Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '09

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim anıtı Selahattin Şimşek

Eğitim anıtı Selahattin Şimşek
 

Eğitimciler, bir mum gibidir.


Kimi değerler, belleklerden kolayca silinemez. Gösterişsiz bir çiftçi çocuğu olan Selahattin Şimşek, bunlardan birisidir. Pazarviran Köy Enstitüsü'nü bitirince (1944) Sivas ilinin Gemerek ilçesinin Dendil köyünde uzun süre öğretmenlik görevini yürütür. Askerlik sonrası Tekmen köyünde çalışır ve daha sonra Gemerek ilçesine verilir. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nde yüksek öğrenimini yapar. Hakkari iline ilköğretim müfettişi olarak atanır.

Günün koşullarına göre at üstünde Oramar köyü ilkokuluna teftişe giderken Zap nehrinin soğuk sularında boğulur ve otuz iki yaşında yaşamını yitirir. (03 Mayıs 1960). Cesedi bile bulunamaz. Hatta ölümünün de gizemli olduğu söylenmektedir.

İdealistliğine koşut yazarlık yönü de güçlü olan Selahattin Şimşek, köy enstitülü yazarların önde gelenlerindendir. Yeni Ufuklar, Eğitim Yolu, Köy ve Eğitim, Yücel, Demet, Varlık, Pazar Postası, Cumhuriyet, Yenilik gibi gazete ve dergilerde yazar. “Suskanlar” başlığını taşıyan son yazısı Varlık dergisinde yayımlanır.(01.05.1960). Selahattin Şimşek’ten geriye iki yapıt kalır: Hakkari Dedikleri (Köy, kasaba, yol yazıları, 1960) ve Köylü Oktay (Çocuk romanı, 1961).

***

Dünden bugüne köylümüzün sürdürdükleri yaşamın iyi koşullarda geçmediği bilinen bir gerçektir. Çilekeş köylülerimizi, kızgın güneş altında ter dökerek ve yağmurda karda titreyerek amaçları üretmek olan o iyi insanları hiç düşündüğünüz oldu mu?

Bu yüzden ülkemizde köy ülküsü doğmuştur. Köylüyü daha iyi, daha uygar bir yaşamaya kavuşturmak isteyenlerin ülküsü... Köycü Oktay, bunlardan biri. Köy sevgisiyle neler yapıldığını anlatan bir yapıt.

Selahattin Şimşek; o ülküye gönül vermiş bir köycü idi ve ülküsü uğrunda Hakkari'nin Zap suyuna düşerek boğuldu. (Kim bilir belki de öldürüldü!) Köycü Oktay’ı doyumsuz tadında okurken onu yazan temiz yürekli öğretmeni trajik duygularla anımsarsınız. Ne ki o artık köydeki çocuklara “Günaydınlar!” diyemeyecek.

Şimdilerde gönüllerimizin eğitim anıtı olan görev şehidi eğitimciyi Başaran’ın dizelerinde analım:

" :::::::::::

Şimdi Hakkari Oromar Selahattin
Yarım kalmış öyküler, romanlar Selahattin
Aydınlığa, mutluluğa yıllar Selahattin
Ben heykel yapmasını bilmem
O Zap suyu neler ettin
."

***

 

Aşağıdaki Şiirimi;

Eğitime sürekli olağanüstü yaklaşımda bulunup çaba çalışma yapan, maddi ve manevi katkısı olan emekli ilköğretim müfettişi Hüseyin Hüsnü Tekışık'a, görevde emeği geçenlere, şehit ilköğretim müfettişlerine ve göreve giderken Zap Suyunda yaşamını yitiren görev şehidi ilköğretim müfettişi Selahattin Şimşek' e adıyorum.

 

Müfettiş

 

Yine elde çanta, yaya köy yolu

Dağlar ağaç ağaç, yollarsa diş diş

Kimi güneşli gün, kimi de puslu

Gerçek böyle müfettiş bey, müfettiş.

 

Rehber olup tek tek sorun dinlersin

Sen olursun öğretmene tek yoldaş

Yeri gelir konuk da edilirsin

Amir değil, müfettişsin arkadaş.

 

Ödün vermez hakça rapor yazarsın

Yetkin çevrelerle aran bozulur

Madde madde mevzuatı dizersin

Yaza yaza elin kolun yorulur.

 

Görevinde yansız olmaktır işin

Yasadışı eylemin bitiktir işi

Hak bildiğin yolda dimdik gidersin

Ne ki yaranamaz böylesi kişi.

 

Düşlediğin bir ortamı görmezsen

İçin acır en iyimser gününde

Dağ köyünden araç bulup dönmezsen

Gözü yolda çoluk çocuk evinde.

 

Testiyi kıranı hiç örnek alma

Hiçbir zaman getirenle bir olmaz

Meyveli ağaca taş da atarlar

Bilinçli  bireyler hiç umursamaz.

Yüreklilik, her insanda aranmaz

 

Ödün verme Atatürkçü yoldasın

Bugün yitirsen de yarın bulursun

Vicdanından özge korkun olmasın.

 

Yine elde çanta, yaya köy yolu

Dağlar ağaç ağaç, yollarsa diş diş

Kimi güneşli gün, kimi de puslu

Gerçek böyle müfettiş bey, müfettiş…

 

Muhsin Durucan

 *

 muhsindurucan@hotmail.com

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..