yasa normlarını almayınca kendince normlar uydurup bunları topluma uygulamaya başlar.
 
Zira toplumun uydurduğu normlar, suçlar ve cezalar ve bunların uygulanış biçimleri eğitilmemiş kişinin ölçütlerine uymuyorsa; o kişi her şeyi bütün değerleri kendisi uydurmaya başlar ve toplumu kendi değerlerine göre kurar.
 
Onun artık kendi değerleri vardır; kendi doğru ve yanlışları vardır. Bunlara uymayan insanlar kötüdür; uyan insanlar iyidir. Varsa yoksa kendi uydurduğu değerler veya kendisine empoze edilen yanlış değerlerdir.. Sonra ne oluyor…
 
- Sonra Savcı Mehmet Salim Kiraz adliyeden elini kolunu sallayarak giren iki kişi tarafından vurularak öldürülüyor (habertürk.com/4.4.15)
 
- Sonra Samsun’da Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde görev yapan Op. Dr. Kamil Furtun, hastanede bir kişinin silahlı saldırısına uğrayarak hayatını kaybediyor. (milliyet.com.tr/29.5.15)
 
Birtakım insanlar;  insanların veya toplumun veya Allahın verdiği kararları bile kabul etmeyerek, bunların suçlusu, faili olarak gördükleri kişileri kendileri cezalandırıyorlar. Niye?
 
Çünkü onlara artık toplumun cezalandırma yolları yeterli gelmiyor. Ya da toplumun hiçbir ölçütünü, kuralını beğenmiyorlar; kendi cezalandırma ölçütlerini uyguluyorlar.
 
Gerçek bilimsel eğitimden geçmiş bir ülkenin bireyleri daha makul olurlar. Hareketlerinde ölçü ve mantık hakimdir. Davranışları akıl ve toplum kurallarına uygundur. Çünkü böyle insanlar küçüklüklerinden itibaren bilim öğrenirken aynı zamanda toplumun kurallarını, normlarını da  derslerinde, ama daha çok yaşayarak, yaparak öğrenirler. 
 
Vahşilerin öğrenemedikleri şey ise, suç ve cezanın ölçütlerinin her modern toplumda , o toplumun adalet yapıları tarafından belirleneceği ve uygulanacağı, düşüncesidir. Bunlar, vahşiler toplumun adaletli olacağına asla inanmazlar ve hakka, hukuka inançları ya baştan itibaren yoktur veya bu inançları yavaş yavaş bizatihi toplumun kendisi tarafından söndürülmüş olur.
 
O zaman ne oluyor, “Şahsi suç ve ceza algısı..” Bana göre bu adam suçlu; öyleyse ben cezalandırmalıyım… Bu nedir? Tam bir orman kanunu. Herkes cezasını kendi keser. Çağdaş toplumlarda bu yoktur. Adaleti olmayan, ya da şu veya bu nedenle ortadan kalkan toplumlarda “Şahsi suç ve ceza” algısı ortaya çıkar.
 
Bir toplum ya iyi doğru adalet ölçütlerine göre eğitilir ve baştan itibaren insanlarda hak , adalet duyguları , normları yavaş yavaş ve sindirilerek verilir veya bu duygu oluşmadıysa artık insanlar için : “Her şey serbesttir..” Yani insanlar kendi hak ve hukuk ölçütlerini oluşturmakta serbesttirler ; bunları uygulamakta da kendilerini serbest hissederler.. İnsanların kafasında hak ve adalet duyguları uyandırmadan topluma bırakacak olursanız; aslında topluma bir takım asalak bombalar göndermiş olursunuz. Onlar da  kafalarına göre istedikleri şeyi yapacaklardır.
 
Yukardaki olayda Doktor Kamil Furtun’u vuran adamı yakalıyorlar ve adama niye vurdun diye soruyorlar. Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken basın mensuplarının saldırıyı neden yaptığına dair sorusu üzerine İsmail K., “Canım sıkıldı, hoşuma gitti. Arada böyle zevklerim var” şeklinde cevap verdi.
 
Hadi diyelim, bu gerçek bir yanıt değildir. Şunu da söyleyebilirdi : “Benim bir yakınımın ameliyatında ölümüne sebep olmuştur…” falan filan.. Böyle bir yanıt akıllı bir kafa tarafından kabul edilebilir mi?
 
Bilinir ki, bütün doktorlar insan hayatını kurtarmak için eğitilmişlerdir. Her olayda ellerinden geldiği kadar gereğini yaparlar ama bir yerden sonra doktorların insanları yaşatmaya güçleri yetmez ve yazgı yazılmıştır. İnsan Allahın takdiriyle gider. Çünkü herkes ölümlüdür. 
 
Her insan toplumda işlendiğine inandığı suçun cezasını kendisi vermeye kalkarsa, toplumda tam anlamıyla kaos hüküm sürer..  Şimdi olan da budur. Çünkü insanlar yavaş yavaş her türlü hak, adalet duygusuna inancını kaybetmek üzeredirler ve kendi cezalarını kendileri vermek üzere programlanıyorlar. 
 
Hak, adalet düzeninin ölçütleri giderek toplumdan uçup gidiyorsa onun yerini şeriatın suç ve ceza düzeni alır. Onun basit yasası ise “Kana kana, dişe diştir.” 
 
Senden birisi öldürüldüyse sende gidip karşılarındakinden birisini temizleyeceksin. Toplumun temelinde hak, hukuk, adalet duyguları tam anlamıyla yerleştirilmediği için, toplum “Kana kan, dişe diş kuralını,” kendi anlayışına göre uygulamaktadır.
 
Ne yapmak gerekir. İnsan hayatının her evresinde, “Toplumun adil bir toplum olduğunu; onun belli yasa ve kurallara göre şaşmadan yönetildiğini..” göstermek gerekir. Bunu yeniden yeniden kanıtlamak gerekir.
 
Yoksa.. “Kana kan, dişe diş..”  hüküm sürüp gidecektir.. Bir mal çalanın eli kesilecektir.. Veya şeriat kanunlarına göre insanların kelleleri kesilecektir.
 
Toplumu nasıl bir toplum yapmak istiyorsunuz… O toplum ya yapmak istediğiniz, oluşturmak istediğiniz normları, ölçütleri beğenir onlara uyar; yada kendi ölçütlerini uygulamaya başlar ki… Bunun önüne geçemezsiniz . 
 
İnsanları eğitmeye okullardan (FKB) derslerini, Fizik, Kimya, Biyoloji derslerini kaldırarak başlayamazsınız. Eğer okullardan ve düzenden “Akli ölçütleri” ve dersleri kaldırıp, “Nakli dersler” ve ölçütleri koymaya kalkarsanız, 600 yıl geriye gidersiniz  ve toplumda bütün değerler karma karışık olur ve insanlar da kim vurduya gider.
 
Aklı başında insanlar yaratmanın yolu bilime inanan, onun ölçütleriyle yaşayan insanlar yaratmaktır, oluşturmaktır. 
 
Yoksa, toplumda vahşetin, yolsuzluğun, kötülüğün önü alınmaz. Herkes de kim vurduya gider… Olan budur.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..