Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '09

 
Kategori
Eğitim
 

Eğitim mi?

Eğitim mi?
 

Bir eğitim-öğretim yılı daha başladı. Gerçi henüz öğrenciler için değil ama 1 Eylül itibariyle öğretmenler için başlamış oldu. Pek çok okulda olduğu gibi bizim okulumuzda da var öğretmen açığı. Yeni atamalarda kadronun arttırılması yerine, ücretli öğretmen çalıştırmayı tercih ediyor Millî Eğitim Bakanlığı. Millî eğitim demişken eğitimimizin artık ne kadar "millî" olduğu tartışılır. Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen Andımız'ın kaldırılması düşünülecek olursa en basitinden. Bununla birlikte yavaş yavaş eğitim de yok oluyor. Söylediklerimi küçümsemek veya beğenmemek olarak algılamayın, fakat geçen yıl ilköğretim birinci sınıfları Sanat Tarihi bölümünden mezun ücretli bir arkadaşımız okuttu. Ben bir Türkçe öğretmeni olarak "Birinci sınıf öğrencileri için ne kadar verimli olabilirim?" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu sadece bizim okul için mi geçerli? Elbette ki, hayır. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkemizin dört bir tarafında ne yazık ki aynı durum söz konusu. Oysa bu işin eğitimini almış meslektaşlarım her yıl KPSS'de ter dökerek atanmayı bekliyor. Kadrolu öğretmen olmak neredeyse bir hayal olduğu için sözde eşit haklara sahip olunan sözleşmeli öğretmen olmak için bekliyorlar şimdi.

Her ne kadar kadrolu ve sözleşmeli öğretmen arasında fark yok denilse de eğitim-öğretim yılı içerisinde görebiliyoruz sözde eşitliğimizi!

Erzurum'da görev yaparken bayan arkadaşlarımızdan birinin taliplisi çıkıyor. Talip olan beyin annesi hemen soruyor " Kızımız kadrolu mu, sözleşmeli mi?" Kız tarafından sözleşmeli diye bir cevap. Oğlanın annesi hemen atılıyor "Ooyy, kadroli oleydi alırdım."

Bakalım başka hangi farklılıklar var;
- Sözleşmeli arkadaşlarımıza isteğe bağlı tayin hakkının verilmemesi,
-Ek ders kesintilerinin farklı olması,
-İdareci veya müfettiş olamamaları,
-Hizmet puanlarının olamaması, yükselme derecesinin verilmemesi,
-Eş, çocuk, doğum yardımı verilmemesi,
-Görevlendirmelerde veya özür gurubu tayinlerinde yolluk verilmemesi,
- Her yıl ocak ayında sözleşmelerinin yenilenmesinden dolayı önlerini görememeleri,
-Yurt dışında görevlendirme verilmemesi,
-Bilgisayar öğretmenlerine formatörlük verilmemesi,
-Asker öğretmen olarak askerlik yapamamaları,
-Eş durumu atamalarında il emrini tercih edememeleri...

Bütün bunları topladığımızda ne kadar eşit haklara sahip olduğumuzu görüyoruz.

Kadronun olmadığı okullara sözleşmeli, onun da olmadığı okullara ücretli öğretmen alınıyor. Ne diyebilirim ki, yaşasın eğitimde fırsat eşitliği...

Not: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından üvey evlat muamelesi gören sözleşmeli arkadaşlarıma yazımda yardım ettikleri için teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 11
: 538
Kayıt tarihi
: 29.10.07
 
 

..